Yusuf Ziya DÖGER
(Kürtlerin Aşiretsel Yapısının Temel Dayanağına Yönelik Sosyolojik Tahlil)
Doğu ve Batı uygarlıklarına ait toplumsal yapının şekillenmesinde; tarımsal faaliyetlerin yürütülme biçimi üzerinde etkili olan coğrafi nitelikler sonucunda Doğu ve Batıda birbirinden farklı toplumsal yapılanmaların biçimlenmesinde etkili olmuştur.
Tarımın gerçekleşmesi için doğal halde kullanılması mümkün olmayan suyun dönüştürülmesi ihtiyacı doğu toplum yapısı için şekillendirici bir olgu olarak karşımıza çıkar. Doğu toplumlarında tarımsal faaliyetler ancak suyun bu dönüşümüyle mümkün olmaktaydı/olmaktadır.
Bu durum Batının coğrafi nitelik ve avantajından kaynaklanan gezici tarımsal faaliyetleri yerine, Doğuda suyun dönüştürülmesini gerekli kılan su bentlerine bağımlı tarımsal faaliyetleri ortaya çıkarmıştır.
Suyun dönüştürülmesine dayalı tarım yapabilme olanağı ise Doğu toplumlarında alan korumayı gerekli kılan bir anlayışın gelişmesinde etkili olmuştur. Bu durum Doğu uygarlıkları için hem toplumsal yapıda hem de askeri örgütlemelerde dayanışmacı anlayışların gelişmesini zorunlu kılan değerlerin oluşumuna yol açmıştır.
Coğrafi doğa koşullarından kaynaklanan tarım alanlarının darlığı ve suya bağımlılığı Doğu toplumlarında herhangi bir dönemde oluşabilecek verimsiz üretim toplumsal yapıyı korumada sorunlarla karşılaşılmasına yol açmaktaydı. Bu sorunlarla baş edebilmek için hem daha fazla üretmek hem de üretilenlerden belli miktarda pay ayırma ihtiyacı hâsıl olmuştur.
Aslında bu üretim yapısı kollektif bir yaşam biçimini insana dayattığından tek başına yaşama olanağı olmadığı fikrinide beraberinde getirerek güçlü aşiretsel bağların ortaya çıkmasında rol oynayan temel etken olmuştur.
Doğu uygarlık yapısına ait toplum biçiminin karakteristik özelliklerini yansıtan Kürtlerin aşiretlere dayalı toplumsal yapılanması ele alınırken konuya nereden bakılması gerektiği hususunda önemli okumalar ancak bu coğrafi etkiden çıkartılabilir.
Aşiretsel yapıya dayanan Kürtlerin toplum yapısı, hem bu doğa koşullarına uygunluğu hem de bu koşulların gerektirdiği sosyal yaşam biçimini zorunlu kılmıştır. O halde Kürtlerin toplum biçimlenmesi olan aşiretsel yapının tarihsel varoluşu, korunması, sürdürülmesi ve aşiretlerin birbiriyle çatışmaları bu okumalardan ele alınırsa Kürt siyasal tarihi için önemli açıklamalara ulaşılabilir.
Alan korumaya dayanan toplumsal yapı elinde bulundurduğu alanı kaybederse kendisinin de yok olacağını bildiğinden örgütlenmesini bunun üzerine kurma ihtiyacı duyar. Kürtlerin aşiretsel yapıları ekonomik üretim açısından tarım ve hayvancılık faaliyetlerine dayandığından hayvanların otlak ihtiyacı da tıpkı tarımsal üretim alanı gibi alan korumayı gerektiren bir olgu olarak karşmıza çıkar.
Dolayısıyla her Kürt aşireti varoluşuna temel dayanak olan kendi egemenliği altındaki üretimsel alanı korumayı öncelikli hedef haline getirmek zorunda kalmıştır. Bu durum ise aşiret içi kollektif dayanışmanın temel mantığını oluşturmuştur. Bu mantık aşiretlerde bireysel düşünüş yerine kolektif düşünüşü öncelediğinden toplumsal yapıda aşiret aklı denilebilecek bir üst akıl ve düşünüşe işlerin havale edilerek hal edilmesine yol açmıştır.
Bu işleyiş biçimi bir anlamda aşiret bireylerinin kendi iradelerini aşiret reislerine havale etmeleri demekti. Bunun sonucu olarak da aşiret bireyleri kendi iradeleriyle hareket etme yerine üstten gelen direktiflere göre şekillenerek davranmaya biçimlendirilmişlerdi. Aşiretsel üst akıl da elde etiği bu avantajı ve üretimsel alanı da tarihsel süreçte hep koruyarak kullana gelmiştir.
Kürtlerin aşiret yapısı hakkında şöyle bir soru haklı olarak gündeme getirilebilir. “Tek tek aşiretler bazında oluşan bu üst akıllar neden daha üst akıl olabilecek devlet örgütlenmesine ihtiyaç duymamışlardır.” Kürt siyasal tarihi hemen hemen hiçbir dönemde çatı görevi görebilecek bu üst aklı başaramamıştır. Ki bunun için fırsatların geliştiği tarihsel koşullar belli dönemlerde oluştuğu halde bunu gerçekleştirebilme şansı hep kaçırılmıştır.
Kürt aşiretlerinin egemenlik oluşturabildikleri üretim alanlarını koruma ve kaybetme endişeleri siyasal birliktelik oluşturmalarını engelleyen bir veri olduğu düşünülebilir. Dolayısıyla her aşiret kendi üretim alanı üzerinde mutlak otorite üreterek var olduğuna göre etki alanını daraltacak her türlü girişime mesafeli durma ihtiyacını duyduğu da kolaylıkla ileri sürülebilir.
Alan koruma anlayışının dayandığı değerler dizisi (paradigma) ise tarihsel süreçte Kürt aşiretlerinin birbiri aleyhine kullanılmasını her zaman kolaylaştırmış ve üst aklın devreye girme eğilimi göstermeye başladığı zaman dilimlerinde de bu durum düşmanlarına kolay hareket etme imkânı sağlayarak aşiretler arası çatırdama ve çatışmalara vesile olmuştur.
Aslında tarihsel veriler dikkatli okumalardan geçirildiğinde bu durumun Kürtler arasında milli bilincin uyanışını engelleyen temel unsur olduğu da kolaylıkla görülebilir. Bunu İslamiyetin kabulunden sonraki tarihsel sürecin tüm aşamalarında görmek mümkündür. (Ancak bu süreçteki yapının İslamın özüne ait anlayışından kaynaklandığını söylemek ise tarihsel gerçeklikten bi haber olmakla eşdeğerdir.)
Aşiretsel üst aklı ve iradeyi benimseyen Kürt toplumsal yapısı doğal olarak İslami referanslara dayanan çağrılara da her zaman açık olmuştur. Bu durum Kürtler arasında dini inancın güçlenip, şekillenmesinde önemli bir etkendir. Dolayısıyla dini otoritelerin Kürtlerin toplumsal yapısında sözünün her zaman dinlenilecek asıl merciler olmasını kolaylaştırmıştır.
Ki Kürtler bu islami referanslara dayalı çağrılara kulak vermelerinden dolayı, kendi milli bilincine ulaşma ihtiyacı ve ittihadı da duymamışlardır. Dini otoritelerin cevaz verdiği herşey koşulsuz benimsenirken, cevaz vermedikleri ise hiçbir şekilde revaç bulamamıştır.
Üst aklın gerektirdiği itaat kültürü İslami referanslarla beslenmiş çağrılarla birleşince Kürtlerin elini ve ayağını bağlayan bir pranga halini almıştır. Ki İslamı benimseyen tüm milletler dikkatle incelendiğinde kendi ulusal birliğini İslama feda eden tek milletin de Kürtler olması ancak bununla açıklanabilir.
Kürtlerdeki aşiretsel dağınıklığı fark eden ve İslam’ı kendi otoritelerinin teminatı gören Arap, Fars ve Türk siyasal yapıları aşiretsel dağınıklıktan ve İslami hassasiyeten azami ölçüde istifade etmeyi ihmal etmeyerek Kürtler üzerindeki üst akıl olma niteliğine ulaşmışlardır. Genellikle bu milletler uhrevi metalar devreye sokarak üst akıl başarısı elde etmeye çalışmışlar ve bunda başarılı da olmuşlardır.
Keza ümmet birliği adına Kürt üst akıllarının devreye girmesi her seferinde bu referanslarla akamete uğratılmıştır. Herhangi bir nedenden dolayı İslami referansın işlev görmemesi durumunda ise onun yerine dünyevi metalar kullanılarak Kürtlerin bir üst akıl etrafında birleşmeleri engellenmiştir.
Bugün bile Kürt ulusal bilincinin önünde hâkim unsur olan Araplar, Farslar ve Türkler İslam ittihadını öne sürerek egemenliklerini sürdürmeye çalışmaktadırlar. Bunlar kendilerine helal gördükleri milli bilinci Kürtler açısından haram ve sakınılması gereken bir öğe olarak İslami referanslarla tanıtmaya çabalamaktadırlar.
İşte bu nedenle İslamı benimsemiş diğer milletlere nasıl ki ulusal bilinç helal ise bu Kürtlerede analarının ak sütü kadar helaldir. Birlikte yaşamak ise ancak bu milletlerin Kürtleri görmeleriyle mümkün olabilir.
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2018
21.02.2018
13.10.2017
24.09.2017
27.03.2017
27.02.2017
16.02.2017
31.01.2017
28.01.2017
22.01.2017