Cem SANCAR
İnsanları parasıyla, mal varlığıyla tanımlayan ve hiç de masum olmayan bir söz var:
Kaç paralık adamsın?
Hz. Musa kabilesinden ayrıldığında Allah'tan yüz çevirip altından bir buzağı heykeline secde eden, parayı tanrı eden o cahiliye ruhu var ya, işte onun geri dönüşü:
Paran kadar konuş!
Oysa kimin kim olduğu zor zamanda yüreğiyle parlar. An itibariyle gördük, parladı.
Hayatı safi ekonomi ile açıklamaya 'Ekonomizm' denmekte. İlerlemenin, refahın salt ekonomiye bağlanması anlamına geliyor bu kavram.
İktisadi mevzuları derinlemesine okumayı "Aman ya!" diyerekten bırakalı uzun yıllar oldu. Sadece şu aklımda kaldı: Ekonomi, politikadır. Politikanın ne olduğu ekonomik modellere göre anlaşılır.
Marks'ın Kapital'inin alt yazısı şudur:
Üretici güçler gelişir, üretim ilişkileri değişir!
Yani?
Yanisi önce kapitalizm gelecek, destekleyeceğiz.
Ardından sosyalizm gelecek eşit bir refah toplumuna geçeceğiz. Hikâye bu!
Hâlâ bakıyorum birileri bu minvalde konuşuyor. Sosyalizmin yerine müreffeh bir İslam toplumu falan konmuş. Hadi İslam demeyelim, ortam bulanmasın, zengin bir toplum diyelim. Müslüman ülkelerini bugün süründüren düşünce bu.
Ne var ki bu kafa, Batı'nın milletleri sömürgeleştirme, beynini alma ve kendi politikalarını onların ruhuna zerk etmesine neden oldu.
Bazı genel kabul görmüş gibi lanse edilen piyasa teorilerinin nasıl tehlikeli bir silah olduğu bu noktada açığa çıktı.
Açgözlülüğe dayanan bir kalkınma fikri baştan sakat. Kapitalizm denen şey, sanal parayla dünyayı yöneten bir avuç ailenin istibdadına dönüştü. ABD gibi lâtan bir diktatörle kapışırken kafayı, gömdüğümüz kumdan çıkarmanın da zamanıdır.
Türkiye elbette söz konusu küresel oyunun içinde yer alıyor. Başka da çaresi yok.
Öte yandan var olan ve dayatılan hukuk, serbest ticaret ve serbest dolaşımı vazederken gerçek hiç de öyle değil, biliyoruz. Hepsi koca bir yalan.
Yalandır, fakat bu sistemden çıkmak aforoz edilmek ve yok edilmekle birlikte anlaşılır.
Dünyanın yüzde 99'u yüzde 1 tarafından yönetilirken, bu düzene hayır diyen büyük kitlelerin maalesef alternatifi yok. Sosyalizm, bir Batı oyalanması olarak deşifre edilince son umut da kayboldu.
Çağın sorusu şu: Kurutuluş ümidi var mı?
Biz Anadolu'yuz, dinimiz, kültürümüz gereği umudun yolcularıyız. Nihilizm, kötümserlik bizden uzak.
Şunu görüyoruz tabii, 'Demokrasi ve özgürlükler' kavramı artık sırtlanların saldırısını gizleyen bir örtbas hareketi.
Yanan yıkılan Arap ülkelerinde, her yerde gözlemlenen kederli bir vaziyet.
Burada büyük, kapsayıcı bir medeniyetin varisi olarak Türkiye merkezde! Demokratik insani değerleri reddederek değil, bizatihi içini doldurarak yürümek durumunda ve yürüyor.
Kötü günde yanımızda kimin olduğu da 'hasımlığa değil hısımlığa' doğru bakmamız için bir işaret. Katar ve ortak dinin sokakları...
Müslüman coğrafyanın -bana göre dünyanın tüm mutsuzlarının- ümidi bizde.
Başkan Erdoğan'ın ta o zaman, Mübarek'i devirmiş Mısır Parlamentosunda vurguladığı mutedil 'laiklik' nedense unutuluyor, unutulmamalı!
Fikir özgürlüğü ve demokratik cumhuriyet vurgularını ise es geçmemeliyiz. Seçtiğimiz kişinin temsil ettiği milli irade, vakur bir cumhuriyetin izzetinefsinde dikiliyor, verdiği sözleri tutuyor.
Katı selefi korkular ve zamanı okuyamamanın içe kapanma devri çoktan geçti.
Son yaptırım teranesinde tavrımız tam da böyle oldu. Sakin bir dil ve yerinde karşılıklar.
Sonucu görüyoruz!
Sonuçta saldırı maldırı bize vız geldi, göğsümüz ilerde.
Bir tarafımız üstümüze gelinirse yiğitbaşı, tehdit edilirsek cengâver. Beyni cebinde bir halk olmamak hepimiz için büyük onur.
Yavaş yavaş doğruluyoruz elhamdülillah.
Kaslarımız yerini buluyor. Zihnimizde bir bulanıklık, bilgelerimizin adını daha yeni hatırlıyoruz. Ama dur bakalım, henüz yeni başladık!
İnsanlar da ülkeler de sanıldığının aksine parasıyla değil; ahlakıyla, şerefiyle, fikriyle, merhametiyle tanımlanıyor.
Biz bunun için Hak aşığıyız.
Bu vaktin evladıyız. Biz kazanacağız...
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019