Cem SANCAR
İnsanlık öldürücü grip salgınını, vebayı filan yendi ama sinir-âsap-hiddet virüsüne yenildi.
Dünya depresyon, kafa karışıklığı, hiperaktivite ve çoklu kişilik bozukluğundan yanıyor!
Diğer yönden öfke ve şiddet salgın halinde mikroorganizmalarını sokaklara saldı.
Savaştan, terörden, ülkeyi savunmaktan değil, gündelik hayattan söz ediyoruz...
Herkes karısını öldürüyor. Öldürmese yaralıyor, bıçaklıyor, dövüyor. Kadına şiddet ayyukta.
Ya da tam tersi!
Unuttuğu çantasını geri getiren otobüs şoförüne teşekkür etmek yerine saldıran kadın, ayırmak isteyenleri tekmeliyor. Neden? Nedeni belli, deliriyoruz.
Trafikte solladın sollamadın cinayetleri gırla. Mangal yakıp bağırıp çağıranlara müdahale eden zabıta memurunu bütün aile birlikte darp ediyor.
Hasım gördüğümüze kafa göz dalıyoruz.
Çelik yelek giymeden dışarı çıkmamalı. Çünkü tek harekette silahlar fora!
***
Soğuk savaşın kutuplaşması, yerini yabancı düşmanlığına bıraktı. Batıda İslamofobi makro düzeyde. Ama mesele sadece onla sınırlı değil. Bizde de her türlü 'yabancı' düşman.
Bazılarımızda mültecilere duyulan sinik garez, bize benzemeyen, yaşam tarzı tanıdık olmayanlara uzanıyor. Bu kadar mı? Erkekler kadınlara, kadınlar erkeklere.
Kafamıza uymayanı imha etmek için motiveyiz.
İmha, mutlak gaz odalarıyla olmuyor.
Hakaret, taciz, aşağılama da bu yolda mühimmat mertebesinde.
Oysa yabancı-ecnebi denen bile şu maddi çıkarlar çağında 'Turist' diyerekten kabul edilebilir olmuştur. Kimse turisti artık telef etmek istemiyor. Turizm gelirleri kalpleri yumuşattı...
Mevzumuza geri dönersek; itidâl bir hasret.
Bundandır, toplumun bağışıklık sistemi aşırı sinirlilikle savaşıyor. Virüse direniyor.
Mâkul alanlar istiyoruz. Tehdit kalkmalı. Fakat hayatımızın her sahasını kapsayan hafifmeşreplik ve boş vermişlik vücut direncimizi zayıflatıyor.
Onu vitaminsiz bırakıyor.
İçimiz kararak seyrettiğimiz gündelik hayattaki şiddet, öfke patlamaları, hadi kelimeyi yerine koyalım; 'Mikro Faşizm', sadece hasım gördüğümüzden değil, benzerlerimizden de beslenmekte. Tıpkı biz, aynadaki yansımamız gibi insanlarla yaşama isteği bizi hantallaştırıp damarlarımızı tıkıyor. Bağışıklığımız yağ bağlıyor, çalışamıyor. İnsanı insan yapan empati, diğerkâmlık, özeleştiri sönüyor. Durduk yere şişiyoruz. Bu ruhi obezite, beşeri bir kuvvet kaybı aynı zamanda.
"Küfür etmeyin, ayıptır beyler" diyen taksi şoförüne ateş ediyor iki genç. Adam ölüyor, gençler kol kola çekirdek çitlercesine sakin uzaklaşıyor.
Sokaklarda kanun yerine koyuyoruz kendimizi.
Linç kültürü dilimizde. Asıyoruz, kesiyoruz. Şiddet virüsü hâkimiyeti ele geçirdi geçirecek! Hızlı silah çeken mi hayatta kalacak?
***
Fazla abartmayalım tamam da, modern toplumun gereksinimleri ve geldiğimiz bilgeler medeniyetinin kavramları yara bere içinde. Bir taraftan merhamet, şefkat ve yardımlaşma hayatımızın her alanında gözlemlenirken, kör nefret cırlak sesiyle bir çekiç gibi vuruyor manevi değerlerimize.
Kontrolsüz öfke yükseliyor. Şiddet sevicilik bir namus borcu neredeyse. Kadını, erkeği yok bu işin. Hep aynı ağız: Ölsün, gebersin!
Sonra pompalı tüfekler...
Düğünde orkestra istedikleri parçayı çalmadı diye gelin tarafı, damat tarafıyla birbirine giriyor. Onlarca yaralı, birkaç ölü.
Zaten biraz önce havaya ateş ettiklerinde, iki masum yavru kuş gibi düşmüştü karşı pencereden önümüze.
Adliyelerin önü savaş alanı. Hastanelere hiç girmiyorum. Nobran doktorlar ve gladyatör hasta yakınları arasındaki muharebe sürmekte.
Yumruklar hemen sıkılıyor. "Öldün lan sen!" diye bağırıyor birileri.
Milli durumlar ön plana çıktığında örtülen ama hemen ardından kafa çıkartan içtimai bir faciadan bahsediyorum. Sosyal paylaşım sitelerine bakın, katliam halt etmiş yanında.
Kafamız böyle çalışıyor. Bunun cehaletle, okumuşlukla filan da alakası yok. Müfredat farkı yok bu konuda.
Toptan asabiyiz, bunu kabul etmeli.
Fakat artık mazeret değil, bir aşı bulmalıyız şu salgına...
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019