Yüksel TAŞKIN
Cumhurbaşkanı Erdoğan yakın zamanda yaptığı bir konuşmada “asli gençlik” tanımı yaptı. Her zamanki gibi bu tanımı yaparken, “ötekileri” anlatmaya daha fazla vakit harcamayı tercih etti. “Olması gereken”, “olmaması gerekenin” gölgesinde kaldı bile denebilir:
“Bu ülkenin gençliği Gezi’de gördüğünüz vandallar değildir. Bu ülkenin gençliği etek giyerek sokakları ateşe veren o provokatörler değildir. Bu ülkenin gençliği masum kızlarımızı alçakça katleden o ırz düşmanları asla değildir. Bu ülkenin gençliği işte buradadır. İşte burada karşımda duran gençler, sizler bu ülkedeki gençliğin ta kendisisiniz. Birileri ısrarla diğerlerini gündeme getirebilir. Diğerlerini ön plana çıkartabilir.”
Bu sözlerde müthiş bir öfke var. Erdoğan Gezi gençliğine inanılmaz öfkeli. Öfkesini bir türlü yenemiyor. Cumhurbaşkanı, ülkenin gençliğine asli gençlik ve marjinal gençlik diye yaklaşmayı tercih ediyor.
Aslında bu sadece Erdoğan’ın yaklaşımı değil. Bu ülkede devletin her zaman tercih ettiği bir gençlik modeli vardır. Kaynaklar buna göre seferber edilir. Eğitim bu anlayışa göre şekillendirilir. Büyük paralar harcanır.
Gezi gençliği tam da buna karşı bir itirazı seslendirmek için sokağa çıkmıştı. Gezi gençliğini şiddete indirgemek, asıl meseleyi ıskalamak demektir. Kaldı ki Gezi gençliği devletin “yasal şiddetinin” mağduru olmuştur.
Aslında Gezi gençliği kendisine uygulanan bir başka tür şiddete karşı çıktı. Nedir bu şiddet? Bu şiddet, meşru görülmeyen bir kesimin hayatına dolaylı veya direkt saldırmak, o gençliğin kendisini yeniden üretme kanallarını bilinçli biçimde ortadan kaldırmakla ilgilidir.
Bu ülkede “gençliği adam etmek” için ellerine çekiç alıp yontuculuğa başlayanların haddi hesabı yok. Aslında “adam etme, ıslah etme” gibi kavramların bizzat kendileri şiddet barındırıyor.
Düşünün; devlet bir gençlik tanımı yapıyor. Onun dışında kalanları meşru kabul etmiyor. Dönüştürmek için her şeyi yapıyor. Dönüştüremezse de “marjinal, gayrı milli veya vandal” ilan ediyor.
Meselenin asıl kaynağı, Talim ve Terbiye Kurulu’nu ele geçirerek “yeni insan” veya “yeni nesil” yetiştirilebileceğine inanmakla ilgilidir.
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım: Bu tavra Türkiye sağında ve solunda itiraz edenler kaç kişidir? İtiraz edişimiz, mağdur ve mağrur oluşumuza göre değişmekte midir? İçten içe bunu kendimize hak olarak mı görüyoruz. Sıra bize gelince biz de aynısını yapacağız. Ama bizimkisi asli gençlik olduğu için ahlaken haklı mıyız?
“Devlet ideolojiden arındırılmalı, devletin görevi yeni insan veya nesil yetiştirmek değildir” dediğinizde, sizi saf bulacak, iktidar perspektifi olmamakla eleştirecek olanlar kimlerdir?
Bu durumda bu amansız tahterevalli sürüp gidecek midir? Başka türlü etkileşim modelleri oluşturmak imkânsız mıdır? Gençliği özne olarak görüp saygı duyan modellerle; aslında “öğretenin” de eksik olduğunu, öğrenmeye açık olması gerektiğini kabul ederek hareket edilemez mi?
Bana kalırsa gençlik, benim şiddet olarak tanımladığım dayatmalara karşı kendince bazı pratiklerle karşı koyuyor. Bu, Gezi’de olduğu gibi nadiren sokağa çıkarak gerçekleşiyor.
Gençler sağ ve sol didaktik pedagojilere çok fazla prim vermiyorlar. Kendi alanlarını korumayı öğreniyorlar. Bu “dolaylı direnme biçimleri” başka bir yazının konusu olsun…
Belki de AK Parti’nin yeni nesil imalatçılarını asıl endişelendiren budur? Bunca kaynağa, paraya, nutuk çekmeye, hiza vermeye rağmen “asli gençliğin” “imalat hatası” olması ihtimalinden ürküyor olabilirler mi?
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları








































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.04.2024
15.12.2019
26.07.2019
18.12.2017
27.09.2017
19.09.2017
10.08.2017
27.07.2017
10.07.2017
26.06.2017