Zeki ALPTEKİN
Çip, elimizdeki cep telefonlarından kullandığımız ev aletlerine, otomobillere vs. çalışan her modern alet içinde kullanılan, dijital sistemlerde onsuz yapılamayan, en küçük (mikro) bilgi-işlem yapan yapı taşlarıdır. Hammaddesi yarı iletkenler (Silisyum) olduğu için zamanla aynı isimle anılır olmuş. Çiplerin doğum yeri ABD, ilk yapanlardan biri de 1968 yılında Intel firması; ki bu firma çipin hem üreticisi ve hem de dizayn edeni, yani ürün konusunda A’dan Z’ye bir arzcı, piyasa aktörü. Performanslarına göre birkaç yılda bir teknik inovasyon yaşayan çip, bu nedenle tıpkı akıllı telefon sektörü gibi hassas ve özel dikkat gerektiren, ihmali kaldırmayan bir sektör. Çip üreten belli başlı firmalar var dünyada. Ancak çip sektörü, bunların üretiminin tarihsel gelişiminde üç değişik yapılanmayı, yani iş bölümünü ortaya çıkarmış. Bunlar:
1. Sözleşmeli üreticiler (Foundries): Bunlar sözleşmeli fason üretim yapan, işin Ar-Ge ve dizayn yönü ile ilgilenmeyen “dökümhaneler”dir. Dünyanın en büyük çip fabrikası Tayvan menşeli TSCM böylesi bir firmadır. Aşağıda, dünyanın belli başlı “çip dökümhaneleri”ni görüyoruz.

Görüldüğü gibi bu alanda Tayvan kökenli firmalar oldukça baskın, Uzak Doğu kökenli firmalar ise toplamında ezici bir ağırlığa sahip.
2. Klasik yarı iletken (çip) üreticileri (IDM, Integrated Device Manufacturer): Bunlar, yarı iletkenlerin hem geliştirilmesinde hem de üretiminde faaldirler. Mesela Intel, Samsung, SK Hynix, Micron Technologies ve Texas Instruments böylesi firmalardır. Ancak bu firmaların önemli bir sorunu var: Tekniğin sürekli gelişmesinin getirdiği gereklilikler nedeniyle fabrika maliyetleri artıyor.
3. Çip Geliştiricileri (Fabless): Bunlar sadece yarı iletkenlerin geliştirilmesi ve dizaynı konusunda uzman olup üretim fabrikaları yoktur. Bu firmalar, geliştirdikleri yarı iletkenlerin fason üretimini firmalara yaptırırlar. Aşağıdaki firmalar ikinci ve üçüncü tipe giren firmalardır.

Küresel Çip Sektörü
Pandemi krizi ile birlikte ortaya çıkan tedarik zincirlerindeki aksaklıklar, yarı iletkenler ya da çip konusunun otomotiv ve elektronik sektörü için önemini, bu sektörün ne kadar hassas ve krize açık olabileceğini gösterdi. Bu nedenle sektörün küresel olarak yapılanmasına göz atmakta yarar var.
Sektörde, tabloda da görüldüğü gibi Tayvan’ın ağırlığında, oligopolistik bir yapı söz konusu. Tüm Uzak Doğu ülkeleri toplamı ile bu ağırlık neredeyse ezici bir şekilde ortaya çıkıyor. Çipin çıktığı yer (ABD) ve diğer gelişmiş Batılı ülkeler üretimde deyim yerinde ise bu noktada “arkadan nal topluyorlar”. Batılı ülkelerin kriz ile birlikte ortaya çıkan çip tedarik sorunu nedeniyle kendi üretimlerine ağırlık vermeye başlamaları bu açıdan anlaşılır bir şey!
Çipleri üreten, şimdiye kadar dünyanın en komplike makinesi sayılan cihazı dünyada tek üreten ASML adlı bir Hollanda firması. Bir TIR büyüklüğünde olan makine 180 ton ağırlığında ve ederi 144 milyon euro civarında. Tayvan’ın TSMC firmasında bulunan bu makine, iPhone’un M1 adlı, Apple’ın kendi dizayn ettiği çipi üretiyor. 5G-teknolojisinin içinde de bu makinelerin ürettiği en kaliteli çipler var. Bu örnekten de görülebileceği gibi sektördeki yapılanma, çipin fason üreticileri, yani “dökümhaneleri” olan tablodaki TSMC gibi firmalar ile çipleri üretmeyen, onları kendi amaçları doğrultusunda dizayn edip TSMC gibi firmalara ürettiren Intel, Broadcom, Nvidia, Apple, AMD ve Tesla gibi firmalar şeklinde ortaya çıkıyor.
Avrupa Birliği ve ABD, Uzak Doğu’ya bu konuda bağımlılığı azaltmak için çaba gösteriyor. TSMC, ABD’de bir üretim birimi kurma aşamasında. Yakın geçmişte Donald Trump, Hollandalı makine yapımcısı firma ASML’in modern çip üretme makinelerinin Çin’e, SMIC firmasına verilmesine karşı çıkmış, bunun üzerine Hollanda Başbakanı Mark Rutte makinenin ihracatını ertelemişti. Firmanın CEO’su Peter Wennink, ihracat yasaklarını böylesi sektörleri frenlemesi nedeniyle olumlamadığını, makinelerini Çin gibi politik nedenlerden dolayı “yanlış adresler” olarak kabul edilen ülkelere de ihraç edebileceğini; yasaklamaların, ambargoların sektördeki verimliliği olumsuz etkilediğini belirtiyor. Bu açıdan Çin gibi gelişmekte olan bir ülkenin bu tabloda yer alması şaşırtıcı değil. Çin’de iktidarın özellikle ileri teknolojilere 2000’li yılların başından beri yoğunlaştığı bilinen bir gerçek. Bunun temelinde ise Çin’e karşı uygulanan kısıtlamacı yaklaşımlar var. Bunun 1950’li yıllara kadar dayanan tarihsel kökeni, yarı iletkenler teknolojisinin askeri amaçlarla kullanılabilme tehlikesine dayanıyor.
Tam da bu nedenle çip sektörünün tümünde, üretimden dizayna, ekipmanlara ve çip plakalarına, hizmete vs. sektörün tüm segmentlerinde ABD ağırlıkta olurken, buralarda Çin hafif kalıyor. Bu, Çin’in sektörde geldiği yere rağmen daha alınacak yolu olduğunu gösteriyor.
Çin’in “Made in China 2025” projesi çerçevesinde yoğun bir destekle bu yıla kadar çip konusunda dünyadan bağımsız olma isteği, ABD’nin Trump ile başlayan kısıtlamaları yüzünden darbe almışa benziyor, Tayvan ile olan çelişkiler bu açıdan da önem kazanıyor. Güney Kore’nin Japonya’dan II. Dünya Savaşı nedeniyle tazminat istemesi ile alevlenen, Japonya’nın bu ülkeye çip üretimi konusunda önemli olan özel kimyasalları kısıtlaması ile ortaya çıkan çelişkiler, sektörün gelecekte belli altüst oluşlara gebe olduğunu gösteriyor.
Uzak Doğu Neden Bu Kadar Güçlü?
Bu noktada çip endüstrisinin Uzak Doğu’da neden bu kadar güçlü olduğuna dair bir-iki belirlemede bulunacak olursak:
Japonya 50’li yılları sonu itibarıyla ithalat ve yabancı yatırımlara karşı iç pazarı koruma şartları altında bu teknolojilerdeki engeli ABD’li ve Avrupalı üreticilerden satın alınan lisans, araç-gereç ve malzemelerle üretim yaparak aşmaya çalıştı. 60’lı yılların başında teknik gelişme düzeyini kaçıran ülke, 70’li yılların başında düşük hacimlerde ve tamamen ABD’den sağlanan malzeme ile birkaç jenerasyon eski teknolojilere dayalı yarı entegre devre üretimini gerçekleştirmeye çalıştı. Bu durum, devletin dev bir finansmanla ülkenin tüm yarı iletken üreticilerini bir araya getirerek ve kendine bağlı laboratuvarlarda başlattığı bir dizi dev projeyle değişti ve ülke 80’li yıllarda sektörün öncüsü ABD ile yarışır duruma geldi.
Tayvan ise benzeri bir süreç sonunda, 70’li yıllarda yabancı şirketler için yarı iletkenlerin montaj faaliyetleri ile sınırlı olan fason üretimden, teknoloji transferleri yolu ile 90’lı yıllarda bu sektörde ileri mevzilere ulaştı. Bunu da ABD’li şirketlerle kurulan ve bir önceki nesil çip üretimini hedefleyen projelerle sağladı. Buna ilişkin olarak kadroların yetiştirilmesini de içeren proje, ilgili teknolojinin ülkeye girişinin ilk adımı oldu.
İkinci tayin edici adım ise, hem ülkenin hem de küresel çip üretiminin yapısında değişime yol açan gelişmeler oldu. Tayvan Ekonomi Bakanlığı’na bağlı ITRI (Industrial Technology Research Institute) adlı kuruluş 80’li yıllar itibarıyla kimi yabancı şirketlerin de desteğini alarak “Çok büyük ölçekli bütünleştirilmiş devre” üretiminde teknolojik olarak ABD ve Japonya’ya yaklaşmayı hedefleyen ve sonunda başarıya ulaşan bir proje başlattı. Bu proje ile ulaşılan teknolojik seviye, bir şirket aracılığıyla sanayiye aktarılmaya çalışıldı. Bu amaçla ABD’de Texas Instruments şirketinde üst düzey yöneticilik yapmış, Çin kökenli bir CEO’nun yönetiminde kurulan ve bugün dünyadaki çip üretiminin yarısından fazlasını elinde bulunduran TSCM adlı firmanın öyküsü işte kısaca budur. Bu firma ile Tayvan, ileri çip teknolojisinde ABD ile olan farkı 2000’li yılların başında kapatmış, bu konudaki en büyük “Küresel Oyuncu” haline gelmiştir. Tayvan’ı çip konusunda güçlü yapan diğer bir faktör ise, bunları testten geçirme ve paketleme konusunda dünyanın lider şirketinin Tayvan merkezli ASE olmasıdır.
Çin’de Sektör Nasıl Gelişti?
90’lı yılların sonuna gelindiğinde, otomobil sektöründe olduğu gibi devlet eliyle yabancılarla ortaklıklar kurmak istenilen sonuçları vermemiş, Çin’in Dünya Ticaret Örgütü’ne katılması ile bu stratejinin sürdürülebilirliği tamamen ortadan kalkmıştı. Burada, Çin devletinin başlangıçta yaptığı en büyük atılım, Çin’de doğmuş ama Tayvan’da büyümüş ve okumuş, sonradan eğitimini gördüğü ve uzun yıllar çalıştığı Texas Instruments firmasından transfer ettiği ABD vatandaşı Richard Chang ile oldu. Devlet desteği ile ileri çip üretimi için kurulan SMIC (Semicontucdor Manifacturing International Corp.) firmasının öncü kadrolarının önemli bölümü 2001 yılı itibarıyla Tayvan ve ABD’den gelen uzmanlardan oluşuyordu. Firma, alışıldığı üzere dünyadaki güncel teknolojinin bir önceki versiyonu ile üretime geçti. Ama firma, Tayvanlı şirketler gibi belli bir süre sonra sektörde “Büyük Oyuncular” arasına girmeyi başaramadı; üretimde kullanılan cihazları ve teknolojileri yurtdışından lisanslayarak getirdiği için bu konuda dışarıya olan bağımlılığını sürdürmeye devam ediyordu.
Avrupa Ne Yapıyor?
Avrupa Komisyonu’nun bu süreçten çıkardığı sonuç, yarı iletkenler üretimini yapısal olarak destekleyerek Avrupa’yı, Asya ve ABD’nin Büyük Oyuncularına karşı bu teknolojinin “bağımsız” anavatanlarından biri yapmak, 2030 yılına kadar bu sektörde yüzde 20’lik bir pazar payı hedefine ulaşmak. Bu hedefe ulaşmak için Avrupa Birliği (AB), yaklaşık 43 milyar euro yatırım yapmayı düşünüyor. Bu bağlamda daha şimdiden Almanya, Hollanda, İrlanda ve Fransa bu konuda inisiyatif almak üzere mevzilenmiş bulunuyor. BM’nin tespitlerine göre entegre yarı iletkenler konusunda dünyada 2020 yılı itibarıyla ihracat hacmi yaklaşık 784 milyar dolara tekabül ediyor. Buradaki cironun yarısından fazlasını yapan (394 milyar dolar) Çin, Tayvan ve Hong Kong sektörde adeta bir oligopol konumunda.
Türkiye’de Durum Ne?
Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Tayvan’ın çip üreticisi olarak öneminden bahsetmiş ve fabrika yeri ayırttığını söylemiş. Ama bu işler görüldüğü gibi o kadar kolay değil!
Öncelikle ne istediğimiz önemli: Çin’in ilk zamanları gibi katma değeri az, gelişmiş ülkelerin fason üreticisi mi olacağız, yoksa çipin içeriğini belirleyen, onu programlayan, dizayn eden ve somut vizyonlar temelinde geliştiren bir güç mü? Eğer birinci versiyonu seçecek olursak, asgari ücretimizin bulunduğu seviye buna uygun! Ama ikinci versiyonu istiyorsak o zaman buna uygun adımları atmak, bu konuda yetkinlik kazanmak ve uzmanlaşmak gerekiyor:
Bunun için, çip gibi böylesine ufak bir yüzeyde kompleks yapıları oluşturabilmek amacıyla özel alanlar, bir ameliyathaneden bile temiz mekânlarda oldukça pahalı makineler ile üretimi yapılacak ürünlerin dizaynı, mimarisi için onlarca-yüzlerce uzman mühendis kadronun çalışması gerekiyor. Burada sorun sadece işin mimarisi ile kalmıyor, mühendislerin birkaç yıl içinde, yani yakın gelecekte hangi tip ve hangi performansları içeren çiplerin talep edilebileceğini de tahmin edebilmeleri, kendilerini buna göre hazırlayabilmeleri gerek. Tüm bunlar bize, çip gibi sürekli gelişen, geliştikçe kompleksleşen, kompleksleştikçe öğrenilmesi muazzam bir kalifikasyonu gerektiren, imkânsız olmayan ama oldukça zorlu süreçleri anlatıyor. Çünkü çip gibi mikro sistemleri, bir akıllı telefon gibi açıp içinde ne varsa taklit edip üretmek mümkün olamıyor. Bunun için bilgi (know how) ve birikim gerekiyor.
Velhasıl böylesi bir versiyon için eğitimi, öğretimi, tüm sistemi, sistem anlayışını buna göre dizayn etmek zorunlu hale geliyor. Bu konuda aşağıdaki alıntı aslında her şeyi tüm açıklığı ile anlatıyor:
“Türkiye maalesef dijital teknolojilere yatırım yapmadı; bu konuda yatırım çekemedi. Dünyanın en büyük çip üreticisi Intel, defalarca burada yatırım yapmaya davet edildi. Bir dönem bu konuda demeç veren Intel CEO’su, ‘Türkiye’de araştırma merkezi kurmayız çünkü ülkenizin PISA skorları çok düşük’ demişti. Epey sonra Intel İTÜ Teknopark’ında bir araştırma merkezi kursa da, birkaç yıl sonra bu merkezi kapattı.”
Kaynaklar
STATISTA
IC Insights
Gartner
Fatih Oktay, Çin – Yeni Büyük Güç ve Değişen Dünya Dengeleri, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2. Baskı, 2017 İstanbul
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları




















































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.08.2025
13.04.2025
25.02.2025
4.02.2025
22.12.2024
1.07.2024
12.05.2024
15.04.2024
3.02.2024
24.11.2023