Ümit KARDAŞ
Başta seçilmiş cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, AK Parti yönetimi ve bağlı medya Ahmet Davutoğlu’nun parti başkanı olarak belirlenme şeklini örnek bir demokratik süreç olarak sunmaya çalışıyorlar. Bu konuda o kadar çok istişare yapılmış ki. İstişarenin Erdoğan’ın kendi iradesini kabul ettirme eylemi olduğu açık ve bunun da parti içi demokrasiyle zerre kadar ilgisi yok.
Erdoğan, dış politikada kendisine büyük hatalar yaptıran Davutoğlu ile kader birliği yapmış durumda. Bu nedenle kendinden sonra başkanlığa gelecek kişiyi cumhurbaşkanı seçildiği ilan edildikten sonra, AKP’nin MKYK toplantısına katılarak, anayasayı da ihlal ederek tek başına belirlemiştir. AKP kurultayı usulen ve göstermelik olarak yapılacaktır. Bu takdirde parti organlarına da gerek yoktur. AKP, bu süreçle birlikte parti olmaktan çıkmış, bir tarikata dönüşmüştür. Partinin, parti programında amaçladığı parti içi demokrasi ve ülkede demokrasinin ve özgürlüklerin geliştirilmesi, kucaklayıcı politikalar izlenmesi hedefleriyle bir bağı kalmamıştır.
Abdullah Gül, Bülent Arınç ve partinin kurucu unsurları hoyratça dışlanmış, Erdoğan demokrasi ve hukuk bir yana AKP’yi dümdüz etmiştir. 2011’den bu yana AKP’de ve ülkede olumlu anlamda yeni olabilecek hiçbir gelişme yaşanmamıştır. Parti programını bir tarafa iten, Gezi olayları üzerinden gerilim ve çatışma üreten, 17 ve 25 Aralık operasyonlarından sonra bürokrasi ve yargıyı hallaç pamuğu gibi atan, öfke ve intikam duyguları zirve yapan, etik ve estetik her türlü değeri dışlayarak İstanbul’u rant alanı hâline getiren, Suriye meselesinde tam bir aymazlık politikası uygulayan ve IŞİD gibi soykırım suçu ve insanlığa karşı suçları vahşice işleyen bir tedhiş örgütüne Sünnilik üzerinden yatırım yapan bir iktidarla karşı karşıyayız.
Erdoğan ve Davutoğlu’nun kaderleri dış politikada bağlanmıştır. Stratejik derinlik, stratejik yüzeyselliğe dönüşmüş ve Türkiye’nin başına büyük bir bela açılmıştır. Bunun farkında olduklarından, bir istihbarat örgütü olan ve operasyon yapma yetkisi bulunmayan MİT’in gözetimindeki TIR araçlarını durduranlar hain ve casus nitelemeleriyle baskılanmış ve soruşturmaya tabi tutulmuşlardır. Ülke içinde durumun deşifre edilmesine büyük tepki gösterilirken, Almanya’nın bu konuda Türkiye’yi dinlemesi karşısında iktidarın dizlerinin bağı çözülmüştür.
Suriye’nin Libya olmadığı çok açıktı. Üstelik Rusya’nın, güvenlik kriterleri açısından Suriye’de en fazla bulunan ülke olduğu, Suriye’nin Rusya’nın siyasi açıdan uluslararası alandaki kucağı sayıldığı, bu nedenlerle Rusya’nın dünyada hiçbir ülkeye Suriye’ye verdiği düzeyde askerî ve siyasi destek vermediği biliniyordu. Çin’in ise Rusya ile stratejik ortak olarak ve ticari ilişkileri nedeniyle Suriye’deki stabil durumdan memnun olduğu ortadaydı.İran bakımından ise Suriye, gerek jeopolitik konumu gerekse de İsrail ile olan sorunları nedeniyle eşi bulunmaz bir partnerdir. AB ve ABD, bu dengeyi gözetme durumunda kalırken, Türkiye’nin mezhepsel bir tavırla bu bataklığa girmesi ülkenin itibarını, güvenliğini ve geleceğini tehlikeye sokmuştur. Suriye’den gelen mültecilerin sayısının 1,5 milyona yaklaştığı anlaşılmaktadır. Bu insanlar gözümüzün önünde dilenmekte, sokaklarda yaşamakta, suça alet edilmektedir. Var olan gerilimlere başka bir boyut eklenmiştir. Bir ülkenin bu kadar mülteciyi barındıramayacağı, insani bir standart sağlayamayacağı açıkken, Türkiye BM aracılığıyla mültecilerin bir bölümünün başka ülkelere dağıtımını sağlayamamıştır. İzlenen yanlış politikaların hiçbir siyasi bedeli olmamıştır. Aksine Davutoğlu, başbakanlığa terfi etmektedir. Erdoğan-Davutoğlu ikilisi bu sorumluluk nedeniyle bütünleşmişlerdir.
Barış süreci ve genel demokratikleşme çerçevesinde Kürtlerin haklarını alması kuşkusuz önemli. Ama dış politikada ülkeyi felakete sürükleyip, belayı ülke içine de sirayet ettiren, demokrasiyi, hukuku ve özgürlükleri çiğnemekte beis görmeyen siyasi aktörlerle gerçek bir demokrasiye geçilebilir mi? Sadece Kürtlere tanınacak haklar onlara huzur verebilir mi?
AKP’nin sağduyulu unsurları dâhil herkes şapkayı önüne alıp düşünmeli. Gün fırsatçılık günü değil. Size bahşedilen imkânları ve paraları huzur içinde kullanabilecek misiniz?
www.umitkardas.com
twitter.com/umit_kardas
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları





















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.11.2025
17.10.2025
1.10.2025
7.09.2025
1.09.2025
27.08.2025
7.08.2025
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025