Enver SEZGİN
Boşuna kim bu Ünal Şengül diye düşünmeyin. O ünlü biri olmadığı gibi bu işlerin uzmanı da değil. Ünal, ülkesi için iyi şeyler düşünen ve geleceğe umutla bakan bir emekçi. Küçüklüğünden beri ekmeğini zor şartlarda çalışarak kazanan bir insandan söz ediyorum.
Beyoğlu, İstiklal Caddesi’ndeki Balık Pazarı’na girip de biraz ilerlediğinizde sol taraftaki ilk balık tezgâhının başında sıfır numara saçları ve sırtında koyu renk tişörtü olan biri ile karşılaşırsınız. İşte o Ünal Şengül’dür. Onunla kısa bir süre önce tanıştım. Arkadaşları ile birlikte, devam eden sürecin doğrudan hayatlarını ilgilendirdiğinin farkındaydılar.
Bu yılın başında Başbakan Erdoğan’ın “İmralı ile görüşülüyor” yönündeki açıklamaları toplumda bir kez daha umutların yeşermesine yol açtı.
Ancak sürecin ağır yürümesi ve basında çıkan bazı haberler çözüm istemeyenleri tekrar harekete geçirdi.
PKK her an savaşı yeniden başlatacakmış gibi bir hava yaratılmak isteniyor. PKK’nin aynı zamanda önemli bir kitle desteğine sahip siyasi örgüt olduğu gerçeği gözardı ediliyor.
Soru şudur: Bir siyasi örgüt durup dururken temsil ettiği halk kitlesinin eğilimlerinin ve taleplerinin tam tersi bir tutum alabilir mi? Aldı diyelim başarılı olma şansı ne kadardır?
Oysa bizzat Âkil İnsanlar Heyeti’nin raporlarını incelediğimizde Kürt halkının ezici çoğunluğunun barışıcı çözümü ne kadar istediğini görürüz.
Yine Âkil İnsanlar Heyeti’nin çalışmalarından yola çıkarak barış talebinin Türkiye geneline yayıldığını söyleyebiliriz. Hâl böyle iken taraflardan birinin kolaylıkla “ben bu işten vazgeçtim” deme şansı var mıdır?
Bu durumda halkın taleplerinin hiçbir önemi yok mudur?
Biz yine Ünal Şengül’e dönelim.
Ünal, çocukluğundan beri balıkçılıkla uğraşıyormuş. İlkokul mezunu olan bu arkadaşımız çok küçük yaşta iken ailesi ile birlikte İstanbul’a göç etmiş.
Ünal’ın ailesi uzun süre MHP’ye oy vermiş. Kendisi de bir kez yerel seçimlerde MHP’nin adayına oy atmış.
Devam ediyor: “Bak abi, burada her etnik gruptan insanlar var. Değişik din ve mezhepten kişiler bulabilirsin. Ancak sırf bu farklılıklardan ötürü kimse kimseyle kavga etmedi. Gün oldu bir günde otuz asker yaşamını yitirdi. Ancak o durumda bile kimse herhangi bir Kürt arkadaşımıza kötülük yapmayı aklından bile geçirmedi.”
Ve ekliyor, “Neden tüm Türkiye buradaki gibi olmasın?”.
Ünal’ın şu sözlerine de kulak verelim:
“Her sabah tezgâhlarımızı açtığımızda aynı zamanda sohbet etme fırsatı da buluyoruz. Bu konuşmalardan şunu anladım; süreç hepimiz için öğretici olmuş. Bir yıl önce barış ve çözüm sürecine çok sert bakan bazı arkadaşlarım bile fikirlerini değiştirdiler. Bu kez de barışçı çözüme şans verelim diyorlar.”
Soruyorum: “Peki şu son dönemlerde ortaya çıkan ‘olumsuz!’ tablo için ne düşünüyorsun?”
Yanıt şu: “Aslında biz bu süreç başladığında iki taraftan da onu sabote etmeye yeltenenlerin çıkabileceğini düşündük. Yol kesmelerin olabileceğini düşündüğümüz gibi, bazı suikastların dahi olabileceğini aklımıza getirmedik değil. Ancak ne olursa olsun sonunda aklıselimin galip geleceğine inanıyorum.”
Ekliyor: “Bazı görüntüler sarsıcı, hatta moral bozucu alabilir. Ancak önemli olan genel gidişattır. Şuna inanıyorum, Halk isterse barış olur.”
En son kullandığı cümleler tüm konuşmanın özeti gibiydi:
“Otuz yıl süren savaştan sonra bu işin böyle devam edemeyeceğini gördük. Artık barışın ve çözümün zamanıdır.”
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2016
13.04.2016
2.02.2016
16.02.2016
9.02.2016
26.01.2016
13.01.2016
30.12.2015
23.12.2015
8.02.2015