Yıldıray OĞUR
Geçen Cumartesi sabaha karşı 05.30’da polis Paris’in dış mahallelerinden Asnières-Sur-Seine’de bir apartman dairesine baskın düzenledi.
Komşuların şaşkın bakışları arasında apartmandan 84 yaşında yaşlı bir adam gözaltına alınarak çıkarıldı.
Sahte kimlikle yakalanan bu yaşlı adam, yirminci yüzyılın en büyük insanlık suçlarından Ruanda Soykırımı’nın baş aktörlerinden Félicien Kabuga’ydı.
1994 yılında yaşanan soykırımın ardından yedi çocuğu ve eşiyle ülkeden kaçıp kayıplara karışan Kabuga hakkında 2011 yılında Uluslararası Ceza Mahkemesi soykırım suçlamasıyla iddianame düzenlemiş, ABD hükümeti de yerini bildirenlere 5 milyon dolarlık ödül vaat etmişti.
24 yıldır dünyanın en çok arananlar listesindeki Kabuga’nın
yakalanması Bosna Kasabı Ratko Mladiç’in yakalanmasından sonra Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin en başarılı operasyonu.
Yakın bir zamanda Tanzanya’da kurulacak mahkemenin önüne çıkarılması bekleniyor.
Soykırım suçlusunun, zannedildiği gibi yıllardır Kenya’da değil, frankofon Hutulara verdiği destek ve soykırım sırasındaki inkarcı siyaseti yüzünden suçlanan ve özür dilemek zorunda kalmış Fransa’nın başkentinde sahte bir kimlikle yakalanması Ruanda’nın trajik tarihiyle ilgili Avrupa’nın kara defterine bir sayfa daha ekledi.
Yeraltı zenginlikleri ya da denize kıyısı olmadığı için emperyalistlerin iştahını kabartmamış bu orta Afrika ülkesi 19’uncu yüzyılda kara kıtayı aralarında paylaşan Avrupalılar tarafından, emperyalizmde acemi olan Almanya’ya bırakılmış ama Almanya işine yaramayan bu ülkeye uzun yıllar bir vali bile atamamıştı.
Ruanda’nın dokusunu esas bozan ise Birinci Dünya Savaşı’nın ardından yenilen Almanya’dan ülkeyi devralan sömürgecilikte acımasız yöntemler kullanan Belçika oldu.
Bu yöntemlerden biri çoğunluğu oluşturan halkları, azınlıklar eliyle kontrol altında tutmaktı. Belçika, nüfusun yüzde 85’ini oluşturan Fransızca konuşan Hutulara karşı, nüfusun yüzde 15’ini oluşturan İngilizce konuşan Tutsilerle iş tuttu, tarımla uğraşan yerleşik Hutular yoksullaşırken, hayvancılıkla uğraşan göçebe Tutsiler yönetici sınıf haline gelip zenginleşti.
Kolonyal idare, iki kavmi aralarındaki fiziksel farklarla tanımladı, ince ve uzun boylular Tutsi olarak kayıtlara geçirildi.
Atılan tüm bu adımlar iki kavim arasındaki düşmanlığı arttırdı.
Nihayet, yıllarca ezilen Hutular, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Afrika’da sömürgeciliğin bitişiyle ülkedeki iktidarı ele geçirir geçirmez bunun acısını Tutsilerden çıkardılar.
Yaşanan katliamlar, saldırılar sonucunda Tutsiler komşu ülkelere sığınmak zorunda kaldılar.
1973’de bu baskıcı milliyetçi Hutu rejimi, kendisi de bir Hutu olan Juvénal Habyarimana’nın darbesiyle yıkıldı.
Yeni yönetimle, ülkelerine geri dönmeye çalışan Tutsiler arasında devam eden gerilimlerle 1990 yılına kadar gelindi.
1990 yılında Uganda’daki Tutsilerin silahlı örgütü Ruanda Yurtseverler Birliği (RYB) kamplardan çıkarak Ruanda hükümetiyle silahlı çatışmaya başladı, ülkenin bir kısmını ele geçirdi, başkente doğru ilerlemeye başladı.
İşte Félicien Kabuga, bu iç savaş yıllarının baş aktörlerinden biriydi.
Ruanda’nın en zengin iş adamlarından biri olan Kabuga’nın kızı, Devlet Başkanı Habyarimana’nın oğluyla evliydi. Dünürü gibi kendisi de ülkenin aşırı milliyetçi Hutuların yaşadığı kuzey bölgesindendi, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin hakkında hazırladığı iddianameye göre Kabuga, devlet başkanının etrafındaki “Kuzeyliler” olarak bilinen dar yönetici kliğin içindeydi.
‘Hutu Gücü’ adlı aşırı milliyetçi fikriyata mensup olan Kabuga’yı soykırımın bir numaralı sorumlusu yapan ise yaptığı diğer ticari işleri değil, medya patronluğu oldu.
Önce 1990’da yayınlanmaya başlanan Kanguta adlı derginin sponsorluğunu yaptı.
Dergi, “terörist”, “vatan haini”, “dış güçlerin oyuncağı” dediği Tutsilerden “hamamböcekleri” diye bahsediyordu.
Aşırı milliyetçi dergi “Hutuların 10 Yasası”nı açıklamıştı. Bu yasalar arasında “bir Tutsi ile asla evlenmemek”, “bir Tutsi ile asla arkadaşlık yapmamak” gibi maddeler vardı.
Bu yayınlar, kutuplaşmayı, nefreti artırarak soykırımın altyapısını oluşturdu.
Ama Kabuga hakkındaki soykırım suçlamalarının esas merkezinde 1993 yılında kurduğu Radio Télévision Libre des Mille Collines (RTLM) adlı radyo istasyonu vardı.
1993 yılında kurulan radyo, devlet başkanı Habyarimana’ya muhalif Hutuları ve Tutsileri düşmanlıkla ve hainlikle suçluyor, Monique adlı bir insan hakları savunucusu için “bahçesinde çarmıha gerilip, köpeklere yedirilmeli” diyor, hamamböcekleri diye bahsettiği Tutsilere güvenilmesine karşı çıkıyordu.
Radyoda zaman zaman Tutsilerin yaptığı Hutu katliamlarıyla ilgili çıkan yalan haberler, Hutuların Tutsilere saldırmasına neden olmaktaydı.
Fakat, radyo bu yayınları yaparken 1993 yılında Tutsilerle, Ruanda hükümeti el sıkıştı ve bir ateşkes imzalandı.
Fakat itibarını çatışmadan alan herkes gibi Kabuga da barıştan endişeye kapıldı. Sert çizgisinden taviz vermedi. Dünürü ve bakanları tarafından yayınlarını yumuşatması için yapılan çağrılara kulak asmadı, kraldan çok kralcılığa devam etti.
Ceza Mahkemesi’nin iddianamesine göre Kabuga sadece yayıncılık yoluyla değil, doğrudan interahamwe adlı milliyetçi Hutu milislerin eğitilmesinde, silahlandırılmasında da rol oynamıştı.
Yıllardır süren bu kutuplaştırma siyaseti ve milislerin hazırlıkları için beklenen gün 6 Nisan 1994’de geldi.
Tutsilerle anlaşan ve yeni bir anayasa için hazırlık yapan Devlet Başkanı Habyarimana’yı taşıyan uçak başkent Kigali havaalanından kalktıktan bir süre sonra bir füze ile düşürüldü.
Tabii ki bir numaralı şüpheli ateşkes olsa da silahlı Tutsi milislerdi.
RTLM radyosu aynı gün intikam yayınlarına başladı.
Tutsilerin uzun boylarına atıfla “Şimdi ağaç budama zamanı” “Mezarlıklar henüz dolmadı”, “Ölmenize izin vermeyeceğiz, sizi biz öldüreceğiz” çağrılarıyla radyo 100 gün sürecek soykırımın sesi oldu.
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin hazırladığı iddianameye göre radyo istasyonun soykırım suçları listesi kabarık:
“10 Nisan 1994 günü Hutu milislere, Kaddafi Camii’ne sığınan Tutsi sivilleri hedef göstererek öldürülmelerine neden olmak”
“13 April 1994 günü RTLM radyosunda çalışan gazeteci Nyamirambo’daki İslami Kültür Merkezi’ne bir grup Tutsi’nin sığındığını haber yapıp, aralarından kadın ve çocukların da olduğu 300 Tutsi sivilin öldürülmesine neden olmak” diye giden uzun bir liste var iddianamede.
Dünürünün öldürülmesi üzerine çılgına dönen Kabuga, sadece radyosundan intikam ağrıları yapmakla kalmadı, Hutuların interahamwe milislerine Çin’den getirttiği palaları ve diğer silahları da dağıttırdı.
1994 yılının 7 Nisan’ında başlayıp 17 Temmuz’unda Tutsi birliklerinin başkentte kontrolü sağlamasına kadar süren katliamda 800 bin Tutsi bu silahlarla ve çoğunlukla da palalarla öldürüldü.
Ruanda Katliamı, toplumlar arasındaki tarihsel bir husumetin medya yoluyla nasıl tahrik edilip, kutuplaşmanın, kamplaşmanın sonunun insanların birbirini boğazlamasına kadar varabileceği üzerine ibretlik bir ders.
Bir ibretlik ders de 90’lı yaşlarda yakalanıp yargının önüne çıkarılan Nazi suçlularının ardından, mahkeme önüne çıkarılacak 84 yaşındaki Kabuga’yla insanlığa karşı işlenmiş suçlarda zaman aşımı olmadığının bir kere daha tüm dünyaya gösterilmesi olacak.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
28.07.2025
26.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025