Yusuf Ziya DÖGER
Toplumlar yönetimsel mantalitelerinin dayandığı(arkaik) paradigmaları kısa vade de oluşturamazlar. Toplumların tarihsel serüveni bu paradigmaların oluşumunda önemli bir etkiye sahip olur. Toplumun yaşadığı tarihsel serüven, toplumsal zihnin şekillenmesinde öncülük eder. Bununla birlikte, toplumsal denetimi eline tutarak egemenlik erkini kullananların oluşturduğu algı biçimi de bu konuda etkilidir.
Bir toplumun “tarihsel serüven”inin arka planını görmeden o toplumda oluşmuş yönetimsel mantığın anlaşılması imkansızdır. Ki günümüz koşullarındaoluşturduğu sistemin dayandığı paradigmayı anlamak da mümkün olamayacaktır. Çünkü yönetimsel sistemin alt yapısını oluşturan mantık o tarihsel geçmişle bağlantılıdır. Toplumun tarihsel serüvenine ait veriler doğru biçimde analiz edildiğinde günümüz koşullarında oluşturduğu siyasal sistemin karakteri daha net biçimde ortaya çıkacaktır.
Somutlaştırma
Türk Siyasal Siteminin dayandığı olgusal paradigma, topluma düşman korkusu yayma mantığı üzerine kuruludur. Bu durumun tarihsel arka planının olduğu kolaylıkla ileri sürülebilir. ÇünküBozkır toplumu olan Türkler çeşitli koşullar nedeniyle anavatanlarını terk etmek zorunda kalan bir toplumdur. Bu ise onlarda sahip olduklarını hem yitirme korkusunu hem de bunun zorunlu olduğu bilincini geliştirmiştir. Anavatanlarında bozkır yaşamına maruz olduklarından dolayı doğal olarak yerleşik bir kültür biçimi oluşturamamışlardı. Bozkır nedeniyle yer değiştirmeye dayanan bir yaşam biçimi oluşturmuşlardır.
Yaşanılan mekânı terk etme zorunluluğunun olması ve zamanla değişen dünyadaki koşullar Türklerin yönetim sisteminde düşman algısını öne çıkartmıştır. Ki göçebe yaşamı sürdüren bir toplumun dostum diyeceği bir toplumdan ziyade, rastladığı ve selam verip geçtiği (talan ettiği) toplumlar vardır hayatında. Bu tarihsel serüven üzerinden ele alındığında, Çin’le, İslam dünyasıyla ve Avrupa’ya geçişlerinde karşılaştıkları toplumlarla kurdukları ilişkilerde görmek mümkündür.
Bu ilişkiler ve tarihsel mitolojileri dikkate alındığında karşımıza sürekli onlara ait olanı almaya hevesli bir düşmanın tetikte olduğu görülür. Bununla birlikte yakın tarihsel dönemde imparatorluk gücünü ve İslam dünyası üzerindeki Halifelik gücünü kaybetmelerini de buna eklemek gerekir. Söz konusu korku ve endişe askeri yapılanmayı öncelemelerine sebep olmuştur. Ki İslam dünyasındaki ilk varlıklarını dönemin devletlerinde paralı asker olarak hissettirdiklerini de unutmamak gerekir.
Askeri yapılanmada yer almış bir toplumun oluşturacağı yönetimsel sistem doğal olarak biz ve düşman şeklinde kategorik düşünmeye meyilli olur. Türklerin zihinsel işleyişinde bu durum bariz biçimde görülmektedir. Arap-İslam Devletlerinin askeri teşkilatlarında bulunmuş Türkler, kendi yönetimsel yapılarını oluşturunca da aynı askeri mantığı esas aldılar. Avrupa’ya ulaştıklarında da aynı mantıkla sadece koruma görevi görecek biçimde örgütlenmiş askeriyapılanma oluşturdular.[1]Böyle bir yapılanma oluşturan toplumun zihinsel işleyişi doğal olarak düşman ve düşman olmayanlar hep var olacaktır.
Bu tarihsel miras günümüz Türk Siyasal Sistemine olduğu gibi aktarılmıştır. Yönetim erkini ele geçiren toplumun beka sorununu kendi varlığına bağlamaktadır. Kendisinin toplum için olmazsa olmaz şart olduğunu lanse etmeye başlar. Bunu başarmak için de toplumda kategorik bir ayrıştırma ve düşman algısı üzerinden gerçekleştirmeye kalkışmaktadırlar. Bu mantık neredeyse Osmanlının gerileme dönemindenTürkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna vegünümüze kadar hep bu paradigma üzerinden işletilmektedir.
İttihat Terakkiden Cumhuriyete ve bugüne kadar hep aynı mantığı görmekteyiz. Dışarıda toplumu bir kaşık sudan boğmaya hazır dış düşmanlar ve içeride onlarla iş birliğine hazır olup onların emrine amade iç düşmanlar hep olagelmiştir. Bu düşmanların dönemsel farklılaşmaları önemli değildir ki bu değişim iktidarı ele geçirenlere göre farklılaşabilmektedir. Dün dost olan bir anda düşman olabiliyor. Bu hem içte hem de dışta değişmez bir kuraldır.
Sonuç
Şimdi düşünelimbir referandum yapılıyor. İçeride oluşan iki cepheyede bakıldığında hem iç hem de dış düşman olarak lanse ettikleriyle dün kol kola idiler. Ancak bugün varlıklarını koruma adına düşman cephesine konulanların anlık farklılaşmaya dönüştüğünü görmekteyiz. Bunun sebebi kendileri olmadan toplumsal bekanın mümkün olamayacağına toplum ikna çabasından başka nasıl bir anlam yüklenilebilir.
Yine iki cephenin de kendi tabanına içeride Kürdleri düşmanlaştırma üzerinden korku pompalayarak görüşlerine haklılık kazandırmaya çalıştıklarını görmekteyiz. Aslında sorun, onlarınkendi tabanlarını ikna etmede zorlandıklarını gösteriyor. Bu nedenle iç ve dış düşman göstererek tabanlarını ikna çabasında olduklarını açık biçimde müşahede etmekteyiz.
Bu şunu göstermektedir. Kendi toplumlarının dinamiklerini doğru biçimde teşhis edemediklerini göstermektedir. Dolayısıyla bu dinamikleri yönlendirmek için korku pompalayarak ya hepimiz gideriz ya hepimiz böyle davranırsak kurtuluruz anlayışını dikte etmeye çalışmaktadırlar.
CHP evet, hayır yazılarının basılı olduğu haritalarla bu algıyı oluşturmaktadır. Kendisi kaybettiğinde haritalar üzerinden bölünmüş ve elden çıkmış Kürdistan topraklarıyla tabanını ikna etmek çabasındadır. Bunun dışında elle tutulur hiçbir argümana sahip değildir. Ki bu argümanı da korkutmak üzerinden oluşturulmuştur. O halde buna dur demek için hayır demelisiniz diyor.
AKP ise hayır cephesinde yer alanları göstererek toplumun nasıl bir komplo ile karşı karşıya olduğunu dile getirmektedir. Bu komployu yıkabilecek, direnebilecek tek gücün kendisine destek verilmesiyle mümkün olduğu algısı oluşturmaktadır. Şu sıralar Siyonist söylem yerine Nazi söylemine yönelmesi de manidardır. O halde buna dur demek için evet demelisiniz diyor.
Her iki mantıkta iktidar erkini kullanmak için aynı şeyi farklı Saiklerle gündeme getiriyor.
Yusuf Ziya Döğer: [email protected]
Öğretmen, sosyolog. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü mezunu. Şeyh Said Hareketi Sonrası Pêçar Tenkil Harekatı/1927 adlı kitabı yayınlandı. (Nûbihar Yayınları)
[1]Sosyologlar bu devlet tipini “Askeri Devlet” olarak tanımlarlar. Bu devlet sadece koruma karşılığında halkın üretiminden pay almaktadır. Ki egemen olduğu yerlerin imarını düşünmemektedir. Sadece Kervan güzergahlarını imare edip ticaretin güvenlikli olmasını ve buradan payına düşüne alma arzusundadır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2018
21.02.2018
13.10.2017
24.09.2017
27.03.2017
27.02.2017
16.02.2017
31.01.2017
28.01.2017
22.01.2017