Cem SANCAR
Geçenlerde yönetmen Sinan Çetin 'face' sayfasında X, Y, Z filan kusagı da denen orta sınıfailelerin sorunlu çocukları üstüne bir yazı paylastı.
Egitimpedia.com adındaki bir siteden...
Yazı, gerçekten orta sınıf, hali vakti yerinde gençlerdeki bir 'arızaya' dokunuyordu. Anlatılanlar Batıya has gibi gözükse de bizim buradaki bir yasam tarzını da resmediyordu.
Beyaz Adam'ın sosyolojisini.
Çünkü Marks'ın dedigi tam ters yönden gerçeklesmis: Dünyanın bütün beyazlarıbirlesmisti!
Elbette problemler de aynılastı...
Küresel sistemin madunlarıyız hepimiz. Bu hâl, ülkede gelirleri hızla orta sınıf seviyesine yükselen ve kendi geçmis magduriyetlerini çocukları yasamasın diye didinen mütedeyyin anne-babaları da büyük ölçüde kapsamakta...
Gezi Nesli, sosyal medya insafsızlıkları ve ülke kanarken ecnebi liselerinin bayrak kaldırısı...
Zenci-Beyaz anlasmazlıklarının üstüne düsünmekte olanlar için meseleye 'light' bir giris vesilesi olabilir diye, o yazının üstünde dolasmak istiyorum bugün.
Avustralyalı tanınmıs çocuk psikologu Dr. Micheal Carr'a göre, helikopter ebeveynligin bir anlamda daha ileri bir versiyonu olan ve çocuklarının önüne çıkan her tür zorlugu ortadan kaldıran 'kar küreyici' ebeveyn nesli ortaya çıktı!
Çocugunun üstüne fazlasıyla düsen ve onun her yaptıgını bir helikopter gibi takip eden,her durumda yetisen helikopter ebeveynler, farkında olmadan çocugun gelisimini olumsuz yönde etkileyip, güçlü bir kisilik gelistirmesini zorlastırıyorlar.
Helikopterlik yaparak baslayan ve 'kar küreyici' asamaya varan söz konusu anne babaları, hep önde gidip yolu dümdüz açan buldozerler olarak da görebiliriz.
Diyor ki Carr; "Bu insanlar çocuklarını öylesine el üstünde tuttu ki artık günümüzde ergenler arasında salgın gibi yayılan zihinsel bir rahatsızlıga... -buna dumur, afallama, donakalmak da denebilir- ...neden oldular."
Dr. Michael Carr-Gregg'e göre, modern ebeveynler çocuklarının hayatlarını fazlasıyla kolaylastırdı. Böylece çocuklar karsılastıkları problemleri kendileri çözemez, önlerine çıkan engelleri asamaz hale geldi.
"Dısarıdan bakıldıgında bu hayranlık duyulacak bir sey! Çünkü hepimiz çocuklarımız için en iyisini istiyoruz. Ama böyle davranmak, onlara dirençli olma konusunda hiçbir sey ögretmedigi gibi, evden ayrılıp dünyayla yüzlestiklerinde çok savunmasız kalmalarına neden oluyor."
Bu 'kar küreyici', 'armudu pisirip agza düsürücü' ebeveynler; çocuklarının okula otobüse binerek ya da yürüyerek gitmesini tesvik etmek yerine onları okul kapısına kadar bırakıyor.
Onlara en son teknolojik cihazları ve dijital oyuncakları alıyorlar. Çocuklarını hiç karıstırmadan çamasır yıkıyor, evi temizliyor, yemek ya da ütü yapıyor, kızlarının ya da ogullarının ev ödevlerini hazırlıyorlar.
Dr. Carr-Gregg, giderek yaygınlasan bu yaklasımının, çocuklarına yeterince zaman ayırmadıgını düsünen anne babaların suçluluk duygularından kaynaklandıgını düsünüyor.
"Bu kısmen de, ailelerin küçülmesinden ve yalnızlasmasından kaynaklanıyor. Ebeveynlerin artık çok az zamanı var, kendilerini suçlu hissettikleri için çocuklarını sımartıyorlar."
Bunun tek sonucu; sımartılmıs, o yüzden mızmız, asabı bozuk, giderek empati yoksunu ve öfkesini dijital ortamlarda tatmin eden bir kusak degil!
Depresyon, kaygı, madde bagımlılıgı ve intihar oranlarının oldukça yüksek oldugunu belirtiyor Dr. Carr.
"Bu da onların çok zayıf bir kusak oldugunu gösteriyor. Temel kural, 'çocukların kendilerinin yapabilecekleri isleri onların yerine yapmamak' olmalı" diyor...
Yani, çocuklara okula giderken otobüse, bisiklete bindirmek, toplu tasımayı nasıl kullanacaklarını ögretmek. Ayrıca çocukların düzenli ev islerinin olması, teknoloji kullanımlarının sınırlanması ve paranın degerini anlayabilmeleri için yarı zamanlı bir ise girmeleri gerekiyor.
En son söyle yazıyor doktor:
Onları böyle el üstünde tutmayı bırakmalıyız. Çocuklar camdan yapılmadılar, çatlamayacaklardır...
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019