Ümit Fırat
Benim doğumumdan önceki 22 yıllık (1923-45) dönemde mahalli seçimlerde şimdi artık belediye meclisi üyesi olarak adlandırılmakta olan belediye azası seçimleri yapılırmış. Vali ve belediye başkanları aynı kişi olduğu ve onları da hükümet tayin ettiği için onlar seçim kapsamında değillermiş. Zaten sözünü ettiğim 22 sene boyunca da sadece CHP’nin gösterdiği adayların oylandıkları 1930, 1934 ve 1938’de 3 tane mahalli seçim yapılmış.
Demokrat Parti (DP) hükümetleri döneminde 1950 ve 1955 yıllarında toplam 2 kez yapılan dördüncü ve beşincisinde ise küçük henüz çocuk olduğum için farkına bile varmadığım hadiseler olarak gerçekleşmiş.
27 Mayıs 1960 askeri darbesi dolayısıyla geciken ilk mahalli seçim ise Kasım 1963’te yapılmıştı. Bitlis’te lise son sınıf öğrencisiydim. Tabii ki henüz 22 yaşımda olmadığım için bir seçmen değildim, ama şehrin seçim öncesi atmosferi çok ilgimi çekmişti. O dönem Bitlis’in biri YTP (Yeni Türkiye Partisi) birisi de CHP’li olmak üzere 2 milletvekili ile bir de YTP’li senatörü vardı.
Seçimlerde belki başka adaylar vardı ve hatırlamıyor olabilirim ama yarış 2 aday arasında gerçekleşmişti. Birincisi ve seçimin favorisi olan aday CHP’den adaylığını koymuş olan Bitlis Gazetesi sahibi ve hâlihazırdaki Bitlis Belediye Başkanı rahmetli Adil Şerefhanoğlu, diğeri ise Bitlis Senatörü rahmetli Dr. Cevdet Geboloğlu’nun kardeşi ve Şerefhanoğlu’na nazaran oldukça genç sayılan aday Ecvet Geboloğlu idi.
55 seneyi aşmış bir zamandır hafızamdan yer etmiş ve epey genç olmama rağmen ilgiyle izleyip unutmadığım ilginç bir seçim kampanyasıydı. Çevresinde Hükümet Konağı, lise, Erkek Sanat Enstitüsü’nün de yer aldığı Bitlis’teki yegâne düzlük olan Gökmeydan, aynı zamanda şehrin futbol sahasıydı. Tabii bütün şehirlerde olduğu gibi Bitlis’te de 8 Ağustos, Güzeldere, Yıldırım gibi futbol takımlarının bulunduğu birkaç futbol kulübü vardı aralarında maçlar da Gökmeydan’da yapılırdı.
Bana göre seçimler, sanki CHP ve YTP adayları arasında değil de Güzelderespor adayı Adil Şerefhanoğlu ile Yıldırımspor adayı Ecvet Geboloğlu arasında gerçekleşiyordu. Sanki sonunda siyasi bir rekabetin değil de Güzeldere veya Yıldırım takımlarının galibiyeti için bir mücadele sürdürülüyordu.
O yıl okuduğumuz lise 3 tarih kitabının konuları arasında Bizans’ın 500 küsur yıl önce parçalanıp sona ermesinin nedenleri arasında atlı araba yarışı yapan Maviler ve Yeşiller adlı iki takımın taraftarları arasındaki siyasi gerginliğin de önemli bir neden olduğuna da yer veriliyordu. Bu nedenle spor kulübü taraftarlığı ile siyasi taraftarlık arasında bir bağ kurmuştum ve kendimce bu durumu biraz da eğlenceli bulmuştum.
Neyse, sonuç olarak ezeli rakipler arasındaki maçı beklendiği gibi Güzeldere kazanmıştı. Ancak maç sona erdiğinde Bitlis dağılıp parçalanmamıştı ve Adil Bey de belediye başkanlığını kazanmıştı.
Ne var ki, 6-7 ay sonra yapılan Senato ara seçimlerdeki kampanyada Güzeldere ve Yıldırım takımları pek ortada yoktu. Bu seçim kampanyasında siyaset öne çıkmıştı ve rakipler önceki seçimlerdeki adayların ağabeyleriydi. 49’lar davasının ünlü sanığı Avukat Ziya Şerefhanoğlu ile Dr. Cevdet Geboloğlu’nun rakip oldukları seçimlerin galibi de Ziya Şerefhanoğlu olmuştu. Sürpriz bir şekilde bağımsız aday olarak seçimlere katılmış, mütevazı bir kampanyayla yürüttüğü kampanyayla rakiplerinin şeyhlerden aldıkları güçlü desteklere rağmen Bitlis’ten senatör seçilmişti.
Günümüze göre oldukça kısıtlı imkânlarla faaliyetlerini yürüten belediyelerin el değiştirmesiyle pek de olağanüstü bir değişim yaşanmayacağı bilindiği için, öyle kıran kırana bir seçim kampanyası olmazdı elbette. Seçimlerde bölgede genellikle yaşanmış olan örnekleri gibi, adayların mensup oldukları partilerden ziyade, toplum nezdindeki şahsi pozisyonları, deneyleri, aileleri ve ittifakları önemliydi. Ancak seçilmiş belediye başkanları, şehri ve şehrin gerçek insanlarını temsil eden saygın birer siyasi aktör işlevine sahip olurlardı.
Türkiye o tarihten sonra 12 Mart ve 12 Eylül gibi ikisinde askerlerin bizzat sahaya indikleri, 28 Şubat, 27 Nisan ve belki de bilemediğimiz birkaçında ise uyarılarla sisteme yön vermeye çalıştıkları askeri müdahalelere sahne oldu. Bazıları oldukça sert rekabetlere sahne olan 30’u aşkın Senato, TBMM ve mahalli idareler genel seçimleri yapıldı.
Hani bir insanın kendisinden beklenmeyen iyi şeyler yapması durumunda, “Kafasına taş mı düştü ne” diyerek yorumlanan insan vardır. Bu türden bazı siyasi yöneticiler de gelip geçtiler. Yapılan bir anayasa değişikliğiyle siyasi partilerin kapatılması biraz zorlaştırıldı ama yine de DTP kapatıldı. Aynı dönemde hükümette olan AK Parti de yargılandı ve suçlu bulundu. Ancak kapatılması için yeterli çoğunluk sağlanamadığı için kapatılamadı ama para cezasına mahkûm edildi.
Bu arada birtakım temel hukuki güvencelere kavuşturulmamış olsa da artık vatandaşların kendilerinin Kürt olduğunu söylemeleri suç olmaktan çıktı. Her ne kadar ülkenin bölünmez birlik ve bütünlüğü açısından tehlikeli bulunsalar da devleti yöneten parti yöneticileri tarafından Kürt Kardeşlerimiz olarak anılmaya başlandı. Devlet kanalı TRT’den ve bazı özel TV kanallarından Kürtçe yayınlar yapılmaya başlandı. Kürtçe kitap ve gazetelerin basılıp yayınlanması serbest bırakıldı.
Pek rağbet görmese ve Kürtçe öğretmen yetiştiren eğitim kurumları olmamasına rağmen, hatta Kürtçe’ye Kürtçe dememek için Yaşayan Dil ve Lehçeler denilse bile ilkokullarda seçmeli ders olarak müfredata konuldu.
Bir dönem Irak Kürdistan Otonom Yönetimi’yle de dostane ilişkiler geliştirilmek üzere bazı olumlu adımlar atıldı. Ancak Kürtler “Kürt kardeşlerimiz” formatına uygun davranmayıp rahat durmadılar. Irak Anayasası’ndan kaynaklı bazı haklarını kullanmak üzere bir referandum yapmaya kalkınca, kendilerine “Bir gece ansızın gelebilirim”tehdidinde bulunularak sert bir tutumla hadlerini bilmeleri hatırlatıldı.
Keza geçen yarım asrı aşan bu süre zarfında bilim, kültür, sanat ve siyaset alanında dünyanın geride bıraktığı binlerce yıllık tarihiyle mukayese bile edilemeyecek derecede hızlı değişimler yaşandı.
Türkiye’de de bu değişimlerin birçoğundan istifade edildi, teknoloji kullanımı arttırıldı ve ekonomisi büyüdü. İnsanların hayat tarzı ve alışkanlarında çok şey değişti.
Ne var ki devlet yönetimimin siyasi anlayışında bir arpa boyu ilerleme olmadı. Bir hukuksuzluk ve kurumsuzluk örneği olarak anılan İttihat Terakki değerleri daima geçerliliğini muhafaza etti. Kurumsal anlamda asla bir oturmuşluk yaşanmadı ve hep bir eğretilik öne çıktı.
Yakın zamana kadar iyi kötü bir parlamento vardı. Şimdi her hafta salı günleri parti liderlerinin konuşma yaptığı bir mekân oldu ve hükümetten gelen tasarıları oylayıp kanunlaştırmaktan öte bir fonksiyona sahip değil.
Geçen haftaki yazımda da belirttiğim gibi, belediyelere Türkiye’ye özgü yerli ve milli bir sistem olarak uygulanan Tayyip Erdoğan’ın başkanlık rejimi ile birlikte artık belediye reislerinin temsil edeceği herhangi bir siyasi fonksiyon ve çalışma alanı bırakılmadı.
Kanaatimce artık sadece hükümetin ve muhalefetin oy sayıları açısından istatistiki bir anlam taşıdığı için önemsenebilecek seçimlerin sonucunda kimin seçilmiş olmasının da hiçbir önemi kalmadı.
İyi haftalar diliyorum.
*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2019
26.12.2018
18.12.2018
15.12.2018
29.11.2018
20.11.2018
14.11.2018
6.01.2018
30.10.2018
23.10.2018