Cem SANCAR
Şimdi açık konuşalım:
Benim kuşağım, ihtimaldir ki birçok kuşak gençliğini adam akıllı yaşayamadı.
Koca imparatorluğun parçalanışının yas psikolojisi.
Genç cumhuriyeti sıkıştırdıkları ketenpere.
Darbeler, krizler şu bu...
Hepimizi makûs bir geçmişin boğucu 'darallıklarında' yaşattı. İçerde birbirine gıcık, haldır hop hamaset yapan ama dünyaya baş eğik çıkan bir tezgahın güdükleştirilmiş yalanlarında savrulup gittik...
***
Naçizen bildiğim bir şey varsa o da ülkenin bunalımlı hercümercinde geçip giden zamanlar hepimizde bir 'geç kalmışlık' duygusu yarattı.
Epey önce "Geç kalmış bir kuşağız bütün acelemiz bundan" diye yazmıştım. Kendi hayatıma baktığımda bunun delillerini görüyordum.
İdeallerin revaçtan düşmesi ve maddi hayatın paraya tapınan kulvarlarıyla karşılaştığımızda ötelediğimiz ne varsa yaşamak istedik.
Ölüm vardı ve yaşlanıyorduk!
Aman dedik, hızlandırılmış bir hayata geçmeli, açığımızı kapatmalıyız.
90'lı yılların ve 2000'lerin başında görünen zoraki dağıtmaları buna bağlıyorum.
Çoğumuz bu süreçten çok şey yaşamış görkemli hüsranlar olarak çıktık.
Zaten ergenliği aşamamış insanlardan sürdürülebilir hayatlar beklemek boşuna. "Ama ama ama" diyorduk birbirimize, "Bak içimizdeki çocuk ne güzel, değil mi ya!" Şunu düşünmedik, saçları kırlaşmış bir çocuk olarak kalmak pek acıklı bir tabloydu sonuçta...
Coşkuyu kaybetmemek için bir yetişkinin manevi tekamülü yetmemişti bize. Maymun iştahlı bir ergen gibi hazların ve hızların peşinde içimizdeki çocuğu koştura koştura hem biz hem o çocuk helâk oldu.
***
Uzun bir süredir, muhafazakâr modern fark etmez, Türkiye'nin zenginleşmesi ve sınıf ve zümrelerin daha konforlu konumlara kavuşmasıyla birlikte ertelenmiş hayatlar ve duygular ortalara serildi. Gizli gizli imrenilmiş yaşam biçimleri fora edildi. Çocuksuluk yeniden moda oldu.
Sanıyorum insan nedir sorusuna cevap bulamayışımızın bunda suçu var.
Çünkü zorlayıcı, emirle yönetilen militarist modernleşme ile ona direnen, korunma refleksiyle içine kapanmış pratik din algısı bizi manevi olarak yükseltemedi. Bilgece bir özgürlüğün peşinde tamamlanmış bir kimlik olarak inancın zirvelerinde kanatlarımızı şöyle bir açamadık...
***
Bilim çevreleri ergenlik süresini 40 yaşa çıkartınca hepimizde şafak atmıştı. Çünkü ben fakir mesela 70 küsur yaşındaki ergenleri teşhis etmiş ve bu halin yaşla başla ilgi alâkası olmadığını önceden tecrübelendirmiştim.
Şahsi maceramda ergenlikle yüzleşmem 30'lu yaşlara rastlar. Sivilcelerim çoktan geçmişti ama 40'a kadar ruhumdaki sivilceleri patlata patlata bitirememiştim. Sonradan anladım, metafizik bir pomat olmadan imkanı yok bu durumdan kurtulmanın. Yalnız bu konuda bir problem vardı! Söz konusu olgunlaştırıcı pomat eczanelerde bulunmuyordu. SSK listesinde filan aramaksa gereksiz bir çabaydı...
***
Bakın bir etrafa.
Hepimizde çocuksu alınganlıklar, küsmeler, kaprisler, abuk sabuk tripler, kifayetsiz hırslar.
Memleket âşıkları olarak hepimizi coşkulandıran müjdelere, enerji haberlerine bile yönelen kontrolsüz öfkeler, dudak büzmeler.
Çiğlikler, şımarıklıklar, boş kibirler...
Şunu demek istiyorum.
Kaliteli müzikten, beynimizi genişleten şiirden, edebiyattan, güzel yazıdan, hikmetten, felsefeden...
Sabah güneşinde şakıyan serçeden, çiçek açan sardunyadan, çoluk çocuğumuzun şirinliğinden, sevdiğimizin bakışından...
Olduğu kadar ortak milli heyecanlardan zevk almak için...
Neşenin bulutsuz gökyüzünde şükürle uçmak için...
Bu kadar uzatılmış bir ergenliğe, bir türlü büyütemediğimiz o derisi artık buruşmuş yavrucağa, o içimizdeki çocuğa bu denli tapınmaya, onu bu denli zorlamaya gerek yok.
Sakin, güçlü, olgun bir kimlik bilge medeniyetimizin aslı esasıdır. Ve elimizin altındadır.
Onu diyorum...
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019