Yusuf Ziya DÖGER
TC kuruluş aşamasında Kürd ve Kürdistan konusunda Osmanlı tarzı siyasetten geri durmayarak aynı mantıktan beslenen paradigmaları yavaş yavaş devreye sokarak yola çıktı. Önceleri Kürdleri kurucu iki unsurun temel dinamiği olarak deklere edeceğine yönelik veriler ortaya attı.Ama ayakları yer tuttukça bu pradigmanın değişkenliğini an be an belirginleştirerek asıl amacına doğru yol aldı.
TC asıl amacı olan paradigmasını inşa ederken sessiz ve kurnazca davranmayı da ihmal etmedi. Kürdlerin tümünü aynı anda karşısına alacak cesaretten yoksun olduğundan, çözümü Kürdlerinheterojen yapısında buldu. Kürdlerin sahip olduğu farklılığı kullanarak müdahale etmenin kendisi açısından ehemmiyetini dikkatlice kullandı.
Aşiret yapısından tutun dinsel ve mezhepsel farklılığa kadar her ayrıntıyı en ince noktasına kadar hesaplayarak adım attı. Böylece oluşturmaya çalıştığı her gediği soyutlama yoluyla (dar bir alana hasrederek) yok etmeye başladı. Bununla hem iç kamuoyuna hem de dış kamuoyuna yerel ve dar kapsamlı çıkarlara dayalı sorunlar olduğu imajını yerleştirdi. Doğrusu bununla da istediği amacı elde etmede pek de zorlanmadı.
Soyutlama ve dar kapsamlı çıkara dayalı imaj yaratılarak Kürdler arasındaayrıştırma mantığı uygulandı. Toptan hedef alma yerine tek tek imhayı temel alan uygulama ile başarı sağladı. TC devleti son darbeyi Dersim de vurunca yeni arayışa yönelme ihtiyacı hissetti.Belirlenen paradigmal çerçeveye göre sürgün edilen Kürd eşrafı öncü kuvvet olarak kullanılacaktı. TCbu paradigma ile Kürdleri kısa sürede kendiliğinden sistemi benimseyecek hale getirmiş olacaktı.
Büyük bedeller ödeyen bu kesim öyle bir şekilde bağlanmalıydı ki verilecek ödül verilen bedeli perdelemeliydi. Bunun içinbelirlenen yol haritası tek partili sistemden iki kulvarlı siyasi yapılanmaya geçişti. O güne kadar kendileriyle birlikte hareket etmiş yerel eşrafa bile güvenmeyerek dışardan atama yoluyla göstermelik temsiliyete yönelen sistem anlayışı, artık yerel temsiliyet üzerinden Kürdlerin denetlenmesinin daha doğru olacağını kavramıştı.
Çok partili sisteme geçmede asıl nedenTC’nin varlığını daim kılacak iki kulvarlı siyasetihtiyacının hâsıl olmasıydı.Kürd eşrafı da bu gerekçe üzerinden iki kulvarlı siyasettenbirine dâhil edilerek hem kendileri hem de onlar aracılığıyla halkın asimile edilmesi sağlanacaktı. Yeni Paradigmanın uygulanması amacıyla CHP içinden tevarüs edilen ve muhafazakâr değerlerle donatılan muhalif bir duruşa ihtiyaç olduğu gerçekliğiyle siyasi bir yelpaze oluşturuldu.
1946 da muhalefet olarak CHP içinden tevarüs eden, 1950 iktidar olan DP süreçteki varlığını daim kılmanın yollarından biri olarak belirlenen paradigma çerçevesinde Kürd eşrafına yöneldi. Söylemi muhafazakâr ve dini değerleri dikkate alan bir yapı arz edincekürdlerin teveccühüne mazhar oldu. Kürd eşrafı ve halkı yıllardır CHP mantığı ile sistemden çektiği sıkıntıların ortadan kalkabileceğini hesaplayarak bu siyasi yelpazeyiehveni şer olarak algıladı.
Ancak aşiretsel ilişkiler üzerinden birbirine rakip mantığıyla bakan aşiretler bu denklemde siyasi rakipler olmak zorundaydılar.Rekabet etkisiyle doğal biçimde biri DP de yer bulunca öteki CHP de yer bulmaya çalıştı. Yine Kürd alevi kesimi tarihsel endişeleri nedeniyle CHP’ye daha yakın oldu. Kuruluş aşamasında sistemle nispeten barışık olanlardan bir kısmı da CHP saflarında yer aldı.
Amaçlanan siyasi paradigmaböylece rayına oturtulmuştu. Kürdler arası çelişkiler iyi kullanılmış ve farklı siyasi kulvarlara yönlendirilme suretiyle birlikteliğin oluşmaması sağlanmıştı. İkili kulvara yönlendirilen rakip Kürdsiyasiler/aşiretler(belki de) farkında olmayarak Kürdleringeleceklerini sisteme ipotek etmekteydiler.
Bu noktada konuyu sağ ve sol siyaset bazında ele almak niyetinde değilim. İkili siyasi yelpaze de yer alanların bundan sonrası için ipotek edilmiş siyasi mecralar oluşturarak kendi ikballerinin peşine takılmalarını ele almaya çalışacağım. Gerçi ilk dönemlerde geleneksel aile değerleri de dikkate alınarak aynı aile/aşiret fertlerinin tek vücut halinde hareket ettiklerine de şahit olmamıza rağmen, sonraları bunun değişeceğine şahit olacağız.
DP ile yolları kesişen ve o güne kadar sistem barışık olmayan Kürd eşrafı örtük biçimde sistemle barışık hale getirildi. Diğer gerekçelerle CHP de yer alanlarda aynı akıbetten kaçınamadılar. Ki Kürdistan halkını kendilerini TC meclisine göndermekle görevli NOTER olarak algıladılar. Her iki kesimde varlıklarının devamını bu siyasi yapılarda görmeye başladılar. Ancak ilerleyen süreç için hesapta olmayan gelişmeler yaşanınca rekabet aşiretler arasından çıkıp aileler içine sıçradı.
Kürd eşrafının bu siyasi yapılaraentegre olmasıylaeğitim basamaklarında yer alarak akademik alanda yükselen çocuklarının bireysel istekleri ön plana çıkmaya başladı. Kendi ikballerini aile veya aşiret ikbalinin önüne geçiren bu kesim zorunlu nedenlere dayalı siyasal tercihlerin dışına taşmaya başladı. Bazılarındaise bu tercih daha çok idealist bakış üzerinden gerçekleşmeye başladı. Her iki noktada geleneksel aile siyasetinin dışındaki kulvarlara yönelim oluşunca bunun Kürd halkında da yansımaları görülmeye başlandı.
Yansımalar 1960 darbesi sonrasında gelişen parçalı siyasette kendisini göstermeye başladı. 1970 ‘lerdeise yansıma daha üst seviyelere çıktı. Bununla beraber idealist mantığı önceleyenlerise kendilerine uygun legal veya illegal yapılanmalar oluşturarak varlıklarını hissettirdiler. Ancak 1980 darbesi siyasi anlamda idealist yapıların çöküşüne yol açarak daha çok devlet eksenli yapıların siyaseten öne çıkmasına sebep oldu. Konuyu yine aileler üzerinden devam ettirirsek;
Geleneksel Kürd eşrafının eğitimli veya eğitimsiz durumdaki yetişmiş çocukları tam anlamıyla bu dönemde öne çıkmaya başladılar. Aile içi rekabetin öne çıkışı bireysel ikballeri her değerin önüne geçirdi. Bir dönem siyasi yelpazenin bir ucunda yer alanlar diğer bir dönem ise tam aksi uçtaki siyasi yelpazede yer almakta hiçbir beis görmediler.
80’lerin sonunda yükselişe geçen Kürd Hareketinin geliştirdiği ideolojik bakış üzerinden dillendirdiği feodalite karşıtlığı beraberinde o güne kadar devletle entegre olmamış aşiretleri de devletin etki alanına itti. Bu durum aynı zamanda idealist yaklaşıma sahip halk tabanından gelen okumuş kesim üzerinde de etkili oldu. İdealist bakışla devletle arasına mesafe koyan kesimlerde çıkışı devlet eksenli siyasi yelpazelere yönelmekte buldular.
Sonuç:
Kürd halkını kendilerinin sistemin parlamentosunda yer almaları için NOTER olarak algılayanlar, varlıklarının buna bağlı olduğunu bildikleri için buldukları her fırsatı değerlendirmekten beis görmediler. Süreç içerisinde yapılanlar önceleri halktan koşulsuz destek görünce aynı ebeveynlerin çocuklarından biri siyasi yelpazenin bir ucunda yer edinmeye çalışırken diğeri tam aksi uçta yer almaya başladı. Ancak bu durum aynı zamanda aile veya aşiret içindeki danışıklı döğüşünde göstergesiydi.
Unutmayalım, aynı aileden/aşiretten olup benzer veya farklı soyadlarla niteliksel olarakkulvardaki siyasi partilerde aday olanlar için (belki bir elin parmaklarına tekabül edenler hariç) millet diye bir dert yoktur. Tek dert ortak ikballerini garantiye almaktır.
1990’larda gelişmeye başlayan ve günümüzde yükselişe geçen Kürdsiyasi hareketi yeni bir etki oluşturdu. Zamanla Kürdistan’ın önemli bir kesiminde parçalı siyasetin ortadan kalkmasına neden olurken tekrar Kürdistan özelinde iki kulvarlı siyasi mecranın oluşmasına yol açtı.
Gelinen noktada Kürdistan’da oluşan zorunluluk nedeniyle aynı aileden biri AKP de diğeri HDP de yer almanın yoluna bakıyor. Ne olur ne olmaz diyerek istemeden karşılaşacakları yol kazalarını böylece bertaraf etmenin yollunu bulmaya çalışmaktadırlar.
Egemenlik hakkını kullanmaktan yoksun bırakılmış bir toplumun evlatları için ikbalin egemenlik hakkından daha evla olduğunun göstergesi, aynı ebeveynlerin evlatlarının farklı kulvarlardaki siyasi mecralara yönelmelerinde gizlidir.
.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2018
21.02.2018
13.10.2017
24.09.2017
27.03.2017
27.02.2017
16.02.2017
31.01.2017
28.01.2017
22.01.2017