Yasemin ÇONGAR
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bugünlerde kendi yerinde olmak istemezdi sanırım; şöyle bir saydım, tam dört yıl 150 gündür Çankaya Köşkü’nde ikâmet ediyor ve bana öyle geliyor ki, şimdi atmaya hazırlandığı imza, bu dört yıl 150 günün en gönülsüz imzası olacak.
Gül, Meclis Genel Kurulu’nun geçen hafta kabul ederek masasına gönderdiği Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu’nu büyük ihtimalle onaylayacak.
Gönülsüzlüğü ise, sadece bu kanundaki düzenlemenin, kendi görev süresini, “bir defaya mahsus ve yedi yıl” olarak sınırlamasından kaynaklanmıyor. Tabii, Gül’ün kendinden sonraki cumhurbaşkanları için uygulanacak olan “beş artı beş yıl” seçeneğine sahip olmayı içinden dilemiş ve böyle bir düzenlemeyi hakkaniyete ve hukuka daha uygun addetmiş olması mümkün. Doğrusu, benim tahminim de bu.
Ama Gül, her ne kadar şu anki konumu kendisini aktif siyaset dışında tutsa da, her zaman “siyasi”düşünebilen, “siyasetin” nasıl işlediğini çok iyi bilen bir aktördür ve mevcut siyasi dengelerin, Köşk’ü kafasına koymuş olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a 2014’te yer açmak üzerine kurulduğunu da gayet iyi gördüğünden eminim.
Ayrıca, gerek Gül ile Erdoğan arasında yıllar içinde türlü sürtüşmelere ve çekişmelere rağmen esasını her zaman korumuş olan çok özel hukuk, gerekse 2007’de Köşk için Gül’e yer açanın bizzat adaylıktan feragat eden Erdoğan olması, 2014’ün cumhurbaşkanı adayının bugünün başbakanı olacağı konusunda iki lider arasında —bir tarafıyla “yarı-gönüllü” dahi olsa— ortak bir anlayış olduğunu düşündürüyor.
Velhasıl, son günlerde Köşk’ten yayılan kesif “kasvet,” Gül’ün görev süresinin yedi yılla sınırlanacak olmasından öte, bu sınırlamanın adeta “kişiye özel bir düzenleme” şeklinde yasayla yapılmasından ve o yasanın da yine bizzat Gül’ün onayına bağlı olmasından kaynaklı. Kolay değil; Gül’den, geçici birinci maddesinde “On birinci Cumhurbaşkanı’nın görev süresi yedi yıldır” diye kendisinden bahseden bir yasaya ilişkin hükmü isteniyor. Erdoğan ve AKP, bir bakıma Gül’ü, “reddi hâkim”gerektiren bir meselede hâkimlik yapmaya zorlamış oluyorlar.
Üstelik de, Gül’e epey sıkıntı veren “Beş yıl mı, yedi yıl mı” tartışmasının uzadıkça uzamasından sonra bulunan bir formül bu. Devletin en tepesinde oturan şahıs, o konumda ne kadar kalmasının öngörüldüğü sorusunun cevabını bilmemenin rahatsızlığını uzun süre yaşadı, birkaç kez de bu rahatsızlığı ifade etti, şimdi ise kendisi hakkında çıkarılan —üstelik de çıkarılmadan önce, nezaket gösterilip haberdar edilmediği anlaşılan— fermanı imzalayıp imzalamayacağına karar vermek durumunda.
Dediğim gibi, Gül muhtemelen imzalayacaktır. Yasanın Meclis’te kabulünden hemen sonra, 20 ocakta yaptığı açıklamada, bence hem bu imzayı atacağının ama hem de bu işi “yarı-gönüllü” yapacağının işaretini vermişti: “Konuyla ilgili söyleyeceklerimi söyledim daha önce, ekleyecek bir şeyim yok, ama anayasaya aykırılığı iddia ediyorsa tabii ki Anayasa Mahkemesi’ne herhalde anamuhalefet partisi gidecektir.”
Benim gibi, Gül’ün görevi gereği “siyaseti” bırakmış olsa da “siyasi” düşünmeye ara vermediğine inananlar, bu demeci de iki ayrı sıkıntının ifadesi olarak okudular sanırım.
Birincisi, Gül’ün “anayasaya aykırılık” imasının yansıttığı mâlum içerik sıkıntısı... İkincisi ise, böyle bir açıklama yapmasının “muhalefetten medet umar” konuma düştüğü şeklinde yorumlanacağını herhalde tahmin eden Gül’ün, yine de bu konumdan uzak duramamasıyla çoğalan ve şimdi “Veto edin” diye ortalığa dökülen muhalefet sözcülerinin ajitasyon gayretiyle kasvete dönüşen bir sıkıntı.
Acaba bütün bunlar, en nihayetinde yıllarca birlikte siyaset yaptığı arkadaşlarınca içine düşürüldüğü bu “müşkül” durum, Gül’ün 2014 sonrası planlarını nasıl etkileyecek? Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu, Meclis’e gelmeden önce, 27 aralıkta bu konuda sorulara muhatap olan Gül, “Siyasetle ilgili herhangi bir hesabım yok” demiş ama “emekliliğe de inanmadığını” kayda geçirdikten sonra, her iki tarafa çekilebilecek bir söz söylemişti: “Benim bundan sonra yapacağım şeyler gayet belli. Siyaseti yaptım ve geldim.”
Bu cümlelerde bir “doymuşluk” mesajı var, o kesin. Ama aynı ölçüde, “Bugüne kadar yaptıklarım bundan sonra yapacaklarımın teminatıdır” diye okunabilecek, tam da Gül’ün“siyasi” düşünme alışkanlığına uygun “ucu açık” bir mesaj da var bence.
Kişisel tahminimi, yazının başlığına koydum. Cumhurbaşkanı Seçim Yasası, “kişiye özel” geçici birinci maddesiyle Çankaya’ya gönderilene dek, Gül’ün belki bundan sonra, Türkiye yerine uluslararası alanda yüksek profilli bir rol üstlenmeyi tercih edebileceğini düşünüyordum. Ama artık Gül’ün aktif siyasete dönmeyi isteyeceğini ve Erdoğan’ın ya “on ikinci cumhurbaşkanı” sıfatıyla ya da üç dönemini tamamlamış bir vekil olarak AKP liderliğini bırakması sonrasında, bu göreve Gül’ün talip olacağını sanıyorum.
Eğer tahminim doğru çıkar ve Gül, Çankaya sonrasında siyasete geri dönme eğilimi gösterirse, bence bugünlerde kendisine yaşatılan sıkıntının yanı sıra, AKP’nin siyasi istikbâline ve başkanlık sistemine ilişkin farklı fikirleri de tercihinde etkili olacaktır. Ama işin o kısmını başka bir yazıya havale etmem gerekiyor.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları














































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.12.2013
24.09.2013
27.07.2013
29.05.2013
1.04.2013
8.12.2012
1.12.2012
17.11.2012
10.11.2012
3.11.2012