Enver SEZGİN
Her şey sabaha doğru yapılan bir anonsla başladı. Yolda askerî araçlar devriye geziyorlardı.
Sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti. Televizyonu açtık: Önce istiklal marşı, sonra harbiye marşı çalındı. Marşın bitiminde, Milli Güvenlik Konseyi’nin bir numaralı bildirisi yayınlandı.
Parlamento ve hükümet feshedilmiş, tüm yurtta sıkıyönetim ilan edilmişi. Bir askerî darbeyle yüz yüze gelmiştik. Karanlık bir dönem başlamıştı. Artık pek çok şey eskisi gibi olmayacaktı. Gözaltına alınmalar daha birinci gün başlamıştı. O hâlde öncelikle polise yakalanmamam gerekiyordu. Tam on bir yıl kaçak bir insan olarak yaşadım. Olsun, hiç değilse “içeride” değildim. Arkadaşlarım benim kadar “şanslı” değildi. Pek çoğu gözaltına alındılar. Diyarbakır Cezaevi’nde insanlık dışı uygulamalara tabi tutuldular. Yıllarca hapis yattılar.
Darbeciler suç işliyorlardı.
İnsanlar işkence tezgâhlarından geçirildiler, idam edildiler, sakat bırakıldılar...
12 Eylül’cülerin yargılaması 18.06.2014 Çarşamba günü yapılan son oturumla yerel mahkemede sonuçlandı ve bilindiği üzere Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
Yargılamalar başladığında, duruşmayı izlemek için Ankara’ya gitmiştim. Ankara Adliyesi önünde toplananları gördüğümde hayal kırıklığına uğradım. Bu memlekette, 12 Eylül sürecinden doğrudan etkilenen, gözaltına alınan, işkence gören, hapse atılan, öldürülen yüzbinlerce insan olduğunu biliyorduk. Uygulamalardan zarar gören aileleri de hesaplarsak bu büyük bir sayıyı oluşturmaktadır. Bütün bunlara rağmen adliye önünde ancak birkaç bin kişi toplanmıştı.
Peki, neden?
Pek çok sebep bulabiliriz.
En önemli neden ise şudur: Büyük çoğunluk yargılamayı göstermelik buluyor, sonucun fiyasko ile sonuçlanacağına inanıyordu. Bunun için de sürecin takipçisi olunamadı. Bu yargılamanın “iki eski orgeneral” ile sınırlı kalmaması için yeterli çaba gösterilemedi. Kararın, Yargıtay tarafından onanmasından sonra, 12 Eylül’ün bütün sonuçları ile birlikte ortadan kaldırılmasını talep eden güçlü bir aktivite yaratılmazsa bu dava istenen etkiyi yaratamayabilir. Oysa bu mahkûmiyet bize yeni kapıları aralayabilir, başka davaların önünü açabilir.
İki darbecinin ceza alması çok önemlidir. Çünkü tüm Türkiye’yi büyük bir cezaevine çeviren kararların altında onların da imzaları vardır. Toplumu daha da yoksullaştıran ekonomik önlemlerin gerisinde bunlar duruyorlardı.
Bu iki insana verilen ceza sembolik değerden çok daha fazla şeyi ifade etmektedir. Bu gerçeği bizzat savunma avukatının açıklamalarında bulmak mümkündür.
Avukat Bülent Hayri Acar, savunmasında, Milli Güvenlik Kurulu’nun kurucu iktidar olduğunu söyleyip, şunları ifade etmektedir: “Bugün 1982 Anayasası yürürlüktedir. Buna dayanarak mahkemeler çalışmakta, kararlar infaz edilmektedir.”
O, açıkça 12 Eylül rejiminin devam ettiğini söylüyor.
İşte tam bu nedenle olsa bile mahkemenin kararını önemsemeliyiz.
Bu dava 12 Eylül rejiminin yarattığı sistemi yok etmek için yeni fırsatlar sağlayabilir.
Şimdi, askerî darbenin birer mağduru olarak bu kararı “göstermelik” olarak değerlendirip hayatımıza devam mı edeceğiz; yoksa bu kararın üzerine gidip, daha çok emek harcayarak tüm sorumluların ceza alması için mücadele mi edeceğiz?
Kendimize soracağımız soru budur.
On bir yıllık bir hasretten sonra memleketime dönmüştüm. Kapıyı açan en küçük kardeşim Erdem’den başkası değildi. Hayır, o artık ilkokul ikinci sınıfta okuyan bir çocuk değildi. Lise mezunu bir genç vardı karşımda. O an, askerî diktatörlüğün yıllarımı nasıl çalıp götürdüğünü daha iyi anlamıştım. Darbeciler yargılanıp ceza almayı çoktan hak etmişlerdi.
O gün geldi.
Evren ve Şahinkaya ömür boyu hapse mahkûm edildiler.
Ya diğerleri?
Yazarlar
-
Fehmi KORUBir ziyaretin ardından düşündüklerim 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖcalan ziyareti olmuş sayıyor mu? 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSüreç nereye? 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBorçları SDG mi ödeyecek? 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYCHP nereye koşuyor.... 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUİmralı ziyaretiyle hangi noktaya geldik? 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciKimse boşuna refah beklemesin 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğluİmralı ziyareti, ‘çözüm süreci’ne sahiplik gerektiğini söylüyor 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAPO anıtı yontuluyor 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanSuriye’deki PKK ne olacak? Bu kanaat önderleriyle işimiz çok zor… 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezYeni Dünya Düzeni: Eski Eğilimler 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİthal ette skandal bitmiyor: Sığırlar da hep aynı şirketten alınmış! 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanGizlice İmralı’ya gidildi ama daha turpun büyüğü heybede… 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİlk yılında Trump yönetimi: Yeni sınıf ittifakları ve alternatifler 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİlk adım Öcalan olunca süreç zorlanıyor 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBir sistem bu kadar yanlış yaparsa kürtler ve aleviler zor durumdadır 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRLİDER APO MU DEMİRTAŞ MI? 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUİmralı kararı bir semboldü! O kadar! 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKodlar 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNÜç görüntü: Amerikan katarı püfleye püfleye ilerliyor 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilDevlet Bahçeli, MHP ve Kürt Sorunu: Çelişkiler, strateji ve olasılıklar 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasÖcalan ziyaretinin kilitlediği çözüm 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni sürecin ilk büyük krizi: CHP’nin İmralı kararı 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan artık masada 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTPrusias ad Hypium’den Akçakoca cezaevine… 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAİmralı’ya Gidiş; Tarihsel Bir Eşik ve Yeni Dönemin Habercisi... 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÖrgütüne silah bıraktırırken Öcalan’ın “teröristbaşı” olduğunu hatırlayanlar…. 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin toplumsal trendleri: Eriyen orta sınıf, sosyal gettolar, anlık tatmin ekonomisi ve gelec 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEİmralı konusu 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİBB İDDİANAMESİ… 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist stratejiye dair hayati tartışmalar 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP'ye haksızlık ediliyor 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANİmralı ziyareti fırtınası 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezİBB iddianamesi: İslamî kesimden örnek yorum 22.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli neden “gerekirse ben giderim” dedi? 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALAnton Çehov’un silahı gibi… 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselDezenflasyon havlu mu attı? 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpEnflasyon raporu: Bozulan diyet ve kredibilite sorunu 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2016
13.04.2016
2.02.2016
16.02.2016
9.02.2016
26.01.2016
13.01.2016
30.12.2015
23.12.2015
8.02.2015