Yıldız Ramazanoğlu
Son Vapuru Kaçıranlar yüz sayfalık etkileyici bir kitaptır. Birinci Cihan Harbi’nin sonunda, 1919’da Beyrut limanına gelen son Türk gemisine binemedikleri için anavatana dönemeyen ve Lübnan’da kalan bir ailenin hikayesi. Anılarını kaleme alan Sait Hurşit, babaannesinin rahatsızlığı yüzünden gemiye binemeyen ailesinin kaderini yaşamış, Lübnan’da doğup orada kalmıştır. Bu hatıralar Osmanlının o büyük coğrafyasının parçalanışında dört bir yana savrulanların kendi zaviyelerinden anlattıkları binbir hikayeden birisi. “Mare nostrum” hikayesi bir bakıma. Romalılar Akdeniz’e “bizim deniz” dermiş. Herkesin Akdeniz’i nasıl kendineyse, parçalanma, dağılma sırasında yaşananlar, yaralar, anılar da binbir çeşit, paramparça.
Ege Akdeniz Marmara başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanı geniş Osmanlı topraklarından türlü çeşit sebeplerle göçüp gelen göçmenlerle dolu. Bu topraklarda şefkat ve iyilik görmeyi herkesin kendine hak görmesi ne kadar kıymetli. Gelenlerle güçlendik genişledik, dar bir ulus tanımına hapsolmak yerine mütekamil bir millet olduk. Fakat iş Suriyeli mültecilere gelince en çok tepkinin son elli senede gelenlerden zuhur etmesi dikkat çekici. Hep anlattılar Girit’te, Makedonya’da, Bosna’da ve nice şehirlerde kasabalarda bir zamanlar yaşadıkları asude hayatları, sonra ata yadigarı topraklarını, kıymetli mülklerini nasıl terk etmek zorunda kaldıklarını. Peki Şam, Halep, Der’a , Hama, Humus, Busra gibi şehirlerde nasıl bir güzelliği, derinliği, tarihi, yaşantıyı geride bıraktıklarını, içlerin nasıl kan ağladığını biliyor muyuz? Arap, Türkmen, Kürt Suriyelilere, yeni gelenlere hoyratça davranmak reva mı?
Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi’nce (UHİM) yayınlanan “AB Ülkelerinde, Mülteci Çocukların Yaşadığı Hak İhlalleri” başlıklı raporda, Avrupa’daki kötü koşullar nedeniyle çocukların suç işleyecek hale geldiği ve bir neslin kaybedilmek üzere olduğunu bildiriliyor. Ülkesini dünya genelinde her yıl yaşanan savaşlar, çatışmalar, baskıcı rejimler ve yoksulluk gibi sebeplerle terk eden insan sayısı 70 milyonu aştı ve bu devasa bir yaralı evren ve dünya demek. İnsanların zorla yerlerinden edilmesine sebep olan ya da seyirci kalan dünyanın, bu gerçeklikten şikayet etme hakkı da olamaz.
Rapora göre 2015 yılında, yanında herhangi bir yakını olmadan AB ülkelerine sığınma başvurusu yapan akabinde de kayıplara karışan çocuk sayısı 96 bin 465’tir. Yine 2015’te Avrupa’ya botlarla ulaşmaya çalışan 1 milyonun üzerinde mültecinin 3 bin 771’i boğularak can vermiş. 2016’da bu rakam 5 bin 96 olurken, 2017 yılında 3 bin 139 olarak kayıtlara geçmiş. 2016 senesinde Avrupa’ya gelen 100 bini aşkın mülteci ve göçmen çocuğun yaklaşık 33 bin 800’ünün yanında herhangi bir yakını yoktu.
Avrupalı yetkili mercilerin vurdumduymazlığı sebebiyle mülteci çocuklar, insan kaçakçılarının, fuhuş çetelerinin ve organ tüccarlarının açık hedefi haline geldi. Zorla çalıştırılan, eğitim olanaklarından yoksun bırakılan, anne-baba sevgisinden mahrum kalan mülteci çocuklar, yaşadıkları sosyo-psikolojik travmalar sebebiyle kendi öz değerlerini yitirmek üzere.
Türkiye’nin mülteci meselesinde Avrupa için örnek teşkil ettiği vurgulanmış. 1.6 milyondan fazla mülteci çocuğun yaşadığı ve 1.3 milyonunun eğitim imkanına eriştiği bir ülkeyiz. Bizde eğitim gören çocuk sayısı oranının Avrupa ülkelerindeki toplam mülteci sayısının iki katına denk olduğunu belirtiliyor. Bu imkanları da kanatları ve kalbi de geniş bir toplum olduğumuzun göstergesi.
İnsani başarı yine de tamamıyla gül bahçesi olduğumuz anlamına gelmiyor. Seçim dönemi kimi siyasilerin mülteciler aleyhine yaptıkları konuşmalar ve onları yıkılmış ülkelerine geri gönderme tehditleri kabul edilemezdi. Özellikle de CHP genel başkan yardımcısı Öztürk Yılmaz’ın ülkenin mülteci çöplüğüne dönüşmesinden söz etmesi nefret suçlarına cesaret verecek nitelikteydi.
Yaşanan haksızlıklara, yüksek kira düşük ücret fırsatçılıklarına, ötekileştirmelere, ayrımcılıklara, kadınların çocukların uğradığı taciz ve istismarlara, münferit ya da yeterince yaygın değil düşüncesiyle asla göz yumulmamalı.
Bursa’dan bir genç anlatıyordu; 10-12 yaşlarında bir grup çocuk 10 yaşlarında Suriyeli bir çocuğa sürekli vuruyor, onu dövüyor o da yabancılığın baskısıyla sessizce katlanıyor. Karşılık vermeden yürümeye çalıştıkça çocuk şiddeti devam ediyor ve yetişkinler de seyrediyor. Olaya müdahale eden genç adama “O Suriyeli ne diye koruyorsun” demeyi kimden öğreniyorlar acaba?
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları

































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2020
23.12.2020
16.12.2020
9.02.2020
25.11.2020
11.11.2020
4.01.2020
28.10.2020
14.10.2020
30.09.2020