Ufuk COŞKUN
CHP’nin siyasi tarihi ahlaksızlıklarla doludur. Bugün “OHAL şartlarında seçim olmaz” der ancak 27 Ekim 1995 tarihine gittiğinizde bizzat kendilerinin teklif götürdüğünü görürsünüz. Yalan, hülle, despotluk, cuntacılık partinin hiç değişmeyen ve merkezine oturmuş siyasi anlayışıdır.
En vahimi de CHP, bir Türk partisi değildir. Her fırsatta ülkesini yabancı işgal güçlerine şikâyet eden, Orta Doğu'nun “Balkanlaştırma” projesine destek veren, 15 Temmuz işgal teşebbüsüne tepki göstermeyen dahası FETÖ’nün bomba yağdırdığı meclis çatısı altında utanmadan 20 Temmuz darbesi diyen, PKK terör örgütüne sivil toplum muamelesi çeken bir partinin Türk partisi olma ihtimali var mıdır?
Kayseri İl Kongresi’nde konuşan Yurtta Sulhçu(!) Meral Akşener; “Grup kurmak için abidik gubidik işler yapmayacağız. Biz 100 bin imzayla çıkacağız" diyerek boyundan büyük laflar ediyordu.
Oysa FETÖ senaryosuna göre yürüyen program başka türlü seyir etti. Verilen talimatla CHP seçmenine küfür eder gibi 15 tane kurbanlık koyun misali vekil seçilip İYİ Parti’ye verildi. CHP öylesine ahlaksız bir parti ki bu görüntüyü vermekten zerre hicap duymadı. Epiktetos “sınırı aşan için artık sınır yoktur” diyor ya.
Vekiller, başlarını giyotine uzatır gibi çaresizce gittiler. Biri olsun isyan etmedi. Berdel giden zavallı gelinler… Karşılığında Abdullah Gül’ün ikna edilmesini istiyorlar. Anlayacağınız bu denli ahlaksız bir siyasetin döndüğü bir çukurun içinde debelenip duruyorlar.
Oysa Bahçeli’nin “Söz konusu milli beka oldu mu, hiç kimseyi tanımayız, hiçbir güce boyun eğmeyiz. Fedakârlıksa yaparız, fenalıkları engellemekse, beklenen hedefe ok gibi saplanırız” şeklindeki ittifak konuşmasından sonra Gül’ün de AKP’li fırıldakların da hevesi kursağında kalmıştı. O güne kadar aday imasında bulunan Gül bu konuşmadan sonra sessizliğe gömülmüştü. Anlaşılan o ki yeniden pazarlık yapılıyor.
7 Haziran seçimlerinden sonra CHP ile koalisyon isteyen AKP’li troller ise bu sefer de sırtını Saadet Partisi’ne yaslayarak Erdoğan’ı itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Erdoğan, kemik kavgası yapmakla mahir bu tayfanın kuyruğunu kestiği günden beri böyleler.
Hala erken seçim şokunu üzerinden atamayan sinsi, Batıcı/Küresel İslamcı Erdoğan muhalifleri de giderayak ne zarar verirsek kardır derdinde. Bakıldığında CHP’nin berdel modeli ahlaksız siyaseti, İYİ Parti, Saadet, FETÖ ve HDPKK ve bu türden AKP’li omurgasız, lüpçü, muhalif kesimler hemen hepsi aynı çukurda debeleniyor.
Hatırlayınız,7 Haziran seçimlerinden sonra AK Parti içinden bir kesimin talebine rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi basiretiyle ve Devlet Bahçeli’nin tüm kapıları kapatması suretiyle koalisyon ihtimalleri tükendi ve ülke, kasım seçimlerine gitmişti.
Milletimiz, 7 Haziran'dan sonra yaşanan gelişmeleri, yapılan planları, kurulan tezgâhları, ince detay hesapları, oy uğruna katledilen insanları, algı operasyonlarını kısacası olan biten her şeyi sessizce izleyerek vakti geldiğinde sözünü söylemişti. Hiç kuşkunuz olmasın bugün de olan biten tüm bu ahlaksızlıkları sessizce izliyor.
Başkanlık seçimleri hem içeride hem de dışarıda eli güçlü bir Türkiye demek. Cumhur ittifakı tam da böylesi bir dönemde bu kirli ittifakın karşısında yer alan yerli ve milli bir cephedir. Kaldı ki bu ittifak sadece başkanlık seçimleri için alınmış bir ittifak kararı da değildir. Türkiye’nin beka meselesi olarak gördüğü sınırındaki tehdide ve içerideki uzantılarına karşı alınmış yerli bir birlikteliktir.
Eli güçlü, istikrarlı, bağımsız, hızlı karar alabilen bir Türkiye’nin zengin, özgür ve şerefli vatandaşları olmak gibi bir gayemiz var. Erdoğan’ın millet namına siyaset yapmak istediği için en önemlisi de küresel servetin yüzde 50’sinden fazlasını tekelinde tutan Atlantik yakasının kurduğu pazar sistemine karşı bağımsızlık mücadelesi verdiği için tasfiye edilmek istendiğini de çok iyi biliyoruz.
O yüzdendir ki berdel usulü alışverişlerle ahlaksız siyaset yapan, kirli ittifaklarla karşımıza dikilen yapılara karşın rengi, mezhebi, düşüncesi, ırkı, dili, inancı fark etmeksizin kendini bu toprakların insanı olarak gören ve bu doğrultuda gayret gösteren hemen her kesimden insanla bir araya gelmenin yollarını aramalıyız.
Bağımsız, güçlü, zengin bir Türkiye için Erdoğan’ı başkan yapmak durumundayız. Aksi takdirde ülkeyi FETÖ’ye teslim edip bir günde ABD’nin eyaleti yapacaklar.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019