Yaşar YAKIŞ
Türkiye'nin Kuzey Suriye’ye yönelik planladığı "Barış Pınarı" adı verilen askeri harekât, 9 Ekim saat 16.00 sularında F-16 savaş uçakları ve topçuların önceden belirlenmiş 181 hedefe "yumuşatıcı" saldırılarıyla başladı. Kara Kuvvetleri 22.30'dan sonra harekete geçti. Bir gün önce Suriye ile Irak arasındaki sınır kapısı, Irak'tan takviye ve malzeme tedarikini önlemek için Türk hava saldırılarıyla imha edildi.
Operasyon hazırlıkları, Türk ve Amerikan ordusunun bir ay önce, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki güvenli bölgeler kurmak için sınır kasabası Akçakale'de ortak bir merkez kurmaya karar vermesiyle hızlandı. Çok sayıda müşterek hava ve kara devriyesi gerçekleştirildi ve Türkiye'nin talebi üzerine Halk Koruma Birlikleri'nin (YPG) Kürt savaşçılarını korumak için inşa edilen bir veya iki sığınak imha edildi. Görünüşteki bu işbirliğine rağmen, Türk tarafı bunların ABD'nin Türkiye'nin askeri operasyonunu mümkün olduğunca geciktirmek için kullandığı taktikler olduğuna inanıyordu.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mesajı doğrudan ABD Başkanı Donald Trump'a taşıması ve Türkiye'nin askeri operasyonun başlaması için sabrının zayıfladığını söylemesi gerektiğini düşündü. 5 Ekim'de Trump'ı aradı. Türkiye ile ABD arasındaki ekonomik işbirliğinin çeşitli yönleri konusunda görüş alışverişinde bulunan Erdoğan, Türkiye'nin askerlerini Suriye'ye doğru hareket ettirdiğini söyledi. Bu detay, Erdoğan'ın acı hap öncesi tatlandırıcı olarak ekonomik işbirliği ile ilgili konuşmaya başladığı izlenimi uyandırıyor.
Amerikan The New York Times gazetesinin haberine göre, Trump Türkiye'nin askeri harekâtına itiraz etmese de Erdoğan'a PYD tarafından gözaltına alınan IŞİD teröristlerinin artık Türkiye'nin sorumluluğunda olacağını söyledi. Daha sonra ABD’nin 50 veya daha fazla askerini, Türkiye'nin askeri operasyon yapmayı planladığı alandan çekeceğini açıkladı.
Muhtemelen ABD'deki çeşitli güç merkezlerinden gelen tepkiler üzerine, ABD’nin pozisyonuna yeniden düzenleyecek başka tweetler yazma gereği duydu: “Türkiye, benim büyük ve eşsiz bilgeliğimle çizdiğim sınırların dışında bir şey yaparsa, Türkiye ekonomisini tamamen mahvedeceğim, yok edeceğim.”
Erdoğan risk alabilecek bir lider, ancak Trump'la yaptığı görüşmede bazı kırmızıçizgiler üzerinde anlaşmış olabilirler ya da Erdoğan siyasi sağduyusunu Trump'ın potansiyel tepkilerini ölçmek için kullanmış olabilir. Öyle ya da böyle riski aldı ve operasyonun başladığını açıkladı.
Şimdi kalıp döküldü. Askeri açıdan konuşacak olursak, NATO'nun ABD'den sonra en büyük ikinci ordusu olan Türk ordusunun savaşı kaybetmesi pek olası değil. TSK, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) güçlerinin de yoğun desteğini kullanacak. Suriye'nin kuzeyindeki çeşitli bölgelerde faaliyet gösteren Türkiye destekli ÖSO grupları geçtiğimiz hafta Şanlıurfa'da “Ulusal Ordu (Jaish Al-Watani)”adı altında birleşti. Bu birimlerin performansları, eğitim ve disiplin gibi çeşitli eksiklikleri olduğunu göstermişti. Ama bu sefer muhtemelen Türk ordusunun daha yakın gözetimi altında olacaklar.
Türkiye’nin ilan ettiği plan, ilk önce, kuzeydoğudaki Tel Abyad ve Ra’s El Ayn kentleri arasında bulunan 120 km uzunluğunda ve 30-40 km derinliğinde bir kuşağı işgal etmek. İşgalin Irak sınırına kadar 460 km'ye uzayıp uzamayacağı henüz belli değil. Erdoğan; bölgeyi YPG’nin Kürt savaşçılarından temizledikten sonra, burada Türkiye'den geri gönderilecek milyonlarca Suriyeli için evler inşa etmeyi planlıyor.
Akçakale ortak karargâhında ABD ile kararlaştırılan ilk bölge 7 ila 10 kilometre genişliğindeydi, ancak şimdi ABD askerleri geri çekildiğine göre, eski müzakereler artık geçerli sayılmayabilir. YPG'nin direnci daha önemli bir faktör olacaktır.
ABD tarafından ihanete uğradıktan sonra Kürtler şimdi Şam'a dönüp onun desteğini alabilirler. Kabul ederlerse, Suriye hükümeti onları Suriye ordusuna entegre edebilir. Bu durum Türkiye için ek bir zorluk yaratacaktır, çünkü Suriye topraklarında Rusya destekli Suriye ordusuyla savaşacaklar.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2020
3.04.2020
29.03.2020
6.03.2020
28.02.2020
23.02.2020
16.02.2020
9.02.2020
26.01.2020
13.01.2020