Zeki ALPTEKİN
Gazetelerde yer alan bir habere göre 15. MÜSİAD uluslararası fuarında konuşan Es Mali Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak: "Biz milli arabayı da milli motoru da milli tankı da yapacağız. Batı ne yaptıysa bir fazlasını yapacağız. Bizde o güç var.“ dedi.
Yine gazetelerden bir haber daha: AUDİ, bir süredir Kalifornia eyaletinde kendi kendine giden araba testleri yapıyor. Şu an için 274 km kendi kendine giden (pilotsuz) araba üretebilmişler. 2017 yılına kadar bunu olgunlaştırıp seri üretime başlamayı planlıyorlar. Araba elektrik-benzin hibrit olacak. Bu konuda önlerindeki rekabet ise Amerikan Tesla markası.
Klasik şekli ile „milli“ araba yapma durumunda (uluslararası) pazarlarda şansının kendin gibi en az iki düzine marka ile biteviye rekabetle sınanacağı gerçeği[1] yanında, yukardaki haberi okuyunca aklımıza şu soru geldi: „milli araba, milli tank“ olur mu?
Yapabiliyorsan, mesela uzmanlaşarak, kendini farklılaştırarak "güneş enerjisi ile çalışan araba" yap! Bu da bir yerde "milli" olmaz, olamaz. Zira kimi sende olmayan teknolojileri bunların geliştiği yerlerden alırsın, yada ürettirirsin. Yada sende olanın aynı kalitede daha ucuzunu nerede bulursan oradan almak durumunda kalırsın; zira bu yaşama adapte olmak, onu idame ettirmektir. Kimi uluslararası otomotiv devleri dizaynlarını bu tekniğin gelişkin olduğu yerlerde yaptırıyor; mesela Çin'de. Hayret etmemek elde değil! Çünkü bu tip üretimler şimdiye dek genellikle merkez ülkelerin işiydi. Ama yine de şaşırmamak lazım, zira Microsoft bile Software'lerini yıllardır büyük oranda Hindistan'da yaptırıyor. Şimdi bu "milli" Amerikan malı mı oluyor? Yada Koç Grubu Güney Afrika’nın en büyük beyaz eşya üreticisini satın alıp kârını orada yapıp vergisini orada ödediği için „gayri-milli“ mi oluyor? Avrupa’da sektörünün en büyüğünü satın alan Ülker’i nereye koyacağız?
Yani artık "milli ekonomiler" tarihe karışıyor giderek. Metalar giderek artan bir şekilde"value chain" denilen global üretim zincirlerinde yaratılıyor. Örneğin iPhone 6, on değişik ülkeden gelen yüzlerce parçanın Çin'de Taiwan kökenli Foxkon adlı fabrikada biraraya getirilmesi ile yaratılıyor. Sistem şöyle işliyor:
Appleşirketi, iPhone’u oluşturan parçaları -aynı kalite bazında- hangi firmaların „ne kadara“ ürettiğine bakıyor, burada kendisi için en „hesaplı“ olanını alıyor ve bunları üretimin son aşaması olarak Çin’de bir araya getiriyor. Aşağıdaki tablo bu durumu çok güzel özetliyor:
|
iPhoneGlobal Üretim (değer yaratım) Zinciri |
||||
|
Üretici Firma / Ülke |
Komponent /Parça |
Maliyeti (USD) |
Üretim maliyetinin ülkelere göre dağılımı |
|
|
Toshiba (Japonya) |
Flash Memory Display Module Touch Screen |
24,00 19,25 16,00 |
Japonya % 33,9 |
|
|
Samsung (G. Kore) |
Application Processor SDRAM-Mobile DDR |
14,46 08,50 |
G. Kore % 12,8 |
|
|
Infenion (Almanya) |
Baseband Camera Module RF Transceiver GHPS Reciever Power IC RF Function |
13,00 09,55 02,80 02,25 01,25 |
Almanya % 16,8 |
|
|
Broadcom (ABD) |
Bluetooth / I-M/WLAN |
05,95 |
ABD % 6,0 |
|
|
Numonyx (ABD) |
Memory MCP |
03,65 |
||
|
Dialog Semiconductor (Almanya) |
Power IC Application Processor Function |
01,30 |
Çin % 3,6 |
|
|
Cirrus Logic (ABD) |
Audio Codec |
01,15 |
|
|
|
Murata (Japonya) |
FEM |
01,35 |
Diğer Ülkeler % 26,8 |
|
|
Diğer Materyaller |
48,00 |
|
||
|
Materyal maliyeti toplamı |
172,46 |
|
||
|
Üretim maliyeti |
06,50 |
|
||
|
TOTAL |
178,96 |
% 99,9 |
||
|
Kaynak: The Supply Chain of the iPhone and Trade in Value Added, Yuqing Xing, Asian Development Bank Institute: http://www.adbi.org/files/2013.05.08.cpp.sess3.3.xing.supply.chain.iphone.pdf |
|
|||
Özetle "100% saf milli sanayiler” artık giderek yok oluyor!. Şirketler kolaylıkla el değiştiriyor ve yukardaki mantığa göre „gayri milli“ haline dönüşüyor!. Başka bir deyimle „globalleşiyor”. Olayın özü bu!. Peki nasıl oluyor da sermaye ulusal sınırların dışına çıkarak global bir akışkanlık kazanıyor? Bu konuda aşağıdaki tabloya kısaca göz atmanın yeterli olacağını sanıyoruz.
|
İşçilik Maliyetleri1) (€ olarak 2005 yılı itibari ile) |
||||||
|
Hindistan |
Romanya |
Rusya |
Kolombiya |
Güney Afrika |
Brezilya |
Fransa |
|
1,20 |
2,50 |
2,50 |
4,00 |
4,60 |
6,20 |
32,90 |
|
1)İşçilik maliyetleri = Ücretler + Yan ücret giderleri (tatiller, özel yan ödemeler, sigortalar ve diğer personel giderler) |
||||||
|
2)İşçilik maliyetleri = Ücretler (yan ücret giderleri hariç) |
||||||
|
3)2004 yılı değeri |
||||||
|
Kaynak: S. Schmid, P. Grosche „Management internationaler Wertschöpfung in der Automobilindustrie, Strategie, Struktur und Kultur“, Bertelsmann Stiftung 2008, Gütersloh, S.78 |
||||||
Gelişmenin trendini daha iyi anlamak için başka bir örnekle devam ediyoruz:
Alman otomotiv sanayisi 2014 yılında %4 daha fazla ciro ile iyi bir "boom" yaşamış. 2015 yılı için hedefleri 15 milyonun üzerinde otomobil üretip satmak. En büyük hedef pazarları ise Çin ve Kuzey Amerika. Ama dikkat edelim! Bu üretimin sadece 1/3'ü Almanya'da vuku buluyor, gerisi dışarda. Motor vs. gibi çok hassas konuların bile bir kısmı Almanya dışında üretiliyor. Örneğin, Mercedes'in kapıları Slovakya'da, direksiyonları Polonya'da yapılıyor. "Value Chain" yani "değer yaratma zincirleri", "global üretim zincirleri" böyle oluşuyor. Artık o güzelim "made in Germany"ler tarihe karışıyor. Standardlara artık "produkt of many countries" yada „made in EU“ vb. deyimleri giriyor. Bu zincirlerde yer almayanlar ise global rekabette kaybediyor.
Peki böylesi global üretim zincirlerinin „ulusal ekonomiler“ için negatif yanları yok mu? „Yerine göre“ var tabii. Mesela Doğu Avrupa ülkeleri ile Almanya arasında otomotiv sektöründeki üretim zincirlerinden ileri gelen meta hareketleri Almanya’da bu sektöre ilişkin oldukça büyük bir cari fazlaya neden olurken, Doğu Avrupa ülkeleri-İtalya bağlantılı zincirlerde hafif de olsa İtalya aleyhine bir cari açığa yol açıyor. Bu nedenle, Almanya ile olan dengesizliğin farkına varan bu ülkelerin çabası, onları üretici güçleri geliştirerek daha ileri teknolojileri „uygun fiyatlarla“ yaratmaya, böylelikle global üretim zincirlerinde yerlerini sağlamlaştırmaya sevk ediyor. Bir Romanya’nın, bir İran’ın’nın yada Brezilya’nın „%100 milli“ motor yaparak bunu „Renault-Logan global üretim zincirleri“ne sunma yeteneğini geliştirebilmesinin ardında yatan diyalektik budur (Buradaki „milliğin“ de ne kadar „milli“ olduğunun ayrı bir tartışma konusu olduğunu belirtelim.).
Peki, nereden geliyor bu ”uluslararası” olma eğilimi? ”Globalleşme”nin tarihsel kökeni nerelerde? Kapitalizmi analiz ederken (düşüncesi ne olursa olsun) kimsenin atlayamayacağı onun esaslı bir analizicisi olan K. Marx, „kapitalizmin bir dünya sistemi olarak doğduğunu“ söyler. Yani daha baştan itibaren sistemin dayanağını oluşturan sermayenin ”uluslararasılaşma” eğilimini tespit eder. Ama bu, sermayenin aynı zamanda bir ulus-devlet gerçeği olduğu olgusunu da ortadan kaldırmaz. Şimdi, globalleşme ile birlikte artık sermayenin bu ulus-devlet ile özdeş yanı kayboluyor. Yukardaki ”milli araba” örneğinde ise böylesi eski tipten "geleneksel" bir reflex söz konusu. Aynı şey ”milli tank” konusu için de geçerli; ”Altay” tankı bu anlamda ne kadar ”milli” mesela! Bildiğimiz kadarı ile pek değil, yoksa Alman ”Leopard”ı ile yarışması mümkün olamazdı.
Yukarda tarif etmeye calıştığımız "global üretim zincirleri"nde Türkiye, mesela televizyon alanında yeni plazma televizyonlar çıkınca yerini kaybetti. Artık uluslararası televizyon piyasasında söz sahibi değil. Neden? Çünkü süreci, gelişmeleri önceden göremedi. Ama bakın mesela Koç, Beko markası ile "Avrupa'nin tozunu attırıyor" deyim yerinde ise! Pazar payları %20'ye yükseldi. Geçenlerde Siemens CEO'su "beyaz eşya" konusunda dünyadaki belli başlı 5-6 adet olan rakiplerini sıralarken bunların başında Çin kökenli bir firma ile birlikte Koç grubunu da saydı. Bundan sonra da, kendisi için artık rantabl olmayan bir kaç "beyaz eşya" ürününü Bosch grubuna devretti. Bu, Koç grubu da olabilirdi; yada tersine!. Buradaki kıstas, "yerli” yada ”milli" olup olmama değil, daha iyi kalitede malın daha ucuza hangi global fabrikalarda yada ”değer yaratım zincirlerinde” üretilerek, daha fazla kâr elde edilebileceğidir.
[1]Bu „sert“ rekabeti kazanamadın mı, sonunun 1980’lerde 20 bin kişiyle üretim yapan, şimdiye dek 52 yılda 13 milyon araba üretmiş OPEL gibi olma ihtimali de var. Son olarak 3200 işçiye ekmek kapısı olmuş fabrika, Aralık 2014 başı itibarı ile artık Bochum’da üretim yapmayacak!
Yazarlar
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları



































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.08.2025
13.04.2025
25.02.2025
4.02.2025
22.12.2024
1.07.2024
12.05.2024
15.04.2024
3.02.2024
24.11.2023