Yalçın AKDOĞAN
Çözüm sürecinin dönüştürücü bir etki yaptığını veya yapması gerektiğini söylüyoruz. Bu dönüşüm bir yönüyle de demokratik siyaset dönemine hazır hale gelmeyi ifade ediyor. Sorunun parçası olan aktörler, zihniyetler, politikalar, üsluplar değişmeden çözümün ortaya çıkması elbette mümkün değildir. Herşey aynı kalsın ama daha farklı ve ideal bir sonuca ulaşalım. Böyle bir şey olamaz.
Çözüm sürecini başlatan ve genel bir demokratikleşmeyle kronik meseleleri çözmeye çalışan AK Parti iktidarı temel siyasi paradigmayı ve bakış açısını değiştirerek bu inisiyatifi başlattı. Sorunlu algıları, kabulleri ve bakış açılarını değiştirmeden yani yapısal ve zihinsel bir dönüşüm gerçekleştirmeden yeni ve daha ileri bir noktaya ulaşılamaz.
AK Parti'nin milliyetçilik algısına yönelik cesur müdahalesi ve yeni kodlamalarla kavramların sorunlu boyutlarını törpülemeye çalışması bu açıdan önemli…
BDP'lilerin bir süredir daha sorumlu bir üslup ve dil kullanmaya gayret ettiğini görüyoruz. BDP'lilerden ve Kandil'den sudur eden bir kısım sorunlu çıkışlar olmasına rağmen genel olarak bir farklılaşmadan bahsedilebilir.
Bu dönüşüm süreci kafa karışıklıklarını, söylem düzeyinde bir kısım ikilem ve paradoksları da yansıtmıyor değil…
Örneğin Gültan Kışanak sürecin bir pazarlıkla yürümediğini, asıl olanın ikinci aşamadaki 'toplumsal müzakere' süreci olması gerektiğini söylerken 'ne aldınız, ne verdiniz' gibi sıkıştırmaları başarılı bir şekilde ekarte ediyordu.
Gültan Hanım'ın 'Öcalan, Kürt gençlerini demokratik sürece uygun olarak örgütlenmeye, bilinçlenmeye ve öncülük yapmaya davet ediyor' şeklindeki sözleri de yeni dönemin ruhuna uygun olarak demokratik çalışmaların öne çıkarılması gerektiğini ifade ediyor. Ancak Kışanak'ın Öcalan'ın elinin güçlenmesi için daha büyük 'serhildan'lar (başkaldırılar) yapılması için çağrıda bulunması yanlış anlaşılabilecek ve eleştirilecek boyutlar taşıyor.
Örgütün Kandil'deki elebaşılarından Cemil Bayık'ın önceki gün basına yansıyan bir röportajı da kafa karışıklığına sebep olacak cinsten… Bir ay önceki 'çekilme için yasal zemin hazırlanmalı' bayat söylemini tekrar etmesi, bir sorun ve kriz görüntüsü veriyor. Özellikle Duran Kalkan'ın Ruşen Çakır'a söyledikleriyle yan yana konulduğunda ortaya büyük bir tenakuz çıkıyor. Sanırız Karayılan'ın yapacağı açıklama bu konuda örgütsel duruşu belirginleştirecektir.
Kalkan, artık silahla değil demokratik siyaset yöntemiyle mücadelelerini sürdüreceklerini söylüyor.
Bayık'ın röportajında ise dikkat çeken iki husus var. Birincisi, arabuluculuk için ABD'nin rol üstlenmesi gerektiğini söylüyor, ikincisi de 'Milli Kongre' yapılabilmesi için Barzani'nin katkıda bulunmasını talep ediyor.
Yine dün kamuoyuna yansıyan DTK bildirisi de süreç açısından not düşülmesi gereken hususlar içeriyor. Süreci kendileri açısından 'Demokratik Kurtuluş Hamlesi' olarak niteleyen DTK, her alanda büyük mitingler, gösteriler ve toplantılar yapılması gerektiğini, yeni Anayasada yer almasını istedikleri konular için zorlayıcı bir faktör olarak kitlesel desteğin öne çıkarılması gerektiğini vurguluyor.
Selahattin Demirtaş'ın Taraf'taki röportajında ve DTK bildirisinde yeni anayasadan ziyade bir geçiş düzenlemesine veya 'demokratikleşme paketi'ne vurgu yapılması da ilginç bir ayrıntıdır.
Bugünlerde Akil İnsanlar Heyeti'nin Güneydoğu ve Doğu programlarında örgütün organize söylemlerinden birisi olan koruculuk meselesi sıklıkla gündeme getiriliyor. Son günlerde yeni koruculuk kadroları oluşturulduğu ve hızla bu kadroların doldurulduğuna dair iddialar, hiçbir şekilde gerçeği yansıtmıyor. Gidenler-gelenler olsa da koruculuk kadrosu sabit durumda ve bu konuda yeni bir gelişme yaşanmıyor. DTK bildirisinde de bu konu bir sorun olarak gündeme taşınmış.
Örgüt, özellikle Türkiye dışına çıkıştan sonra alanda kendi aleyhine bir boşluk oluşmasından endişe ediyor ve bunun başka gruplar, cemaatler, sivil toplum örgütleri veya korucular tarafından doldurulacağı kaygısını taşıyor. Farklı gruplara yönelik sindirme girişimlerinin temelinde de bu endişe yatıyor.
Kandil'in sınır dışına çıkma ile ilgili açıklamayı ayrı bir şova çevirmemesi ve 'ama'lı, fakat'lı' söylemlerle sürecin gidişatına gölge düşürmemesi önem taşıyor.
YASİN DOĞAN

Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019