Zeki ALPTEKİN
“Fuarların fuarı” olarak anılan, endüstriyel-teknik inovasyonun ana sunum merkezi, barometresi olan Hannover Fuarı’nın 2024 yılındaki ana temaları, karbon-nötr üretim (ki burada akla ilk gelen hidrojen enerjisi); endüstri için enerji (üretim bazının enerji ağı ile iletişimi anlamına gelen bu tasarıma kimileri Enerji 4.0 projesi diyor) ve tabii ki yapay zekâ ve uygulamasının hayat bulacağı Endüstri 4.0/Manufacturing-X tasarımındaki yeni adımlar, yeni dijital, robotik çözümlemeler, hardware’in sanallaştırılması, bilişsel ergonomi, açık kaynak ve ilgili platformlarla bağlantılı veri odaları idi. İnsanlık tarihinin en önemli konusu olan üretim olgusu ile birebir ilintili olması açısından Endüstri 4.0 tasarımına yakından bakalım.
Tarihçesi
1. Endüstri Devrimi, İngiltere’de ilk olarak buharlı makineler ve dokuma tezgâhlarının bulunması ile üretimin mekanizasyonunu ve böylelikle ucuzlamasını sağlarken -ki bu o zamanın İngiltere’sinde göreceli yüksek ücretler nedeniyle önemli bir sorundu-; 19’uncu yüzyıl sonlarında montaj bandı ile kitlesel üretim ve elektrik enerjisi uygulamaları, bu zeminde fabrikalarda 20’nci yüzyıl başlarında üretimin Taylorist anlayışla Fordist organizasyonu prensibi temelinde, montaj bandı ile ortaya çıkan kitlesel üretim ve elektrik enerjisinin bulunması ise 2. Endüstri Devrimi’ni simgeliyordu. Daha sonra, 20’nci yüzyılın son çeyreğinde gelişen sanayide otomasyon (robotlar, CNC makineleri), bilgisayar kullanımı ve elektroniğin gelişmesi 3. Endüstri Devrimi’ni; bunun siber-fiziksel sistemler (CPS – Cyber Physical Systems), nesnelerin ve hizmetin interneti (IoT – Internet of Things & Services) ve ağlar (Networks) ile yepyeni bir zemine oturtulması ise 4. Endüstri Devrimi’ni betimliyor. Endüstri 4.0 tasarımını iyi anlamak için, aradaki farkları kavramak itibarıyla, onun içinden gelişerek çıktığı 3. Endüstri Devrimi’ni hemen öncesi ile birlikte ele almak gerekiyor.
Fabrikada üretim faaliyetinin Taylorist organizasyonu, en ince noktasına kadar rasyonel is¸ bölümünü; maddi üretimin bantlarda kitlesel üretim ve tüketimin birbirine bağlanarak yeni bir tüketim normunun oluşması (çalışanların refah seviyesinin artırılarak talep eden “tüketiciler” haline getirilmesi) ise Fordist üretim biçiminin ana fikrini oluşturuyor. Bu özellikleri ile kitlesel üretim, 20’nci yüzyıl başlarında ABD’de geliştirilerek ilk kez Ford otomobil fabrikalarında uygulanmaya başlandı. II. Dünya Savaşı’ndan sonra Batı Avrupa ülkelerinde de uygulamaya konan bu sistem, 1970’li yıllar itibarıyla yavaşlayan ekonomik büyüme ve giderek artan işsizlikle sembolize olan, artık sıkıca bir çizgiye bağlı bant üretim sistemi Post-Fordist olacaktı. Bunu, 80’li yıllarının başlarında bilgisayarın üretim sistemine entegre edilmesi izledi. CAD/CAM vb. uygulamaların yaygınlaşmaya başlaması ise standartlaşma yoluyla katma değer yaratılmasına dayanan ve Yalın Üretim (Lean Production) olarak isimlendirilen sistemin 80’lerin ortası itibarıyla ortaya çıkmasına rastlar. 80’li yılların sonunda ise fractal factory olarak ifade edilen, üretim sistemini segmentlere ayırarak bunların birbirine sıkı bir şekilde bağlandığı konseptler oluşturuldu. SAP vb. programlar yaklaşık olarak bu dönemin ürünleridir. Yine 80’li yıllarda Japon ekonomisinin, özellikle Japon otomotiv endüstrisinin başarılı çıkışlarına ve krizde olan ABD otomotiv sektörünün sorunlarına cevap, bu ülkenin kendisinden, Reengineering (değişim mühendisliği) konsepti ile geldi. Son tahlilde 90’lı yılları itibarıyla bu konsept Downsizing (küçülme) ve Outsourcing (dış kaynak kullanımı) deyimleri ile anıldı. Konseptin uygulandığı işletmelerde aşırı istihdam azaltımına neden olması, Reengineering’in en çok eleştirildiği noktalardan birini oluşturdu. Sonuç olarak, nasıl adlandırılırsa adlandırılsın, hangisi olursa olsun, bu tür tasarımlar eskinin merkeziyetçi üretim tipinden bir türlü tam olarak kopamıyor, hepsi son tahlilde bir yerde modern tipte bir Taylorist çalışma organizasyonu ile sonuçlanıyor, çıkışından günümüze değin geçirdiği evrime rağmen üretim sistemi özünde Fordist olarak kalıyordu: Esnekliğe, gelişmeye fırsat tanımayan merkeziyetçi bir üretim sistemi, biçimi.
Endüstri 4.0 tasarımı oluşturulmadan önce, ona öncül olan 80-90’lı yıllarda ortaya atılan CIM (Computer Integrated Manufacturing) konsepti, zamanına go¨re bir “erken dogˆrum” olması ve üretimde merkeziyetçi özellikler arz etmesi, yani üretimin biçiminde temel olarak değişimleri içermemesi, bu anlamda bir yenilik getirmemesi nedeniyle uygulama şansı bulamadı, deyim yerinde ise bir noktadan sonra diğerleri gibi tıkandı. Kısacası Endüstri 4.0 şartlarının oluşması için daha 20 yıl geçmesi gerekecekti. Yeni proje, adem-i merkeziyetçi (lineer olmayan), yerine go¨re birbirinden kopmayan, otonom çalışan sistemleri içinde barındırması özellikleri ile eskisinden tamamen ayrılıyor, yepyeni bir üretim tarzını beraberinde getiriyor. Ayrıntıya girelim..
Endüstri 4.0
İlk defa 2011 Hannover Endüstri Fuarı’nda dile getirilen ve federal hükümet tarafından desteklenen, bir dizi enstitü, öncü firma ve meslek grubunun ve onların temsilcisi olan örgütlerin katıldığı, 2020 yılında federal hükümetin Yüksek Teknoloji Stratejisi kapsamına alınan, başlangıçta olgunlaşmasının 10-20 yıl arası süreceği tahmin edilen, ancak gelişmesi hâlâ devam eden bu tasarım ile, öncelikle üretim tekniğinin dijitalleştirilmesinin üst seviyelere taşınması planlanıyor. Hedefte “akıllı fabrika”ya ulaşmak var. Bu fabrikanın teknik temelini ise sensorik+enformasyon ve telekomünikasyon bileşenleri+network (internet) bileşimi ile fiziksel olayları, olguları, değişimleri aktarmaya yarayan kibernetik bir sistem demek olan Siber-fiziksel sistemler (CPS) ile “akıllı” nesnelerin insanlardan bağımsız olarak birbirleri ile iletişime geçebilmelerini sağlayan “her şeyin interneti” (IoE) oluşturuyor.
Endüstri 4.0 ile fabrikadaki üretimin teknik temellerindeki değişim, deyim yerinde ise şimdiki üretim sisteminin dayandığı temel fikrin “tersine çevrilmesine” dayanıyor. Üretim, adem-i merkeziyetçi, esnek, özgün, etkin ve sürdürülebilir yani “akıllı” hale getirilmeye çalışılıyor: Gelecekte “üretilecek olan ürün ile ilgili ne olacağı” ya da “nasıl yapılacağı” merkezi ve lineer olarak değil, ürünün kendisinin (daha doğrusu ürünün hammaddesinin) onu işleyen makineye, hammaddeye yüklenmiş olan, alıcı ve verici sistemlerin -otomatik ve temas olmaksızın- canlı ve cansız varlıkları tanıma ve lokalize etmelerini sağlayan teknoloji olan QR-kodu yada RFID-Chip aracılığıyla, IoT telekomünikasyon ağı üzerinden haber vermesi ile vuku buluyor: Akıllı ürün ile dijitalleştirilmiş akıllı üretim. Örnekleyecek olursak;
Uluslararası bir otomotiv firmasının Türkiye’deki fabrikasının karoser bölümündeki “ön kaporta”, kendisini üreten makineye “montaj için kaç tane delik açması gerektiğini ve sonradan hangi renkte boyanmak istediğini” bildiriyor. Sensörler, RFID-Transponder ve mikro kontrol sistem ile donatılmış olan “ön kaporta”, arzulanan rengi de depodan ısmarlayabiliyor. Arabanın teslim tarihini de bildiği için, diğer bileşenler ve bölümleri için belirlenmiş olan bitim su¨releri ile ahenk içinde işini zamanında bitiriyor. Ve müşteri, ısmarladığı ürünün üretimini kendi tabletinde “çevrimiçi” olarak izleyebiliyor.
Endüstri 4.0 tasarımı ile işbirliğine açık endüstriyel pazar ilişkileri süreci ve buna ilis¸kin olarak akıllı fabrika ve akıllı ürünler etrafında oluşmuş ticari ilişkiler ağlarını desteklemeye yo¨nelik yeni CPS platformları oluşacak. Bu platformlar aynı zamanda yaratılan ilişkiler sayesinde su¨rekli gelişen ve böylelikle kendi gelişimini de otomatikman yaratan bir veri tabanına sahip. Yeni sistemin merkezinde olan bu CPS platformları, kendi kendine karar alıp bunları bağımsız olarak yaşama geçirme, otonom hareket eden, kendi kendini organize eden, hatta belli error şartlarında bile sistemin kendi kendini yönlendirip tamir edebilme yeteneğindeler. Burada sadece istisnai durumlarda (mesela bir istisnai sistem error durumunda) bir üst kademeye ihtiyaç duyulabilir. Tüm bunları -deyim yerinde ise- Toplum 4.0 olarak aşağıdaki şekilde özetlemek mümkün:
Akıllı Fabrikalar
Basitçe örnekleyecek olursak günümüzdeki klasik bir otomobil fabrikası aşağıda sol grafikte gösterildiği gibi, Fordist anlayışla sıkı ve merkeziyetçi-lineer bir şekilde örgütlenmiş bir bant sistemine dayanıyor. Neredeyse 100 yıllık bir geçmişi olan böylesi bir üretim biçiminde, mesela birtakım özel müşteri isteklerini gerçekleştirmek, sistemi bozmadan, bant akışını değiştirmeden -birkaç istisna dışında- mümkün değil. Bu ise, değişen piyasa şartlarına intibak etmede “esnek olamama” sorununu beraberinde getiriyor. Endüstri 4.0 tasarımında bu “engeller” aşılıyor, çünkü sistem aşağıdaki sağ grafikte görüldüğü gibi tamamen ve kökten devrimsel bir değişime uğratılıyor.
Endüstri 4.0 tasarımında sistem, eski sistemin tam tersine, yani adem-i merkeziyetçi bir bazda, Fordist sistemin ona yüklediği dizginlerden kurtulmuş esnek ve özgün bazda işliyor; kendi kendini örgütleyen (otonom) ve her türlü¨ yeniliğe, üretimin normal akışını engellemeyen bir modifikasyona açık. Zamanında (real time), üretim ve iletişim teknolojilerinin kaynaşması ile sağlanan hızlanma, üretimde verimliliği beraberinde getiriyor. Üretimde tam bir paradigma değişimini ifade eden bu nitel sıçramaları nedeniyle Endüstri 4.0 tasarımı bir devrimi ifade ediyor.
Aşağıda sağ grafikte gösterilen Endüstri 4.0 tasarımına go¨re, daha önce de belirttiğimiz gibi statik bir üretim bandının değil, dinamik bir üretim yolunun varlığı söz konusu. Burada akıllı ürün, otonom bir s¸ekilde CPS’li modüllere sahip montaj terminallerinden geçiyor. Üretim bantlarının dinamik donanımı ile çeşitli üretim varyantları olanaklı hale geliyor. Bu değişimler, merkezi planlama tarafından belirlenmiş üretim temposundan bağımsız (onun genel akışını bozmayacak s¸ekilde, lojistik durumu da dikkate alarak) gerçekleştiriliyor.
Böylesi bir dinamikle “esnek sorun çözümleri” mümkün olabiliyor, Porsche’nin koltuğu VW-Golf’a (esas üretimi bozmadan ona ek olarak) yerleştirilebiliyor. Burada can alıcı nokta (değişim) ürünün nasıl üretileceğinin, hammadde ya da yarı mamul ürünün içine yerleştirilmiş QR kodu yada RFID- Chip (elektronik etiket) tarafından üretimi gerçekleştirecek olan makineye iletilmesi. Yani burada inisiyatif makinede değil, üründe! Deyim yerinde ise ürün kendini ürettiriyor. Maddi üretim sürecinde işçi sınıfı yok gibi… Makineler artık işçilerin uzatılmış uzuvları değil, üreteceği ürünün kumandasında olduğu, üretimde makine-işçi ilişkisinin yerini ürün-makine ve makine-makine ilişkisinin aldığı tamamen yepyeni bir üretim anlayışı bu…
Akıllı fabrikaları, kendi kendini organize eden bir üretim ortamı olarak gösterebiliriz. Bu ortama özellikle üretim araçları, makineler ve lojistik dahildir. Burada sürecin işleyişi açısından tayin edici olan, insan faktörünün maddi üretim sürecine karışmamasıdır. Üretim tekniğinde gelinen yeni noktayı K. Marx günümüzden yaklaşık 160 yıl önce şu şekilde öngörmüş:
“İs¸ makinelerinin hammaddenin işlenmesine ilis¸kin olarak gerekli olan tüm işleri insanların herhangi bir desteği olmaksızın yapabildiği ve burada insanın sadece tamamlayıcı yardımına gereksinim duyulduğu andan itibaren, kendini detayda su¨rekli olarak yenileyebilen bir mekanik otomasyon sistemine sahibiz demektir.” ¹
Sonuç¸ olarak; geleceğin akıllı fabrikaları geçmişin geleneksel Taylorist-Fordist tipinden;
- Üretimin dijital düzeyde bilimselleşmesi, otonom ama birebir ilişkiye geçebilen, merkezi değil adem-i merkeziyetçi, edilgen değil etken örgütleniş biçimi ve
- Maddi üretimde is¸ bölümünün (giderek artan bir s¸ekilde) artık insanlar ya da insan-makine arasında değil, makineler arasında, makine-ürün arasında oluşması noktalarında temelden ayrılıyor.
Ulusal Motivasyondan Küresel Gerçekliğe
Kabaca 1990-2009 arası olarak gösterebileceğimiz küreselleşmenin “turbo” dönemi olarak adlandırılan fazda dünya, sermeyenin kapitalizmin merkez ülkelerinden periferiye, kapitalizmin şu ya da bu şekilde geliştiği ya da gelişmeye başladığı bölgelere -üretimin ayrıştırılması, fragmantasyonu temelinde- “yeniden değerlendirme” dürtüsü ile akmasına, yer değiştirmesine şahit oldu. Sermayenin neşet ettiği Batılı merkezlerde maddi olarak oluşan -ama çok sonradan fark edilen- istihdam ve yapısal sorunlara ve krizlere cevap, ilk olarak Almanya’dan geldi. Endüstri 4.0 platformunun internet sayfasından:
“Üretimin Endüstri 4.0 ile esnekleştirilmesi, üretim öncesi ve sonrası süreçlere ilis¸kin tüm çalışanlardan açıkça daha fazla (mesleksel) yetkinlik isteyecektir. Kararlar alan, herhangi bir algoritma tarafından ikame edilemeyecek olan kalifiye elemanlara gelecekte daha fazla ihtiyaç duyulacak. Bununla birlikte çalışanların yeni işler için eğitilmeleri, yetkinleştirilmeleri gerekir. Bir endüstri ülkesi olarak Almanya için bunun anlamı: Yeni teknolojiler ile is¸ yerlerinin yurt dışından tekrar geri alınabilmesidir (abç)”²
Evet, küresel ölçüde ortaya çıkan “ulusal” bir soruna, istihdam sorununa oluşturulan cevap, aslında bir ulus-devlet refleksini ifade ediyor; ama pratikteki gelişme, verili şartlarda özü itibarıyla küresel süreçleri ihtiva ediyor; etmek zorunda, “çaresiz”! Giderek (artan) serbest rekabet koşulları mikro, yani işletmeler düzeyinde üretim koşullarını, biçimini yenileme-rasyonelleşme konusunda bir baskı ya da zorunluluk oluşturuyor.
Makro düzeyde ise, peşi sıra küreselleşme ile birlikte ortaya çıkan sermayenin merkez ülkelerden çevre ülke ve bölgelere kaymasının gelişmiş endüstri ülkelerinde yol açtığı yapısal sorunlara başlangıçta ulus-devlet zeminde cevap vermeye çalışarak “sermayeyi tekrar anavatanına geri alma” refleksine denk düştü. Endüstri 4.0 tasarımı işte bu şartlarda oluştu. Ancak kapitalizmin özünde başından beri var olan üretimin fragmantasyonu olgusunun küreselleşme ile bir üst düzeye sıçraması, ekonomik-toplumsal ilişkilerin uluslararasılaşmasının geldiği seviye itibarıyla tasarım giderek ve artan bir şekilde, kaçınılmaz olarak küresel karaktere büründü.
Endüstri 4.0 Konusunda Ülkemiz Hangi Noktada?
“Sanayinin şu anda bu dönüşüme hazır olduğu söylenemez, ancak genç iş gücü ve bu jenerasyonun dijital teknolojilere olan ilgi ve yatkınlığını avantaja çevrilirse çok hızlı bir adaptasyon gerçekleştirilebilir.”³
Ülkemizdeki Endüstri 4.0 platformu bu konudaki güncel durumu bir yanı ile özetliyor, ancak bunu aşmak için çıkarılan sonuç, tasarımın hayata geçirilmesinin 7-15 yıl arası sürebileceği gerçekliği temelinde biraz fazla iyimser kalıyor. Çünkü bu konuda geldiğimiz yer, TÜBİTAK’ın 2016 yılında 1.000 adet özel sektör kuruluşuyla yapmış olduğu çalışmada da tespit edildiği gibi, sanayimizin dijital olgunluk seviyesinin Endüstri 2.0 ile Endüstri 3.0 arasında; endüstriyel robotların, otomasyon ve siber fiziksel sistemlerinin kullanımının ise büyük oranda üretimin sadece bir bölümünde olmasıdır.4 Bu açıdan aşağıdaki satırlar bu konuda mevcut durum hakkında daha realist bir resim veriyor, Endüstri 4.0 tasarımında bulunduğumuz yeri çok güzel özetliyor:
“Ülkemizde de öncelikle otomotiv sektöründe kullanılmaya başlanan Endüstri 4.0 konsepti, sonrasında beyaz eşya başta olmak üzere diğer sektörlere de yayılmaktadır. Endüstri 4.0 konsepti içerisinde daha verimli üretim teknikleriyle rekabetçi olabilmek ve ülke ekonomisine de katkı verebilmek için öncelikle ülkemizin eksiklikleri arasında yer alan nesnelerin internetinin kullanıldığı iş süreçleri geliştirilmelidir. Bu kapsamda ülkemizde bilişim eğitimine daha yüksek ağırlık verilmesi, yazılımcı ve programcılar yetiştirilmesi ve nesnelerin interneti araştırmalarına hız kazandırılması amaçlanmalıdır. Endüstri 4.0 altyapısında yer alacak olan nesnelerin interneti ekosisteminde özellikle nesneler arası iletişimde standartların tanımlanmamış olması, farklı üreticiler tarafından geliştirilmekte olan nesnelerin, aralarında iletişimin/etkileşimin oluşmaması önemli eksiklik olarak öne çıkmaktadır.”5
İki ayağı eksik bir sandalye gibi adeta: Endüstri 4.0’ın “olmazsa olmazı” nesnelerin interneti olgusunun yokluğu ve bu boşluğu doldurabilecek bir eğitim-öğrenimin, bilişimin olmaması yakıcı bir sorun. Oysa zamanında (aslında biraz da gecikmiş olarak) “Sanayi Devrimi’ni sonradan yakalamış olmak bugün için büyük bir kayıp değil. Ama sanırım Endüstri 4.0 diye adlandırılan yeni devrimi kaçırmanın maliyeti çok yüksek olacak.”6 şeklinde uyarıcı sesler de gelmişti. Burada yeni üretim biçimine geçişte şu an için atılabilecek en doğru adım, bu konuda var olan sistemlere entegre olup buralarla etkileşime girmek, buralardan öğrenmek ve orta vade de tabii ki eğitim sistemini teknolojik gerçeklikler temelinde yeniden inşa etmektir. Teknoloji transferinin doğal yolu budur.
__
¹K. Marx, Das Kapital, 1. Band, MEW, Bd. 23, S. 402, Berlin, 1984.
²http://www.plattform-i40.de/I40/Navigation/DE/Industrie40/Handlungsfelder/Arbeit40/arbeit-40.html
³https://www.endustri40.com/endustri-4-0in-dunu-bugunu-yarini-infotron/
4https://tubitak.gov.tr/sites/default/files/akilli_uretim_sistemleri_tyh_v27aralik2016.pdf
5https://www.karel.com.tr/bilgi/endustri-40-nedir-turkiyede-endustri-40-uygulamalari-nelerdir-alper-sarikan-roportaji
6Mahfi Eğilmez, Endüstri 4.0: https://www.mahfiegilmez.com/2017/05/endustri-40.html
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.04.2025
25.02.2025
4.02.2025
22.12.2024
1.07.2024
12.05.2024
15.04.2024
3.02.2024
24.11.2023
6.08.2023