Yasemin ÇONGAR
Geçmiş olsun, Allah acil şifa versin. Umarım Başbakan Erdoğan hızla ve tamamen iyileşir, ameliyat olmasına neden olan maraz her ne idiyse bedeninde herhangi bir iz bırakmadan, hayatına herhangi bir olumsuz etki yapmadan çarçabuk geçer gider ve biz de Erdoğan’ın her zamanki yorulmak bilmez enerjisiyle çalıştığını yeniden görür, onu eleştirmek ya da alkışlamak istediğimizde bunu, aklımızda sağlığıyla ilgili herhangi bir endişe taşımadan yapabiliriz.
Şimdi izninizle, biraz ABD Başkanı’yla ilgili bildiklerimden söz etmek istiyorum. Ağustosta ellinci yaşgününü kutlayan Barack Obama halihazırda 1.86 boyunda ve 82 kilo. Akciğerleri temiz, herhangi bir enfeksiyon ya da solunum sistemi sorunu yok. Kalp atışları normal, aritmisi yok; tansiyon problemi de yok. Kolon kanseri testi kasım başı itibariyle “negatif.”
Obama’nın sigara tiryakisi olması zamanında çok eleştirilmişti malum, hatta bu alışkanlığının ona seçimlerde en az bir puan kaybettirdiği yönünde bir araştırma sonucu bile var. Ama ailesi, doktorları ve kamuoyu onu zorlayınca ABD Başkanı, nihayet bu yılbaşından itibaren sigarayı tamamen bıraktı; anladığım kadarıyla bunun birtakım olumlu sonuçlarını da gördü. Zira Şubat 2010’da sigarayı azalttığını ama daha tam olarak bırakmadığını itiraf ettiği bir sırada yapılan “check-up”ı ile kasım başındaki sağlık kontrolü arasındaki bazı farkları, doktorlarına göre, “dumansız hayata borçlu.” Mesela kolesterol düzeyi Şubat 2010’da 209’du; şimdi 193. “Kötü kolesterol” denen LDL düzeyi ise 138’den 110’a düştü. Buna karşın Obama’nın kilosunun son bir ayda 450 gram arttığını da biliyoruz.“Eyvah, bu bir şişmanlama trendinin başladığını mı gösteriyor” diye kaygılanması muhtemel seçmene ise, doktorları şunu hatırlatıyor: “Başkan, hemen her gün koşu bantında koşmak ve ağırlık kaldırmak dahil kırk dakika kadar egzersiz yapıyor, ayrıca fırsat buldukça golf ve basketbol oynuyor.”
İtiraf edeyim, ben Amerikalıların ya da herhangi birilerinin sağlıklı hayata ve genç görünmeye olan aşırı düşkünlüklerini hiçbir zaman tam anlayamadım; öyle her an her tarafına baktıranları, sıhhatinin yerinde olduğunu sürekli tescil ettirme ihtiyacında olanları ya da arkadaşlarıyla yemekte buluşup karşılıklı kolesterol düzeylerinden, kaç kilo alıp kaç kilo verdiklerinden, en son hangi doktoru ne amaçla gördüklerinden filan konuşanları hep biraz garipsedim. Ama bu tavrımın“doğru tavır” olduğunu savunmuyorum; insanın kendine titizlenmesinde ve bunu başkalarıyla paylaşmasında yanlış bir şey yok kuşkusuz, sadece ben kendime o kadar titizlenemeyecek kadar sabırsız ve galiba biraz kaderciyim. Bir de, sağlık meselelerini kişisel mahremiyet sınırları içinde sayan “muhafazakar” bir yanım var.
Böyle düşünmek ve yaşamakla birlikte, kendilerine toplumun verdiği bir görev ya da üstlendikleri işlev itibariyle, hayatiyetleri, işlerinin başında olmaları, tam performans gösterebilmeleri bütün bir ülkeyi ilgilendiren kişilerin, unvanlarını alırken mahremiyetlerini de bir ölçüde yitirdiklerini düşünüyorum. ABD Başkanı’nın ya da Türkiye Başbakanı’nın sağlık durumları kendilerinden ve ailelerinden çok daha geniş bir çevreyi ilgilendiriyor; onların konumundaki kişilerin, sağlıkları konusunda hem titiz ve sorumlu davranmaları hem de belli ölçüde şeffaf olmaları gerekiyor.
İşin aslı şu ki, her dünya vatandaşı gibi ben de ABD Başkanı’nın en son “check-up” raporlarını okuyabilirken, Türkiye Başbakanı’nın sağlık durumu hakkında pek bir şey bilmiyorum. Erdoğan’ın sıhhati – sadece bu son ameliyatı değil, genel sağlık durumu – kamuoyuyla paylaşılmıyor. Kuşkusuz bu Erdoğan’a özgü bir durum değil; Ecevit, Çiller, Demirel, Özal, Bayar, İnönü, Atatürk, eski liderlerden aklınıza kim gelirse, hepsi hakkında da aynı bilgisizlik geçerliydi. Özal’ın ve hatta Ecevit’in ölümüyle ilgili olarak hâlâ devam eden şüphelerin, “Atatürk sirozdan mı öldü, yoksa aşırı dozda kininden mi” gibi soruların bugün hâlâ soruluyor olabilmesinin bir ucu da bu bilgisizliğimize, daha doğrusu devletin bu bilgisizliği besleyen gizlilik kültürüne dayanıyor.
Devletin gizlilik kültürü ile demokratik düzenin ve toplumdaki demokrat zihniyetin olgunlaşması arasında ters orantı var elbet. Demokratlaşan rejimler şeffaflaşıyor; liderlerin kişisel sağlık verileri de, bu şeffaflığın ilk ve en önemli unsurları olmasa bile, kaçınılmaz bir parçası.
Esasen, dünya bu gizlilik kültürünün en uç örneklerinden birini Sovyet deneyimiyle yaşadı, gördü. Üstelik orada, sadece liderlerin değil, doğrudan halkın sağlığını ilgilendiren konularda da bilgilenme hakkı, çoğu zaman kaskatı bir devlet sırrı zırhına tosluyordu. 1986’daki Çernobil felaketini mesela, dünya Sovyet yetkililerin açıklamalarından değil, İsveç’in yaptığı radyasyon ölçümlerinden öğrendi. Kremlin’deki liderlerin kişisel bilgileri konusunda da gizlilik hep esastı. Brejnev ve Andropov’un ölümlerinden sonra ortaya çıkan gerçekler, her iki liderin sağlık durumlarının ne kadar kritik olduğunun toplumdan ve dünyadan gizlendiğini gösterdi. Hasta olduğu yönündeki haberler, “kapitalist Batı’nın kara propagandası” olarak damgalanan Brejnev sonra bir gün“pat” diye ölüverdi. Andropov’un ölümünden iki gün önce basına yapılan açıklamada da, “durumunun gayet iyi olduğu” bildirilmişti. Çernenko’nun öldüğü ise, son nefesini vermesinden yirmi saat sonra duyuruldu.
Bütün bunları yazmak içimi sıkıştırıyor aslında ve Başbakan’ın ciddi olmadığını bütün kalbimle ümit ettiğim sağlık sorunundan yola çıkıp, ölümlerden bahsetmenin yakışıksız bir tarafı olduğunu da biliyorum. Ancak dün öğleyin, Erdoğan’ın ameliyat olduğu söylentisi “kanser” gibi yüklü kelimelerin de eşliğinde gazetelerin haber merkezlerinde dolaşmaya başladığından beri aynı şeyi düşünüyorum. Bu gizlilik bir yere kadar “anlaşılabilir” olsa bile, sonuç itibariyle zararlı bir şey. Bir başbakanın bir cumartesi günü sessiz sedasız ameliyata girmesi, o ameliyatla ilgili resmî açıklamanın ancak 48 saat sonra, söyl entinin yayılması üzerine yapılması ve iki-üç satırla sınırlı kalması, kişisel mahremiyete saygının sınırlarını aşıp, demokratik kültürün gerektirdiği şeffaflık ve bilgilenme hakkının ihlaline giren bir şey.
Dün öğleden sonra, yazıişleri masamızda, televizyon haber kanallarının bu konuda tek cümle bilgi aktarmadığı, aradığımız yetkililerin ya “Yok böyle bir şey” ya da“Bekleyin” dediği saatlerde, gazetemizin hazırlıklarını yaparken, aramızda konuşuyorduk; “Brejnev sendromu” bu dedim, liderinin ne durumda olduğunu bilmemeye mahkûm edilmek, kafamda en fazla Sovyet toplumuyla özdeşleşmiş bir durumdu zira. Tabii, günümüzden Kuzey Kore gibi, Çin gibi örnekler de verilebilir.
Oysa mesela şu anda kolon kanseri olmadığını ve kolesterol seviyesini bildiğimiz Başkan Obama, ciddi ya da hafif herhangi bir ameliyat geçirecek olsa, Amerikan kamuoyu, kuşkusuz Beyaz Ev’in ince delikli süzgecinden geçip, siyaseten en uygun cümlelere dökülmüş ama kafalarda büyük soru işaretleri de bırakmayacak netlikteki açıklamalarla hızla ve düzenli aralıklarla bilgilendirilecektir. Dahası, sadece bürokratlar değil, ameliyatı yapan cerrah da dahil olmak üzere ilgili hastanenin tıbbî ekibi topluma açıklama yapacaktır. Onlar bunu başkanı “başkan” yapan seçmene karşı temel bir görev sayarlar zira. Brejnev sendromundan uzak durup, şeffaf olmayı demokrasinin gereği sayarlar. Darısı başımıza.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları





















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.12.2013
24.09.2013
27.07.2013
29.05.2013
1.04.2013
8.12.2012
1.12.2012
17.11.2012
10.11.2012
3.11.2012