Yusuf Kaplan
"Cemaat” kavramı ve kurumu üzerinden bir operasyon çekiliyor Türkiye’ye tam yarım asırdır!
Hayat, -en geniş anlamıyla- “cemaat”lerle sürüyor aslında.
Bütün dünyada böyle.
İki tür “cemaat”ten sözedebiliriz: Dînî cemaatler ve din-dışı “cemaatler”.
Dînî cemaatler’in ne olduğunu az çok biliyoruz ama din-dışı “cemaatler”i pek bilmiyoruz.
Postmodern dünya, bir yandan egoizmi, bireyciliği fenâ hâlde kışkırtıyor ama öte yandan da new age kült’lerinin, “din dışı kutsallıklar” üreten sosyal, kültürel, sportif, politik, iktisadî hatta akademik din-dışı “cemaatleşme” / şebekeleşme biçimlerinin mantar gibi bitmesine yol açıyor...
“Cemaatleşme”, insanın ve hayatın tabiatında var. Önemli olan bunları, toplumun ve insanlığın hayrına olacak şekilde kanalize edebilmek, asgarî hukukî ve ahlâkî standartlara göre şekillendirebilmek.
İNSAN, TEK BAŞINA YAŞAYABİLECEK BİR VARLIK DEĞİL
Meseleyi en başından, en kökünden ele alalım.
İnsan, tek başına yaşayabilecek bir varlık değil.
İkincisi de, bununla irtibatlı olarak, hayat, insandan ibaret değil: Başka varlıklar da var bu dünyada.
İnsanın hayatını idame ettirebilmesi, nefes alıp verebilmesiyle mümkün. Nefes alıp verebilmesi ise tabiatla, tabiattaki diğer varlıklarla irtibatını koparmamasıyla.
İnsanın nefes alıp vermesi de, doğumu ve ölümü de kendi elinde değil: Bu yakıcı gerçeği unuttuğumuz zaman, hayat cehenneme döner; döndü de nitekim!
TEKVÎNÎ ÂYETLER: YARATILIŞ SIRLARI
Kâinât, bir “kitap”, okunmayı bekleyen...
İnsan da bir kitap: İnsanın kâinatı ve bizatihî kendisini okuyacağı bir “kitap”.
İnsanın ve kâinâtın “kitap” olması hâdisesine tekvînî âyet diyoruz.
İnsanın hem kâinât kitabını hem de kendisini okuyabilmesi için Rahmân ve Rahîm olan Allah, insana akıl, kalp ve ruh melekeleri bahşetti. Aklı, kalbi ve ruhu harekete geçirecek bir irade lûtfetti. Aklın, kalbin ve ruhun hakikati idrak ederek bir hayat inşa edebilmesi içinse insana yol haritası sunacak bir Kitap vahyetti: Kerîm / “Cömert” Kur’ân. Kur’ân’la tekvînî âyetleri / yaratılış sırlarını okumasını, anlamlandırmasını, hayatta karşılaşabileceği sorunları aşmasını sağlayabilecek tenzîlî âyetler ihsan etti insana.
Özetle, iki tür âyet’ten / “işâret”ten sözediyoruz: Birincisi, tekvînî âyetler, yani yaratılış sırları.
TENZÎLÎ ÂYETLER: YOL HARİTASI
İkinicisi ise, tenzîlî âyetler, Yaratıcı’nın, insana yaratılış sırlarını okumasında rehberlik edecek ilkelerin haritası.
Buradan şöyle bir sonuç çıkıyor: İnsanın aklı, kalbi, ruhu, dolayısıyla bunları harekete geçirecek iradesi, tekvînî âyetleri / yaratılış sırlarını okuyabilmesi için yeterli değil mi?
Hayır.
Yeterli olsaydı, peygamberler ve kitaplar gönderilmezdi.
Çünkü insan hür iradeyle donatılmasına, hür iradesini harekete geçirebileceği akıl, kalp ve ruh melekeleriyle teçhiz edilmesine rağmen, hem iyi hem de kötü hususiyetlere de sahip olduğu için, yol haritası olmadan insanca bir hayat inşa edebilmesi çok zordur.
Yol haritası sunan tenzîlî âyetler olmadan, yolda karşılaştığı tekvînî âyetleri “doğru” / bihakkın okuyabilmesi zordur insanın.
İnsan, tenzîlî âyetler olmadan, tekvînî âyetleri keyfine göre, işine nasıl geliyorsa öylece okumaktan, yaratılışın düzenini bozmaktan, tarûmâr etmekten kurtulamaz.
Tenzîlî âyetler, zamana ve mekâna göre değişmeyen sâbiteler verir insana.
Sürgit değişim hâlinde olan tekvînî âyetleri yani değişkenleri insanın önünü açacak şekilde okuyabilmesi ve insanca bir hayat kurabilmesi ancak bu sâbiteler ışığında sözkonusu olabilir.
SÂBİTELER VE DEĞİŞKENLER
Tarihe dikkatle baktığımız zaman şu yakıcı ve yıkıcı gerçeği görmekte zorlanmayız: İnsan, her dâim sâbite arayışı içindedir. Sâbitelerini yitirdiği zaman, değişkenleri sâbite katına yükseltmekten çekinmez. Kaçınılmazdır bu: İnsan, sâbitesiz / “omurgasız” ayakta duramaz zira.
Ama insanın, değişkenleri, sâbite katına yükseltmesi, zulümdür: Sadede kendine değil, bütün varlığa yaptığı bir zulümdür bu.
Sadece çağımıza bakmamız kâfî bu yakıcı gerçeği görebilmemiz için.
Modernlikle birlikte, insan tanrılaştırıldı. İnsanın tanrılaştırılması, insanın azmanlaşmasına giden kapıları sonuna kadar açtı: Modern insan, yaşayabilmek için araçları, özellikle de güç üreten araçları kutsadı, araçlar insanı köleleştirdi, ruhsuzlaştırdı ve duyarsızlaştırdı.
Modern veya postmodern seküler / pagan insan, Tanrı fikrini yitirdi, kendisini Tanrı’nın yerine yerleştirdi.
Sonuçta tabiatı delik deşik etti; dünyayı talan etti; insanlığı kendisine benzetti: Yeni-barbarlık biçimlerinin zaferi.
Bilim tavan yaptı, insan insanlıkta yerlerde sürünüyor: Bütün bilimsel gelişmeleri, dünyaya ve insana tahakküm edecek bir barbarlıkla gerçekleştiriyor: Kapitalizmin zaferi!
En ileri bilimsel atılımlar, gen teknolojisi, yapay zekâ çalışmaları da dâhil, insana ve dünyaya hâkim olma kaygısıyla geliştiriliyor. Dünyayı ve insanlığı tek bir düğmeye basarak yok edecek smart teknolojik silahların geliştirilmesi, güç üreten araçların kutsanması, niceliğin hükümran olması, insanın insanlığını unutması, araçların kölesi olması sonucunu doğuruyor yalnızca: Sekülarizmin zaferi!
İSLÂMÎ CEMAATLER VE DİN-DIŞI “CEMAATLER” / “ŞEBEKELER”
Buradan cemaatler meselesine geleceğim aslında.
Bireyciliğin, egoizmin, hız, haz ve ayartının insanı geçici duygularının, dinmek bilmeyen uçucu arzularının kölesi hâline getirdiği; insanın düşünme ve duyma melekelerini iptal eden (medyadan kültür endüstrisinin her alanına damgasını vuran) “pornografi”nin insanı insanaltı bir varlığa dönüştürdüğü bir zaman diliminde, bu postmodern yok oluş felâketinin önünde sahih cemaatlerle durabileceğimizi iyi bilmeli ve bunu haykırabilmeliyiz; yoksa biz de postmodern popüler kültürün yok edici selinin önünde sürüklenmekten ve yok olmaktan kurtulamayız.
“Cemaat” kavramının entelektüel, sosyolojik ve siyasî boyutlarını, İslâmî cemaatler sorununun yanısıra, din-dışı “laik cemaatler / postmodern şebekeler” yakıcı sorununu sonraki yazılarda mercek altına alacağım ve sahih cemaatlere, tarikatlere karşı yapılan algı operasyonlarına karşı niçin teyakkuz hâlinde olmak zorunda olduğumuzu, İslâmî cemaatlerin neden ve nasıl köklü bir muhasebe yapmaları gerektiğini göstermeye çalışacağım
Yazarlar
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
28.05.2021
14.08.2020
7.08.2020
20.07.2020
17.07.2020
26.06.2020
14.06.2020