Uğur Gürses
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu 29 Nisan Perşembe günü rutin Enflasyon Raporu’nun bu yılki ikincisini sunmak ve soruları yanıtlamak için Zoom toplantısında ekonomist ve gazetecilerin karşısına çıktı.
Rapor şurada: Enflasyon Raporu.
Banka, Ocak sonunda yüzde 9.4 olarak öngördüğü 2021 sonu enflasyon tahminini yüzde 12.2’ye yükseltti. Bu 2.8 puanlık yukarı yönlü revizyonda en önemli payın da 1.8 puanlık “Türk Lirası cinsinden ithalat fiyatları” kaynaklı güncelleme olduğunu anlattı. Sıkı duruşu da koruyacaklarını ifade etti. Yani Naci Ağbal’ın görevden alınması ve kendisinin atanmasıyla gelen kur artışının etkisi.
Hatırlayalım; bu iki dönemde hem başkan hem de tahmin değişti.
Kavcıoğlu, Ağbal ayrılmadan önceki Mart 2021’deki Para Politikası Kurulu toplantısında faizlerin 2 puanlık artışına gerekçe olarak, 2020’deki güçlü kredi büyümesinin etkilerinin devam etmesi, Ocak 2021’den sonra da kredilerde yeniden bir büyüme eğiliminin başlamasını ve de 1 Mart sonrasında kısıtlamaların kaldırılması sonrası ekonomik aktivitenin canlanmasını gösterdi.
Sonra da, bununla da “Mart ayında yapılan ilave sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki sınırlayıcı etkilerinin önümüzdeki dönemde belirginleşeceği, net kredi kullanımı ve iktisadi faaliyetteki yavaşlamayla birlikte enflasyon üzerindeki talep yönlü baskıların hafiflemeye başlayacağını” öngördüklerini anlattı.
Tam da burada, tüm bunlar atama krizi öncesini anlatıyor. Ya sonrasındaki yüzde 10’luk kur artışının ne getireceği yok mu varsayılıyordu?
Toplantının en başında el kaldırarak söz istedim. Ancak ne yazık ki sıranın başında olmama karşın buna fırsat verilmedi. Diğer ekonomist ve gazetecilerin sorularına da önceden hazırlık yapıldığı belli olan önündeki yazılı metinlerden yanıtladı.
Belli idi ki, hazırlık yapılmamış sorulardan kaçınmak istendi. (Madem öyle, önceden kaydedilmiş biçimde banttan yayın yapılsaydı ya?)
Sorum şu olacaktı;
Sizden önce Naci Ağbal başkanlığında toplanan Para Politikası Kurulu (PPK) bahsettiğiniz kredi genişlemesi ve kısıtlamaların kaldırılmasıyla gelişen koşullarda 2 puanlık faiz artışına gitti. Bu faiz artışını yapma nedeni, hedef olan yılsonu enflasyon tahmini olan yüzde 9.4’ü korumak idi.
Bu faiz artışından sonra Naci Ağbal görevden alınıp siz başkanlığa atandıktan sonra döviz kuru yüzde 10 yükseldi. Buradan gelen 2.8 puanlık “görevden alma-atama etkisi” ile enflasyon tahmininiz de şimdi yüzde 12.2 olarak güncellendiğine göre, nasıl sıkı duruşu korumuş oluyorsunuz? İlave enflasyon artışına rağmen aynı duruşu korumak sıkı duruş oluyor mu? Fiilen gevşetmiş olmuyor musunuz? Ayrıca yüzde 9.4’lük enflasyon tahminini hedefleme duruşu çöpe atılmış olmuyor mu?
Bu, 2.8 puanlık “görevden alma-atama” etkisini, bedelini topluma ödetmek değil mi?
Not: Kavcıoğlu konuşmasında, döviz kurundan enflasyona geçişkenliğin yüzde 20’nin üzerine çıktığını vurguladı.
Buna karşın PPK metninden “gerekmesi durumunda ilave parasal sıkılaşma yapılacaktır” ve “sıkı para politikası duruşu kararlılıkla uzun bir müddet sürdürülecektir” ifadelerinin çıkarılmasına analistlerden gelen tepkilere şaşırdığını söylemesi bile şaşırtıcı. Başkan Kavcıoğlu, bankanın iletişiminin ana omurgası olan PPK toplantı özetinin sıradan bir açıklama olduğunu mu sanıyor?
Ama, “sıkı duruşu koruduğumuzu daha fazla öne çıkarırsanız memnun olurum” diyerek de başka bir boyuta taşıyor. Metinden bu vurguyu çıkarıp, sonra da “siz öyle yazın” demek paha biçilmez!
Madem Kavcıoğlu söz verip soru sorma fırsatı vermedi; burada diğer soruları da ilave edeyim.
- 23 Nisan akşamı üç TV kanalının ortak yayınında teknik düzeyde bile olsa soru soranları “algı operasyonu” yaptıklarını söylemiştiniz. Bugünkü toplantıda şeffaflık vurgusu yaparken, 23 Nisan’daki ortak yayında teknik sorularla gelenleri siyasetçi alışkanlığı ile “algı operasyon” ve benzeri sözlerle karşılamanız normal mi?
- Siyasetçi demişken, partinizle üyelik ilişkiniz devam ediyor mu? Etmiyorsa hangi tarihte ayrılma dilekçenizi yolladınız?
- Teknik sorulara teknik yanıt vermeyi düşünüyor musunuz?
– Mesela, Merkez Bankası’nın 32 yıllık bir döviz müdahale, döviz alım-satım, deneyimi varken, neden ve hangi ihtiyaçtan bankanın dövizleri bir protokolle Hazine’ye oradan da kamu da olsa ticari bir bankaya aktarılarak, merkez bankacılığı deneyimi olmayan, döviz müdahale deneyimi olmayan bu kurumlarca satılma gereği ortaya çıkmıştır? Hangi ihtiyaçtan?
– Merkez Bankası yasasında sayılan görevlerin başka kurumlara devredilmesine dair hüküm var mıdır? Mesela Açık piyasa işlemlerini yapma yetkisi kamu bankalarına devredilebiliyor mu?
– Ne kadar dövizin hangi kur seviyesinden hangi aralıklarla satılacağına kim karar vermiştir?
– Merkez Bankası’nı tüm döviz alım-satım ihaleleri, döviz müdahale miktarları şeffaf biçimde yayımlanırken, hangi ihtiyaçtan bunlar örtülenmiş kamuoyundan saklanmıştır?
– Teknik bir soru yine: Merkez Bankası’nın Analitik Bilançosu’nda her şeyin açıkça yer aldığını söylediniz. Bu doğru değil. 128 milyar dolar hesabı, ağırlıkla Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi” tablosundan teyit edilebildi. O da perdelenmesi unutulduğu için.
Bankanın swap işlemleri 22Mart 2019-31 Aralık 2020 arası dönemde örtülendi. Bu yüzden bu tarih aralığı için günlük olarak döviz pozisyon hesabı yapmak imkânsız hale geldi. Bunun örtüleme olduğunu, verilerin yeniden yayımlanması için talimat vermeyi düşünüyor musunuz? - Bu tür teknik soruları soran, sorgulayan eski merkez bankası mensuplarının, orada yetişmiş merkez bankacıların bu soruları sormasının sizi üzdüğünü ifade etmiştiniz. Merkez Bankası’nın tarihinde hiçbir döneminde 2 yılda 130 milyar doları aşan bir rezerv satışı, böyle bir yöntemle, şeffaf olmayan biçimde olmamıştır. Özellikle bu rezervlerin her bir centi için gecesini gündüzüne katan, özel yaşamından feragat eden eski mensupların, özellikle de çekirdekten yetişme mensupların gelinen bu duruma, Merkez Bankası’nın bu haline üzülmeye, bu durumu sorgulamaya hakkı olduğunu düşünmüyor musunuz?
Son bir not:
Merkez bankacılar, merkez bankasının kâr yaratmasıyla, bunun büyüklüğü ile övünmezler.
Bir merkez bankasının bankalardan farkı “para basma” imtiyazının olmasıdır. Para basma imtiyazını kime verseniz kâr yaratacağı da malum. Kârı katlanan MB varsa hane halkı ve reel kesim kaybediyordur. Kârı ile övünen merkez bankacı olmaz.
Merkez bankasının eski ya da mevcut çalışanlarının, ülkenin her bir yurttaşının cebinde taşıdığı ulusal paranın değerinin, itibarının korunmasının ne olduğu bilinmeyen arka kapılı döviz satışlarıyla değil, enflasyonun kalıcı olarak düşürülüp fiyat istikarının tesis edilmesiyle mümkün olacağının bilincinde olduğunu hatırlatmak isterim. Türkiye’de iki kurumun unvanında “Türkiye Cumhuriyet” ibaresi yer alır; biri hepimizin ortak hukukunu, kamu hukukunu gözeten cumhuriyet savcılarının, diğeri ise hepimizin parasını basan Merkez Bankası’nın. Bu da parayı basan kurumun siyasi duruştan uzak durmasını, bağımsız duruş göstermeyi gerektiriyor.
Uğur Gürses
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.12.2022
18.07.2022
18.02.2022
13.02.2022
29.01.2022
24.01.2022
17.01.2022
10.01.2022
4.01.2022
2.01.2022