Ufuk COŞKUN
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı ateşkesin sona erdiğini açıkladı. Haklı olarak gerekçe soracaksınız değil mi? Ateşkesi sona erdiren gerekçeler neymiş bakalım. Türk devleti onlarca karakol, askeri amaçlı yol, kültürel soykırım ve askeri amaçlı barajlar yaparak ateşkes koşullarını demokratik siyasal çözüm için değil, yeni bir savaş için ciddi bir hazırlık yapmak ve gerçekleşecek savaşta avantajlı konuma gelmek için kullanmış! Oysa KCK, devlete askeri amaçlı yol ve barajlar yapmaması konusunda sürekli uyarmış, bunların ateşkesi bozmak ve savaşı başlatmak anlamına geldiğini vurgulamış! Tayyip Erdoğan silah kullanma gerekçelerini ellerinden alınca işte böyle komik bahanelerle ateşkesi bitirme kararı alıyorlar. Önceden gerekçe çoktu. Başta Kürt kimliğini dışlayan asimilasyon politikaları, köy yakmalar, faali meçhuller, asit kuyuları, JİTEM, OHAL, Kürtçe yasakları vs. Tüm bu gerekçeler ortadan kalkınca üstelik çözüm süreciyle birlikte PKK liderinin muhatap alındığı, birçok adımın atıldığı, Kürt kimliğini dışlayan Kemalist/ulusalcı yapının ve vesayetin mümkün mertebe kırıldığı en önemlisi de Türklerle Kürtlerin hiç olmadığı kadar yakınlaştığı üstelik Kürt partisinin %13’lük bir oy oranıyla meclise dahil olduğu yeni bir dönemde -Öcalan’ın tüm silah bırakma çağrılarına aldırmadan- sudan sebeplerle ateşkesi bozma kararı alınıyor. Savaş amaçlı yol ve baraj gibi örneğin! Hani sıkılmasalar işi savaş amaçlı havalimanları, hastaneneler, köprü ve çevre düzenlemesine kadar götürecekler!
“AK Parti’yi devirelim barış” gelsin diyen HDP’ye karşın Yalçın Akdoğan; “HDP barajı geçerse çözüm süreci biter” uyarılarında bulunmuştu da herkes Yalçın Akdoğan’ı eleştirmişti. Öcalan’ın 2013’ten beri yaptığı silah bırakın uyarılarına misilleme yapacağız şeklinde cevap veren KCK’nın ve HDP’nin gelinen nokta itibariyle Türk Kürt barışına ağır darbe indirmek gibi bir gaye taşıdıkları ortadadır. Sudan sebeplerle alınan bu savaş kararının barışa sunacağı bir katkı olabilir mi? Bazı HDP’liler bu tür bir kararı eleştireceğine filmi 90’lı yıllara sarmak gibi bir kolaycılığa kaçıyor. Tamam, o lanet olası 90’lı yıllarda size karşı işlenen tüm suçları biliyoruz. Acılarınızı yürekten paylaşıyoruz. Bir daha olmasın diye tüm dünyayı karşımıza aldık biz. Ne tür badirelerden geçtiğimizi bilen bilir. Biz hayatımızın riskini alırken zengin, konforlu hayat yaşayan, ömründe silah görmemiş, dağ, bayıra çıkmamış, elinde viskisiyle yazılar döşeyen yazarlar tekrar 90’lı yılların çatışmalı ortamına dönülsün diye sizlere silah bırakmayın çağrısı yapıyorlardı. Ne yani şimdi onlar mı haklıydı?
Son 10 yıldır 90’lı yıllar mı kaldı? Hapishanelerde sırf Kürtçe konuştu diye işkence çeken kardeşlerimiz mi var? Diliniz mi yasak? Köy isimleriniz hala iade edilmedi mi? OHAL gibi bir sıkıyönetim rejiminin altında inim inim inleyen masum sivil Kürt halkı mı kaldı? Kürt partileri mi kapatılıyor? Mecliste size yer yok mu? Sevgili Kürt kardeşlerim nedir mesele? Bana artık savaşmamız için tek bir sebep söyleyebilir misiniz? Liderleriniz bunun nedenini baraj, yol, karakol gibi nedenler olduğunu ifade ediyorlar. Sahi siz buna inanıyor musunuz? Bu apaçık tarihi Kürt Türk birlikteliğini temelli bitirme yolunda planlanan bir proje değil midir? Neden sağduyulu bir tepki ortaya koyamıyorsunuz? Biz ehl-i vicdan sahibi Türk ve Kürt halkı bu savaşa ne zaman dur diyeceğiz? Bu savaşın bu vakitten sonra bedeli çok ağır olur. Hepimiz ağır bedeller öderiz Kürt kardeşlerimiz. Neden bir araya gelemiyoruz? Ve neden Kürt kelimesini ağızlarına almaktan tiksinen, barış nedir bilmeyen, tek dertleri kaostan, kandan ve çatışmadan beslenen, sırf bundan rant devşiren, güçlerine güç katan, biz savaşırken nüfuz elde eden bir kesimin ağzıyla hareket edelim. Bu vakitten sonra silaha sarılanın akıbeti hayr olmaz. Fakat biz inadına barış ve Türk Kürt birlikteliği demeye devam edeceğiz. Bu da böyle biline!
Tekne Orucu
Takvim Gazetesi HDP ambleminden PKK harflerini türeterek taçlandırdığı başarılı haber anlayışını geçenlerde “Tekne Orucu” manşetiyle pekiştirdi! Teknede kimlerin olduğu ne iş çevirdikleri umurumda değil. Meseleye bir an kişiler üzerinden değil de yayın anlayışı ve ahlak üzerinden bakmayı deneyelim. Hatırlar mısınız? Bir zamanlar 28 Şubat’ın ulusalcı, laik, Kemalist, pozitivist medyası ülkede namaz kılanların, oruç tutanların, zekât verenlerin, hacca gidenlerin kısacası dini vecibelerini yerine getirenlerin avına çıkardı. Nerede namaz kılan birini görseler ertesi günü görüntüler eşliğinde ballandıra ballandıra “irtica” çığırtkanlığı yaparlardı. Bu haberler karşısında sinirimizden sıka sıka ağızlarımızda diş kalmamıştı. Keza aynı medya organları diğer taraftan da Atatürk heykellerinden tutun da nerede Atatürk’e bir laf edilmiş, ne tür hakaretler(eleştiri) yapılmış yine ballandıra ballandıra aktarırlar tahmin ettiğiniz gibi bunu da Atatürk düşmanlığı şeklinde lanse ederlerdi. Bunun Tekne Orucu haberiyle arasında bir fark görebiliyor musunuz?
Muhafazakâr medyada epeydir ilginç haberler okuyorum. Bunlardan bazıları; Demirtaş’ın domuz eti yediği şeklinde haberiydi Netice itibariyle pek faydası olmadı ne yediğinin! Diğeri “HDP’den bir skandal daha!” haberi ( Kürtçe eğitim veren bir okulda nedendir bilinmez çocukların karnesinde Atatürk resmi yokmuş) bir diğeri de “HDP’lilerden bir saygısızlık daha!” haberi(Küçük bir çocuk elinde HDP bayrağı Atatürk heykelinin üstünde poz veriyor) PYD IŞİD’ten daha tehlikelidir haberi de var ama benim için şimdilik bu örnek haberler önemli. Ne yani bu tür haberlerle ne denli Atatürkçü hassasiyete sahip olduğumuzu mu ispat etmeye çalışıyoruz yoksa sırf HDP’ye giydirmek için Atatürkçülüğü mü kullanıyoruz. Ya da oruç tutmayan imansızları deşifre ederek oyumuza oy, kalitemize kalite mi katmaya çalışıyoruz. Bunu birisi izah edebilir mi lütfen? Peki, ya diğer medya organları mı? Tek kelimeyle mide bulandırıcı!
@sivildemokrat
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- AK Parti yeniden yapılanmalıdır
28.06.2019 - Kürtler Her Şeyin Farkında!
19.06.2019 - İttihatçı Zihniyet Karakter Değiştiriyor
14.05.2019 - 1 Mayıs: Sendikacılık ve Emperyalizm
2.05.2019 - Sandıkta FETÖ Operasyonu
8.02.2019 - Milli Eğitim Neden Tarihimize Yabancı?
22.03.2019 - Bekâ meselesini anlayabilme idrakı!
7.02.2019 - Türk Eğitim Sisteminin Bir Felsefesi Var mı?
25.02.2019 - Aklı kutsayan Modernist İslamcılar
21.02.2019 - İthal Düşünce Akımları
18.02.2019
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
































































Ad Soyad Giriniz...
Roboski ve sirada bekleyen cok daha buyuk katliamlar senin ve senin gibilerin sayesinde yapilabilen faaliyetlerdir. Devam et cagrina, utanma, soyle devam et: "biktim ulan sizin Roboskinizden, olduyseniz oldunuz, ben hala yasiyorum, kesin sesinizi, oturunun oturdugunuz yerde"!
Ad Soyad Giriniz...
Bu konular ne zaman tarih olur biliyor musun? Sizin gibiler bu konulardan para kazanmayi kestigi zaman. Ayrica biktiysan bahsetmezsin bu konulardan olur biter. Bir insan bu kadar sikildigi bir konu ile ilgili niye bu kadar cok yazar? Cunku ajendasi vardir, para kazandiran guzel bir ajenda! Hem bu gecmis de neyin nesi? Hergun insanlar oluyor bu topraklarda bire gafil, hic mi gormezsin insanlarin ne cektigini? Esas bikan bizleriz sizlerin hep bir ornek nagmeli ajitasyonlarinizdan..
Fatma öztürk
Gerçekten gelecekle ilgili pek plan program yok iki arkadaş bir araya gelsek hep geçmişi yad ederiz. Bizim gibi toplumların geleceği yok galıba? Yorumlar dahı çok umutsuz ve olumsuz bizim kuşak geçmişe üzülerek ve geçmişi konuşarak geçırdığımız zamani gelecekle ilgili projeye dönuşturseydık çok daha faydalı olabilirdık biz bunları içimizden düşünüyoruz ama siz bizim yerimize yuksek sesle ıfade ettiniz teşekkurler.