Tuncay TOP
Son bir kaç sayıdır gazetemizin haber sayfalarında ''Kongre Hareketi''nin oluşum ve faaliyet haberlerini okumaktasınız.
Seçimlere ‘’Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’’olarak giren ve seçilen 36 milletvekili ile BDP’ye geçen Blok bileşenleri, çok sayıda siyasi parti, sivil toplum örgütü ve doğa-çevre aktivisti grupla, kimi sendika yöneticisinin de içinde yer aldığı ‘Kongre Hareketi’ne dönüştü.
Hareket, Türkiye’nin tüm illerinde ve büyük ilçelerinde hazırlık çalışmaları yürüterek, 15-16 Ekim’de Ankara’da yapılacak Büyük Kongre’ye hazırlanıyor.
Kongre Hareketi olarak biraraya gelen kesimler, AKP ve CHP’nin temsil ettiği siyaset tarzı ve parti programlarının dışında 3.bir seçenek olarak bir araya geldiklerine vurgu yaparken, muhalefetin yeni odağı olmak yerine, sahici bir iktidar alternatifi olarak bir arada durduklarının da altını çiziyor.
Burası gerçekten çok önemli.
Dünya devrimci hareketlerinin tarihinde ilk defa, bir ülke sınırları içinde ulusal bazda devrimci bir azınlık hareketi, o ülkenin devrimci dönüşümü için, çoğunluğun göreli olarak daha cılız devrimcilerini ortak davranmaya çağırıyor.
Bu çağrıyı anlamlı kılan üç konjonktürel faktörden sözedilebilir; İlki, kızışan savaş ortamı içinde onurlu bir barışın aciliyeti. İkincisi, dünya kapitalist blokunun 1930’lardan beri yaşamadığı derinlik ve ölçekte küresel bir ekonomik kriz içinde debelenmesi. Üçüncü faktör ise, Kongre Hareketi bileşenlerinin gerek örgütsel gerek kişiler bazında çeşitliliği ve kapsayıcılığı.
Yeni bir krizler çağında devrimci-demokratik bir program etrafında örgütlü, yeni bir iktidar biçiminin nüvesi oluşturulmaya çalışılıyor. Neden olmasın..
Düzce Kongre Hareketi ne durumda?
Kongre Hareketi Düzce’de çalışmalara hızlı başladı. Ön hazırlık toplantısını yapan bileşenler, toplantı sonucunda oluşturduğu Komisyon eliyle Düzce ve ilçelerine yönelik çalışmalarını sürdürüyor.
Düzce Komisyonu, Kongre Hareketi’nin oluşum amacını; ‘’Halktan, ezilenden, yok sayılandan, doğadan, emekten, özgürlükten, eşitlikten, barıştan, adaletten ve demokrasiden yana olanların, yeni bir toplum, insanca bir yaşam için ortak mücadele zamanının geldiğini, her türden baskı, sömürü ve ayrımcılığa karşı olan birey ve örgütlerin; yani halkın kendi yönetimini kurmasını sağlamak üzere, birlikte mücadele etmesinin gerekliliği’’ üzerine kurarak anlatıyor.
Bu çalışma uyarınca Düzce’de bulunan tüm demokratik siyaset odakları, sendikalar, STÖ’ler, doğa – çevre ve hayvan hakları aktivistleri, yöre dernekleri ile tüm farklı etnik ve kültürel kimliğe sahip gruplar, Kongre bileşenleri tarafından ziyaret edilerek, programın detayları anlatılıyor.
Komisyon ayrıca 6 Ekim Perşembe günü saat 19.00’daKalıcı konutlar mevkii 5. Bölge’de, seçilmiş bir ya da bir kaç milletvekilinin de hazır bulunacağı geniş katılımlı bir halk toplantısı düzenleyerek, programın ayrıntılarını halkla tartışmak ve çalışmanın yerel ihtiyaç ve önceliklerini belirlemek istiyor.
Halk toplantısının afişlerini ve davetiyelerini de hazırlamış olan Komisyon, 6 Ekim’e hazır gibi. Gerisi Düzcelilere, yani bize kalıyor.
Kendi kaderimiz, çocuklarımızın hayatı ve geleceği üzerine gerçek karar sahipleri olabilmek, her türden baskı, sömürü ve ayrımcılığa dur diyebilmek için Düzce ve ilçelerinde birleşik ve güçlü bir mücadele yürütmek, hem daha gerekli hem de daha mümkündür.
Düzce ilini diğer vilayetlerden ayıran özgün bir niteliği var. Düzce, bünyesinde tuttuğu kültürel kimliklerin çeşitliliği ile Türkiye’nin sosyal dokusunun bir izdüşümü adeta…
Bu topraklarda yaşayan tüm halklar, ya inkâr edilerek yok sayıldılar, ya da sistematik olarak asimile oldular. Egemenlerin başta Ermeni, Rum, Süryani, Kürt, Laz, Yahudi, Çerkes, Arap, Gürcü, Abhaz, Roman halkları olmak üzere tüm halklara yönelik inkâr ve asimilasyon politikalarına karşı durmak, geçmişte yaşanan katliamların ve karanlık tarihin aydınlatılması, yüzleşme ve hesaplaşmanın sağlanması için sesini yükseltmek bugün herkesten çok Düzcelilere düşüyor.
Türkiye’nin farklı dilleri en çok konuşulan bir ilinde, anadil hakkını temel bir hak olarak kabul ettiğini şimdi beyan etmeyecekse Düzce halkı, daha ne zaman edecek.
Sonuç olarak, Kongre hareketi kurulma amacını, tüm ezilenlerin birliği ve eylem gücü olarak formüle ediyor ve daha yolun başında bir siyasi akım olarak, Düzce’de fena da bir sınav vermiyor.
Gerisini hep birlikte zamanla göreceğiz. Açık olan bir şey varsa o da şudur; Kongre Hareketi’nin Düzce’de başarılı olması, kimin neyi ne kadar istediği ve bunun için ne ölçüde mücadele ettiğine bağlı olarak gelişecektir.
Doğrusu, Düzce halkları ve emekçileri bir sınav sürecinden geçiyor…
Yazarlar
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.12.2014
12.09.2014
2.04.2014
15.11.2013
29.07.2013
19.07.2012
8.07.2012
7.06.2012
7.02.2012
19.01.2012