Cem SANCAR
Geçen sabah tam evden çıkıyordum, balkona kısa kanatlı bir kuş geldi, kondu. Tepesinde azarlayıcı bir sorguç, asabi ruhban bir hali vardı. Gırtlağını şişirdi, durdu. Ters ters baktı. Kendimi tutmasam, Müslüman kim, mümin kim diyerekten reçete üstüne reçete veren, uymayana fırça kıyamet, birilerine benzetebilirdim.
Sonra "Gurk" diye bir ses çıkarınca anladım, yediği bir ideoloji gaz yapmıştı. Ah canım dedim içimden, sen de ben de aynı adresten geliyor, aynı adrese gidiyoruz, nedir yani bu hava?
Uçtu gitti, gölgesi denize yansıdı. Yansıdı da ne oldu? Bir dalga geldi, ne gölge bıraktı ne iz! Ölümlü dünya diye düşündüm, haddini bilmeli insan. Fazla abartmaya gerek yok.
Bakmasını bilenlere işaretler vardır, diyerekten göğsümdeki levhaya kalın harflerle bir kere daha yazdım.
Sonra aklıma Bosna, içime bir 'Aliya' düştü. Onun "Düşmanlarını taklit etme!" diyen hüzünlü yüzü. Kendimi bir an Mostar'da buldum.
Şöyle sayıkladım kendi kalbime:
Mostar Köprüsü'nde Japonlarla birlikte ıslanıyorum. Bir rahip sırıtarak bir şeyler geveliyor, anlamıyorum. Bu şato kentte ters bir Osmanlıyım, içime bir yağmur yağıyor.
Yiğit Bosnalılarla birlikte o an hayattan kopuyorum. Etnik giysileriyle Balkan kızlar bağlıyor beni yeniden dünyaya.
Kapsama alanlarım bir geliyor, bir gidiyor. Hicranlı bir ülke gibi kendimi arıyorum.
Bir hediyelik eşya dükkânının önünde turistik bir heyecan basıyor beni. Bir kez daha anlıyorum; salt siyaset yetmez bize.
Dinlerin tamimnamelerdeki aksiliğini sevmiyorum.
Bosna zihin açıcı sertlikte serin. Akarsulardan, zifiri yeşilden ve Sarı Saltuk'tan sarhoşum. Ayılmak için üst üste Turko kahveye saldırıyorum. Kalbimde pır pır bir Sevdalinka...
***
Yolda böyle sayıkladım, bir ön sayıklamaydı bu, arkası geldi:
Kalbimin kırık bir kıyısında bir şehir yedi tepeden bana bakıyor. Bu mevsimde erguvanlar kente serenat yapıyor. Birileri çiçeği böceği küçümsüyor. Ellerinde çivili bir sopa, suratlarından düşen bin parça oluyor.
Suratlarından yuvarlanan cam kırıkları ayaklarımı kesmesin diye üstlerinden atlıyorum.
Bilgeleri, kedileri, güneşi ve neşeyi geri çağırıyorum. Halkıma silah çekenler hariç, küskünlükleri param parça ediyorum.
Yerine komşuluğu ve coşkuyu koymak istiyorum.
Terk etmek niyetindeyim eski hesapları.
Yeni bir şehir düşlüyorum, yeni bir lisan. Zarif ve müsamahakâr. Dilimi bilemeyi değil tatlandırmayı düşünüyorum.
Bir Hacı Bayram-ı Veli bakıyor sardunyalı bir pencereden. Bir hikmet çınlıyor, ama o kadar çok bağırıyorlar ki asıl duymak istediğimi duyamıyorum. Duymalıyım:
"Gönlü taş olanın, şehri taş! Gönlü aşk ile dolu olanın, şehri gülistan olur!" Şehri beton değil çiçek bahçesi yapmalı.
Kente konfor sağlamak için her yere asfalt dökmemeli. Meydanları da, yürekleri de betonla kaplamamalı.
Hayalimizdeki medeniyetin aslı bu.
İnsan merkezli, çiçeğe böceğe ihtimamlı.
Mesela bazı sokaklar Arnavut taşlarıyla kalmalı. Tarihi bedene itina etmeli. Beton vahşi, şişmiş bir Batı egosudur kavlimce.
Düzleştirici, tek tip ve yanlış bir medeniyet.
Buna kanmamalı.
Şehirlerin kalbi vardır. Hele İstanbul!
Kalbini kırmaya gelmez. Tersi terstir.
Öyle bilinir...
***
Yürümeye devam ediyorum. Önümde bir kırmızı nokta beliriyor. Eğilip iyice yaklaşıyorum. Bir bakıyorum, asfaltın çatlağında tomurcuk bir çiçek! Minicik kızıl bir şey. Yapraklarında muhteşem bir gün batımı. Dünkü yağmurdan sonra serpilmiş bir isyan. Böyle isyana can kurban diyorum.
Güzelliğe iltifatla göz kırpıyorum, yalanım yok. O yeni bir hayata başlıyor, eğer biri basmazsa kafasına! Bir ihtiras damperlisi üstünde durmazsa, çimento atılmazsa.
O kırmızı, yüreğimin yangını kutsal bir kitap gibi gözümü alıyor.
Ben bir hayatın ikinci yarısındayım, o ise filme yeni başlıyor. Ah diyorum hayat, ah insanlık! Yere göğe asılan ayetler, ah!
La ilahe illallah...
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019