Cem SANCAR
Herkes kendi şarkısını söyler. Şarkı dediğin bir edep âdap durumu. Bilgi ister, emek ister. Armoni ister, harmoni ister, cesaret ister.
Bizim problemimiz çok uzun süredir başkalarının şarkılarını söylemekti. Beyaz Adamı inatla taklit etmekti.
Zihnimiz kireçlenmişti. O kireç çözülüyor. Mesele bu...
Kapışma devam ediyor fakat!
Yani biz kendi şarkılarımızı söylemeye başladığımızda oluyor bütün bunlar.
Esasen ne yapacaksak kendimize bakarak yapacağız. Sürekli Batı'yı suçlamak, eksiklerimize mazeret bulmak için didinmek yorucu! Oradan mezun olmalıyız...
Bu ülke büyük bir kültürün aysbergi!
Altımızda; ırklara, dinlere, meşreplere minarelerin gölgesinde serbestiyet tanımış bir medeniyet. Herkesin kendi inancıyla mutlu yaşayacağı bir beldenin tam üstündeyiz.
Ne zaman ki rotamızı kaybetmişiz, orada çıkmış 'Çivilizadeler', bağnazlar, tefrik edici cahiller. Hatalardan, günahlardan öğrenerek gelmişiz ille velakin bugüne! Edebali ile Mevlâna bizim can suyumuzdur fikrimizce. Turgut Uyar da bizdendir, Necip Fazıl da. Sezai Karakoç dağlar yüreğimizi, içimiz yanar. Edip Cansever'le bir martı kanadına benzer halimiz.
Mirasımızı, Divan şiirinden de öğrenebiliriz.
Çok şeyi unuttuk. Aklı ve zekâyı abarttık, kadeh tutmayı medeniyet sandık. Öyle öğretti kurucu babalar bize.
Kadın-erkek ilişkisi, bir bardak suydu içilmesi gereken. Cinsellik, içindeki hayvanı serbest bırak, demişti Freud.
Onları, seküler psikologları peygamber belleyen kuşaklar, ondan oldu heder!
Tarihe, hüzne, camilerde diz kıranlara sırtımızı döndük. Merhamet, bir tür 'kezbanlıktı' Cihangir havzasında. Öyle öyle kaybolduk bu dünyada.
İşte ondan kimsesiz, koparınca ilim-irfanımızın ipini, unuttuk dilimizi. Tevhid, modası geçmiş bir isim olarak kazındı zihnimize.
Yazık oldu o kadar yıl, onca gençliğe...
"Yok sayılanlardan bahsetmenin zamanıdır, hata yapanlardan konuşmanın vaktidir!" diyor bir film.
Cezayir asıllı Fransız yönetmen Tony Gatlif'e, 2004 Cannes Film Festivali'nde en iyi yönetmen ödülünü kazandıran bir film bu: Exils, Sürgündekiler. Beş parasız en dipte iki Arap genci, kendilerine "Kimiz biz?" diye sorarlar. Zano ve Naima Cezayir'e gitmek için Paris'i terk eder. Otostopla ilerlerler.
Gençler İspanya'dan karşıya Afrika'ya geçeceklerken, genç kız barın birinde, gider bir kazuletle ilişkiye girer. "Niye?" der delikanlı kız pişmanlıkla onu bulduğunda, "nereden öğrendin sen bu çirkinliği?" "Senin öğrendiğin yerden" der kız. "Porno filmlerden!"
Kayıp gençler meşakkatli tecrübelerden sonra Cezayir'e ulaştıklarında, büyük umutlarla ana kucağına ayak bastıklarında kendilerini, kaçar adımlarla ülkelerini terk eden mahşeri bir yoksul kalabalığının içinde bulurlar.
Köklerinin çağrısını duyan bu iki yolcu, bir zikir ayininde kendilerinden geçerler ve sonra ziyaret ettikleri ecdatlarının mezarından uzaklaşırken, mezar taşında unuttukları kulaklıktan şu şarkı yükselir:
"Çok uzun zamandır sizlerden bihaber, yalnız kaldık. Parklarımızdaki yasemin kokusunu unuttuk, hatta annelerimizden miras kalan dilimizi de..."
"Kim bilir belki de bir şiirin söylediği gibi, unutmak için verdiğimiz onca çabadan, geçtiğimiz onca yıldan sonra, tam unutmaya alıştırmışken kendimizi, artık unutmak istemediğimizi fark ederiz bir anda!"
Asıl iş kendini bulmasıdır insanın, öyle diyor bizim bilgeler.
Muhiddin İbni Arabi, İslam bilgeliğinin piri, "kendini bilen rabbini bilir" hadisi üstüne şöyle yazmış:
"Kulun takdisi, kendisini bilmesidir. Öyleyse insan ancak 'kendisiyle' temizlenmiştir."
Kişi, kendini çözünce kutsanır diyor pir. Kişi ancak kendisiyle temizlenir, asıl işi kendinle...
Şunu da teyellemek isterim fakat bir de:
İnsan çok kelime sarf eder, ama hep kendini anlatır finalde...
(Meraklısına: Exils ile ilgili alıntılar filmhafizasi.com sitesinden, 'Dilek' adlı yazardan alındı.)
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019