Vedat Bilgin
Bugünlerde hemen hemen konuyla ilgilenen herkesin üzerinde durduğu, sorduğu soru şudur: Bunca yıllık ABD-Türkiye ilişkileri neden bu noktaya gelmiştir? ABD yönetiminin ‘Türkiye’nin kıymetini’ bilmediği için böyle davrandığı ileri sürülemeyeceğine göre, işin içinde başka bir şeyler mi vardır? Bazıları, Türkiye’nin ABD’yi kızdıran şeyler yaptığı, eksen kayması yaşadığı, bunun da ABD’yi rahatsız ettiği için bu sorunla karşılaştığını söyleyerek, AK Parti Hükümetlerinin sorumlu tutarken; kimilerinin de sorumluluğu ABD’nin yönetici kadrolarına, Pentagon’a ve dış politika yapıcılarının hatasına bağlayarak durumu izah ettiği görülmektedir ki ABD yönetiminin bu tercihi yapması sadece bir ‘hata’mıdır?
“ABD’nin Ortadoğu siyaseti üzerinde durulurken, meseleyi petrol konusu etrafında, sömürü kaynaklarıyla ve bölgedeki maddi çıkarlarıyla açıklamaya çalışanların az olmadığını da belirtmek gerekir. ABD’nin davranışlarında maddi faktörlerin etkisi vardır fakat bu maddi hesapları gerçekleştirmenin yegâne yolunun bugün ‘takip edilen siyaset’ olduğunu söylemek de elbette doğru değildir.”
ABD gibi bir ‘süper devletin’ Ortadoğu siyasetini, bu bölgenin ülke ve halklarının istikrarsızlığı üzerine kurmasını açıklamak için başka bir bakış açısına, başka bir yaklaşıma ihtiyaç yok mudur?
ESKİ DÜNYA DÜZENİ
“Önce şunun üzerinde durmak gerekir ki ABD’nin takip ettiği siyaset, sadece bu bölgeyle sınırlı değildir. ABD’nin, başta kendi kıtası olmak üzere, birçok ülkeyle ciddi sorunlar yaşamasına yol açan bir siyaseti ısrarla takip etmesi, bir başka problemi ortaya koymaktadır. Esasen ABD’nin ‘süper devlet konumunu’ üreten tarihsel şartların hâlâ devam edip etmediğinin sorgulanması önemlidir; zira bu şartların değişmesinin doğrudan doğruya uluslararası siyaseti de etkileyip değiştirmesi gibi kaçınılmaz bir durum söz konusudur.”
Batı kapitalizminin oluşmasında sömürgeciliğin nasıl bir rol oynadığının, onun şartlarını nasıl hazırladığının üzerinde çok durulmuştur. ABD’nin sömürgecilik sonrası dönemde, bir başka ifadeyle sömürgecilikten ‘emperyalizme geçiş’ sürecinde ‘süper güce’ dönüştüğü aşamada 29 krizinden sonraki gelişmelerin önemli bir payı bulunduğunu hatırlamak gerekir fakat İkinci Savaş olmasaydı ABD’nin siyasi konumunun yükselmesi bu kadar erken olabilir miydi diye de düşünülmelidir. Sovyetler Birliği’nin ABD yayılmasının önüne geçerek, belli bölgelerle sınırlı kalmasında etkili olduğu açıktır ama Batı’nın içinde güç yoğunlaştırması emperyalist ilişkilerin yerleştirilmesi bakımından, ‘anti-komünist dayanışmanın’ böylesine güçlü denetimin sağlanmasına imkân verdiğini de görmek gerekir.
YENİ DÜNYA ESKİ YOL
“Şimdi durum değişmiştir. Ne Amerika Kıtası’nda yaşayan ülkeler eski ülkelerdir, ne Avrupa, ne Ortadoğu, ne de ABD eski konumundadır; bugün dünya değiştiği için ABD’nin emperyalist ilişkileri sürdürecek imkânları, denetim araçları artık eski fonksiyonlarını üretemeyecek hale geldikleri için, ABD dünyanın her tarafında bu sorunlarla karşı karşıyadır.”
Emperyalizm bitti mi ya da bitiyor mu? Emperyalizm bir ekonomik ve siyasal hegemonya sistemine dayanan ilişkileri kapsamaktadır; askeri denetim araçları, müdahale ve saldırı bunların yetersiz kaldığı zamanlarda devreye girmektedir. Bugün ‘eski emperyalist sistemin mekanizmaları’ dünya sisteminde yaşanan değişmelerin sonucu olarak işlememektedir. Bu sebeple askeri müdahale ve savaş siyaseti emperyalizmin ‘son dişi’ olarak devreye girmektedir. Bunun sürdürülebilirliği yoktur ve çöküşü hızlandırmaktan başka sonuç vermesini beklemek boşunadır. İstikrarsızlık meydana getirip orayı yeniden düzenleme kabiliyetini yitirmiş bulunan bir yapının devam etmesi ise oldukça zordur. Bu yüzden Ortadoğu onlar için tam bir çıkmaz sokaktır.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.03.2020
27.05.2019
20.05.2019
9.05.2019
6.05.2019
2.05.2019
30.04.2019
22.04.2019
18.04.2019
15.04.2019