Yüksel TAŞKIN
16 Nisan Referandumunda oldukça net bir tercih yapmamız gerekiyordu: Parlamenter demokrasi mi tek adamlık mı? Tam da bu nedenle “Hayır” bileşenleri, Türk-Kürt veya seküler-İslamcı fay hatlarına rağmen dertlerini anlatabildiler.
Tüm engellemelere ve inanılmaz derecede eşitsiz bir yarışa rağmen önemli bir avantajları vardı: Haklıydılar. Ne kadar haklı olduklarını her gün daha iyi anlıyoruz maalesef…
Demokrasiye sahip çıkmamız gereken kritik bir seçimle karşı karşıya olduğumuzu hisseden her çevreden insan hayır oyu verdi.
Hayır bileşenlerinin türdeş olmaması, büyük çeşitlilik barındırması geleceğe dair önemli bir umuttu.
Hayır bileşenleri seçimin resmi sonucu ne olursa olsun, kaplanın kuyruğunu yakaladıklarını hissettiler. Rakipleri yenilmez değildi, yalpalıyordu, sürekli hata yapıyordu.
Adalet Yürüyüşü de ancak böyle bir iklimde anlaşılabilir. Hayır kampanyasının başarılarının bir neticesidir, Adalet Yürüyüşü.
İktidar stratejistlerinin, CHP’nin Hayır kampanyasındaki akıllı duruşunu, sivil toplum bileşenleri ve diğer partilerle uyumlu çalışmasını dikkatle izledikleri, bundan endişe ettikleri açıktır.
Sahiden de Adalet Yürüyüşü, CHP’nin muhalefetin koçbaşı olma ve daha önce kendisine oy vermeyen çevrelerin güvenlerini kazanma anlamındaki hamlelerinin zirvesiydi.
İktidar stratejistleri “tehlikenin” farkına vardılar ve CHP’yi yeniden yüzde 25’lik çeyreğe hapsetme adına adımlar atmaya başladılar.
Elbette en kolay yol, seküler kesimin eğitim, hayat tarzı konularındaki hassasiyetleriyle oynamaktı.
Seküler kesimdeki insanların korkuları gerçektir. Sanal değildir. Onlara açık biçimde “artık Millet’in parçası olmadıkları” mesajı veriliyor.
Sorun rahatsızlık duymak değil bunun ortaya konulma biçimleri. Rahatsızlık neye karşı? İslam’a mı? Siyasal İslam’a mı? AK Parti’nin dayattığı sağcı milliyetçi İslam’a mı, bunlar karışıyor.
Bazılarının tepkileri fazlasıyla seçkinci kaçabiliyor. Elbette iktidar çevreleri de bu topu alıp, sekülerleri ve CHP’yi din karşıtı olarak gösterme kolaycılığına abanıyorlar.
Bu kafa karışıklığına ve son derece kötü niyetli “böl ve yönet” anlayışına karşı CHP’nin tutarlı bir söylem ve pratik tutturabilmesi son derece hayatidir. CHP’nin Genel Merkezi’nden milletvekillerine ve örgütlerine kadar bu konuda net ve tutarlı bir tutum takınması elzemdir.
Bunun ölçüsü de her durumda demokrat tavrın korunmasıdır. Eğitimin İslamizasyonu v.b gibi tehlikeli süreçlere karşı verilen tepkilerin çözüm önerileri de barındırması ve bu çözüm önerilerinin tüm toplum için tasarlanması, oyunun tersine çevrilmesi adına yaşamsaldır.
Bazı mütedeyyin çevrelerin AK Parti’nin eğitim politikalarından rahatsızlık duydukları gerçeğini unutmamalıyız.
Hayır kampanyası ve Adalet yürüyüşünde tutturulan “herkes için…” duruşu, her alanda ölçü haline gelirse ülkeyi bölmek üzerine iktidar stratejisi kurgulayanlar, attıkları okla kendilerini vururlar.
Muhalefetin ikinci büyük meselesi de Kürtler konusunda nasıl bir tutum takınacağıdır.
Muhalefet, toplumun yüzde 20’sini oluşturan Kürtler konusunda olumlu bir adım attığında “bölücülük” suçlamasına maruz bırakılacaktır. Bu çok kesin.
İktidar bunu yaparken, mütedeyyin Kürtlerle “sekülerleri” yukarıda eleştirdiğimiz strateji üzerinden bölmeye çalışacaktır.
Yani iktidarın da Kürt oylarına ihtiyacı var ve sıkı durun: Durumu muhalefete göre daha zor. Muhalefet bugünkü gibi idareci, risk almaz tavrını sürdürürse, iktidar mütedeyyin Kürtlerin oylarının bir bölümünü yine alacaktır.
Daha da kötüsü, Kürt seçmenlerin kitlesel olarak sandığı protesto etmeleridir. “Ne iktidar ne de muhalefet bize güven vermiyor” diyerek bu tavra yönelebilirler.
Açıkçası Kuzey Irak’taki referandum sürecinde Sözcü gazetesinin attığı incitici, aşağılayıcı manşetleri gören bir Kürt’ün “sekülerlerle” yan yana gelmek konusunda çok ciddi sıkıntı yaşayacağını görmek lazım.
Korkut Boratav hocanın dediği gibi “Cumhuriyetçi tavır Kürtlerle yan yana yol alabilmeyi” gerektirir. Ama cumhuriyetçi bile olamayan, Türkçülüğe demirleyen bir duruşun CHP’nin hattını da belirlemesi durumunda, muhalefet yüzde 50’yi yakalayamaz.
Tam da bu nedenle sadece CHP’nin değil, Akşener hareketinin de Kürt meselesinde net bir duruş tanımlamaları ve iktidarın karalayıcı propagandasından ürkmemeleri gerekir. Bu riski alamayan kaybeder…
Bunu yapmak demek Kürtleri demokratik bir muhalefet platformuna katmak demektir ki bu ülkemizi bölünmeden bile kurtarabilecek sihirli adımdır. Bu haliyle de yurtseverliğin bir gereğidir.
Aksi takdirde gönül köprüleri yıkılmaya devam eder.
Muhalefet bu iki meseleyi aşabilirse yeniden bir toplum olma şansımız artar.
Metal yorgunluğu çekenler de halkın oylarıyla istirahate veya nadasa çekilirler…
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.04.2024
15.12.2019
26.07.2019
18.12.2017
27.09.2017
19.09.2017
10.08.2017
27.07.2017
10.07.2017
26.06.2017