Yıldıray OĞUR
22 Temmuz 1962 günkü gazetelerde bir fotoğraf yayınlandı. Fotoğrafta polisler elinde bir tabanca olan küçük bir çocuğun etrafında gülümsemekteydi. Fotoğrafın altındaki haber şöyleydi: "Molla Barzani'yi öldürmek için İstanbul'dan Mardin'e giden 13 yaşındaki bir çocuk yakalandı. İstanbul'dan yalnızca Molla Mustafa Barzani'yi öldürmek için geldiğini söyleyen S. U. adında 13 yaşlarında ortaokul ikinci sınıf talebesi bir genç Kırıkkale yapısı bir tabanca ve 40 mermi ile yakalanmış ve nezaret altına alınmıştır. İstanbul'da Galata'da oturduğunu söyleyen S.U. tabanca ve mermilerin emekli subay olan babasına ait olduğunu söylemiştir."
1962'de, şöhreti İstanbullu bir çocuğu öldürmek için Mardin'e getirdiğinde, 59 yaşındaydı Molla Mustafa Barzani.
Bu 59 yıla sığdırdıklarıyla çoktan bir efsaneye dönmüştü bile. Daha beş yaşındayken, yerleşik düzene geçmek istemeyen aşiretinin İttihatçılara karşı ilk isyanında ailesiyle birlikte 9 ay Diyarbakır’da hapsedilmişti.
Sonra 11 yaşındayken ağabeyi Şeyh Abusselam, yine İttihatçılara isyan başlatmış, İran’a oradan Rusya’ya gitmiş, dönerken yakalanmış, Süleyman Nazif’in de katkılarıyla idam edilmişti.
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra onların yaşadığı topraklardan Osmanlılar gitti İngilizler geldiler. Kürtlere önce devlet sözü veren İngilizler bu sözlerini tutmayınca Şeyh Mahmut Berzenci liderliğinde yeni bir ayaklanma başlamıştı.
16 yaşındaki Mustafa Barzani de bu ayaklanmadaki peşmerge komutanlarından biriydi. Yenildiler. İngilizlere karşı Halil Kut Paşa’ya yardım ettiler. Ama sonunda İngilizler kazandı, başlarına da Arabistan’dan bir kral getirip Irak’ı kurdular. Kimse onlara Irak’ta yaşamak isteyip istemediklerini sormamıştı bile.
29 yaşındaki Molla Mustafa Barzani artık aşiretinin başına geçmişti. 1932’de İngilizler Irak’a bağımsız verince bir kere daha şanslarını denediler. İngiliz uçakları Erbil’i bombalayınca daha fazla direnemediler. Ailesi Nakşilik bağlarından dolayı Türkiye’ye kaçtı. Muş’a yerleştirildiler. Barzani Süleymaniye’de gözaltında tutuldu.
İkinci Dünya Savaşı yeni bir şans demekti. 1941'de İngiltere Irak’ı işgal edince, Barzani memleketine gitti 1943’de yeni bir isyan başlattı. Ama iki yıl sonra savaşla birlikte isyan da bastırıldı. Savaştan sonra Bağdat hükümeti, İngilizlerin ve kayınpederi Mahmud Ağa’nın da desteğiyle ona karşı harekat başlatınca İran’a kaçtı.
İran’da toplanan Kürtlerle birlikte, Sovyetlerin desteğiyle 1946'da Mahabad Kürt Cumhuriyeti'ni ilan ettiler. Cumhuriyet’in Genelkurmay Başkanı olmuştu. Bir yıla kalmadan Amerikalı bir komutanın idare ettiği İran ordusu, Mahabad’a girdi ve cumhuriyete son verdi. Barzani ve 500 Peşmerge öldürülmekten Türkiye sınırları içinden geçerek Sovyetler’e doğru kaçarak kurtuldu.
***
Türkiye’den geçerken askerler uzaktan geçişini izleyip müdahale etmemişti.
Nahçivan, Bakü, Özbekistan ve Moskova’da geçen 11 yıldan sonra adı Kızıl Molla’ya çıkmıştı. Halbuki, Kremlin önünde Kürtlerin meselelerine dikkat çekmek için açlık grevi yapan bir milliyetçiydi hep.
1958’de İngiliz yanlısı Kral, Abdülkerim Kasım’ın darbesiyle devrilip cumhuriyet kurulunca yeni bir fırsat daha ortaya çıkmıştı. Sovyetlere yakın Kasım, Kürtlere ortak cumhuriyet kurmayı teklif ediyordu. Anayasa’nın dördüncü maddesine Irak Cumhuriyet’in kurucu halkları olarak Araplar ve Kürtleri yazılmıştı. Bu vaadlerle Erbil’e dönen Barzani’nin ve Kürtlerin Irak ilgili hayalleri üç yıl sonra yıkıldı.
Molla Mustafa Barzani, 1961’de yeniden isyan başlatmıştı. Türkiye’de de iktidarda darbeciler vardı.
Devlet Başkanı olarak Cemal Gürsel bir röportajında Barzani için şöyle demişti: "Bu Molla Barzani'nin gayreti değil, birtakım gizli membaların ve emellerin bir tahrikidir. Biz bunun nereden geldiğini ve neyi hedef tuttuğunu gayet iyi biliyoruz. Bu tahrikler devam ederse Şarkta çok ıstırap çekecekler olacaktır. Biz kendi hudutlarımız içinde bu gibi hareketleri yıldırım hızlı ile bertaraf etmek azmindeyiz..."
Ama buna rağmen büyük imkânsızlıklarla savaşını sürdüren Molla Barzani için Türkiye bir lojistik merkeziydi. Yine o günlerde çıkan bir gazete haberinden okuyalım:
"Irak'ın kuzey bölgelerinde yerleşmiş bulunan Molla Mustafa Barzani, süvari birliklerinin at nalı ihtiyacını Siirt'ten temin etmiştir. Bildirildiğine göre A.Ş. isimli bir koyun tüccarı Barzani'nin teklifini kabul ederek Irak'a sattığı koyunlara birer at nalı bağlamış ve böylece külliyetli miktarda nal kaçırılmıştır."
60'lı yılların gazetelerinde rutin haberlerden biri olmuştu bu. Yakalanan silah kaçakçıları, sıtma ilaçlarını Barzani aşiretine verirken tutuklanan memurlar...
Kızıl ve Kürtçü sıfatlarıyla anılan Barzani’ye karşı 13 yaşında bir çocuğu suikast için yola düşürecek kadar öfkeli bir dil hakim olmuştu.
Ama bu lojistik destek Irak'taki General Kasım iktidarını da zamanla rahatsız etti. Kriz Irak ordusunun Kürt isyancıları kovalarken Türkiye sınırları içindeki Kürt köylerini uçaklarla bombalamasıyla tırmandı. Rubaruk Karakolu'nda iki askerin Irak uçaklarından açılan ateşle ölmesi ise bardağı taşıran son damla oldu. Havalanan Türk jetleri sınırı geçen iki Irak jetini vurdu.
Bağdat'ta Türkiye Büyükelçiliği önünde toplanan ‘Fellah Dernekleri’nin "Sömürgeci Türkiye" sloganlarıyla düzenlediği protesto gösterileri devletin resmî politikasının devamıydı. Devlet Başkanı Kasım, şu epey tanıdık gelecek ithamlarla Türkiye'yi sert sözlerle eleştirmişti:
"Şekavet lideri Irak'ta artık yalnız kalmıştır. Ancak hudutlarımızın ötesinde ve haricinde kendilerini sömürgecilere satmış olanlar tarafından yardım görmektedir. Bunlar komşu devlet iltica etmekte ve oradan mal ve malzeme toplamaktadır. Türk milletini hükümetine engel olmaya çağırıyorum."
Türkiye'nin cevabı da sert oldu: "Mağlubiyetini örtbas edip halkına yaranmak için bu olayları o tertipledi."
Bu sırada Molla Mustafa Barzani Türkiye'ye üç mektup yazdı. Cumhuriyet gazetesinden okuyalım: "Asi Kürt lideri Molla Mustafa Barzani Çukurca Kaymakamlığı vasıtasıyla Türkiye'ye üç 'dostluk mesajı' göndermiştir. Barzani'yi muhatap kabul etmeyen Türk ilgili makamları bu mesajlara cevap vermeye lüzum görmemişlerdir."
Bu arada bütün enerjisini isyanı bastırmaya veren Kasım, 1963’de Amerikan destekli Baas Partisi darbesiyle devrildi.
***
Amerika devreye girince müttefik Türkiye de Barzani'ye karşı politikasını sertleştirmişti. Barzani'ye yardım götürenler yakalanıyor, aralarında Şerafettin Elçi, Musa Anter, Said Kızıltoprak'ın da olduğu gizli Kürdistan Demokrat Partisi ileri gelenleri yargılanıyor, Barzani için vergi topladıkları iddiasıyla bölgedeki bazı AP'li siyasetçiler tutuklanıyordu. Amerika destekli Irak’taki Baas iktidarına karşı Kürt isyanı devam ediyordu.
Molla Mustafa Barzani'nin ikinci mektup girişimi ise 1968 yılında oldu. Kendisiyle röportaja gelen gazeteci Hulusi Turgut'a şöyle diyerek teslim etti mektupları:
"Biz, sizin kardeşiniz ve dindaşınız olan mazlum bir milletiz. Büyük Türk hükümeti, bizden niçin lütfunu esirgiyor? Biz, Osmanlı'nın çocuklarıyız. Kader bizi, Türk kardeşlerimizden ayırdı. Şimdi biz, bu topraklarda özgürlük mücadelesi veriyoruz. Bizi sindirmek isteyen Irak ordularına karşı kendimizi savunuyoruz."
Mektuplardan biri Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'a, diğeri Başbakan Süleyman Demirel'e yazılmıştı Mektuplarda Barzani Ankara'dan yardım istiyordu:
"Halkımız, feci hayat şartları altında ve en ufak varlığı dahi tehdit edilmektedir. Bu durumda, siz ekselanslarından, hükümetinizden ve Türk halkından, Müslüman Kürt kardeşlerine yardım etmelerini istemekten başka çare bulamadık. Türklerle Kürtler, tarih boyu beraber yaşamışlar, İslam dini ile birbirlerine bağlanmışlar ve son olarak ortak tarihleri ve ortak amaçlarıyla, yaygın düşmanlarına karşı kanlarını birleştirmeleri, beraberliklerinin sembolü olmuştur. Bütün bunların yanı sıra Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra yaşadığımız toprakların Bağdat hükümeti tarafından alınışına, Türkiye Cumhuriyeti en iyi tanıktır. Ümit ederiz ki, Müslüman ve barışsever Türk kardeşlerimizin, Kürt kardeşlerinizin zulüm altında tutulmasına ve imha edilmesine karşı olan İslam dini prensipleriniz, bizimle savaşan Irak'a karşı bir baskı olarak kullanılabilsin."
Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay mektubu açmadan iade etti. Demirel'in ne yaptığı ise bilinmiyor.
Ama Türkiye’nin açmadan iade ettiği, Arapların Arap milliyetçiliğiyle geri çevirdiği mektuplara İsrail’den olumlu cevap gelmişti. 1960-70 yılları arasında İsrail, Barzani’ye silah ve askeri eğitim yardımı yaptı.
İsyanın sonunda Barzani 1970'de Irak’ın yeni lideri Saddam’la masaya oturdu. Kürdistan’a otonomi, Kürtçe’nin ikinci resmi dil olmasını öngören bir anlaşmayı imzaladılar. Kürtler için bir kere daha Irak’ta yaşamak için bir imkan doğmuştu.
Ama Kerkük’ün statüsü belirlenmemişti. Sovyetlere yaklaşan Saddam’a karşı, ABD’de müttefiki İran üzerinden Barzani’yle diyaloga geçti. 1975’de Saddam İran’la da anlaşınca, Barzani’nin artık arkasında hiçbir desteği kalmamıştı.
1975’de Talabani kendi partisini kurdu. KDP ile Talabani’nin KYB’si arasında çatışmalar çıktı. Kansere yakalanan Barzani tedavi için gittiği Washington’da 1979’da vefat etti.
Yerine geçen oğulları Mesud ve İdris’i ise yine zor bir sınav bekliyordu. Patlak veren; İran-Irak savaşı.
Savaşın çıkış sebebi de Kürtlerdi
Saddam, devimle İran’da iktidara gelmiş Humeyni’yi aralarındaki anlaşmayı bozup, Kürtlere yardım etmekle suçladı. Sekiz yıl sürecek savaşta en büyük acıları da Kürtler çekti. Enfal Operasyonu2yla İran2ın ele geçirdiği Kürt bölgelerine saldıran Irak ordusu kimyasal silah kullandı, Halepçe’de bir şehir yok edildi. Irak ordusundan kaçan Kürtler Türkiye’ye sığındılar.
1991 ABD’nin Körfez Operasyonu Kürtler için yeni bir dönemin başlangıcı oldu. 36. Paralel'in kuzeyi ile 32. Paralel'in güneyi uçuşa yasaklı bölge ilan edilince Kürtler kendi yönetimlerini kurdular.
Bu yıllar, Türkiye’nin Barzani ve Talabani’nyle yakınlaştığı, onlara Türkiye pasaportu verildiği bir dönemdi. Türkiye, Peşmergelerle birlikte PKK’ya karşı tost operasyonları yaptı. PKK tarihinin en ağır kayıplarını yaşadığı bir dönem oldu bu.
Ve 2003 Irak işgali ile birlikte Bağdat’ta iktidara gelen Şii Araplarla bir kez daha geniş bir bölgesel otonomi, petrol anlaşması imzalandı. Kürtlere ayrıca etkisiz Irak Cumhurbaşkanlığı da bırakıldı. Ama petrol parasının verilmesi başta olmak üzere bu anlaşma da yürümedi. Bu arada AK Parti’nin iktidara gelmesiyle Barzani-Türkiye ilişkileri yeniden rayına girdi. Hatta 2007’de Büyükanıt’la hükümet arasındaki sorunların en önemli maddelerinden biri de Kuzey Irak’a operasyondu.
Türkiye, PKK ile ateşkes müzakerelerinde Barzani ile birlikte çalıştı.
Sonra Arap Baharı, Suriye Savaşı derken IŞİD Erbil kapılarına kadar geldi, Peşmerge IŞİD’le savaşında binlerce kayıp verdi. Irak, İran’ın tümüyle kontrolüne girdi. Irak ordusu bir Şii ordusuna döndü. Türkiye üzerinden petrol satışı, farklı ülkelerle yapılan askeri anlaşmalar, IŞİD savaşında kazandıkları itibar onlara yeni kapılar açtı.
***
Post-IŞİD sonrası yeni bir ırak ve Suriye ortaya çıkarken, İran dört taraflarını kuşatırken durup olacakları beklemediler ve bu yeni kırılmayı da bir fırsata çevirmeye çalıştılar.
Ellerindeki en büyük güç de Kürtlerin bağımsızlık iradesini dünyaya göstermek.
Referanduma böyle gelindi.
Kendileri açısından gayet rasyonel bir tercih bu. Kürtler tarihin bölgedeki bütün kırılma anlarını kendileri için bir fırsata dönüştürmeye çalıştılar. Hikayeyi böyle okuyunca Barzani’nin referandumla ilgili bölgedeki istikrar zarar görür eleştirisine niye şöyle cevap verdiği daha iyi anlaşılıyor:
“Bu bölgede ne zaman istikrar ve güvenlik vardı da kaybetmekten endişelenelim? Irak ne zaman bir bütün oldu da bütünlüğüne zarar vermekten endişe edelim?”
Kürtler için Irak hiçbir zaman bir vatan da olamadı. Irak katliamlara uğradıkları, isyan ettikleri, yönetiminde temsil edilmedikleri bir devlet oldu.
Aslında Irak’taki Kürtler Osmanlı’nın yıkılışından bu yana devletsiz, ortada kalmış bir halk olarak kaldılar. 100 yıllık bir istikrarsızlık ve kaos dönemiydi bu. Ayakta kalabilmek için Sovyetlerden Amerika’ya İran’dan Türkiye’ye hatta gerekirse İsrail’le, hatta bir dönem Saddam’la bile işbirliği yapmaktan da çekinmediler.
Çünkü başka çareleri yoktu. Bütün bu işbirliklerin amacı, kimsenin uydusu olmak değil, var olmaya devam etmek.
Eski Türkiye, Kürt komşularından gelen nazik mektupları bile açmaya tenezzül etmeyen bir Türkiye'ydi. Eski devlet için Barzani kabile reisiydi. Onun muhalifi solcular hatta PKK’lılar içinse gerici, feodal ve emperyalist bir işbirlikçi.
Yeni Türkiye içinse bölgede kriz anlarında Türkiye’nin yanında durmuş bir güvenilir müttefik ve iş ortağı. Bunun zirvesi, bugün ogunlerde coşkuyla yazı yazanların bile ne yazdıklarını unuttuğu Diyarbakır’daki buluşma oldu. Barzani ile iyi ilişkiler Türkiye’de iktidarın PKK’nın tezlerine karşı Kürtlere verdiği “benim sorunum Kürtlerle değil” güvencesiydi de.
Ayrıca IKBY, bölgedeki İran egemenliğine karşı, Türkiye’nin tutunacak bir kaç dalından, manevra ve varolma alanından biri olageldi.
Yarınki referanduma ve sonuçlarına karşı da 13 yaşındaki o öfkeli çocuk ya da mektupları açmadan geri veren Cevdet Sunay gibi değil bu yüzyıllık hikayeyi unutmadan olgun tepkiler vermek Türkiye’ye yakışacaktır.
Yazarlar
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.09.2025
28.09.2025
22.09.2025
20.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
8.09.2025
6.09.2025
3.09.2025
2.09.2025