Enver SEZGİN
Dünyada örneği var mı? Bilmiyorum ama Türkiye’de tüm muhalefet partilerinin yenilgiye uğradığı bir seçim sonucunu hatırlamıyorum. Oysa bir partinin, on üç yıldır tek başına iktidar olduğu bir ülkede doğal olarak muhalefetin güçlenmesi beklenir. Öyle olmadı. İktidar partisi bir önceki seçimlere oranla oyunu sekiz puan artırarak “herkesi” şaşırttı. Esasen muhalefetin bu büyük başarısızlığı bir bakıma iktidar partisinin de yolunu açmış oldu. AKP’nin hemen her muhalefet partisinden şu veya bu oranda oy almış olması bir başka ilginç durumdur. En büyük darbeyi ise MHP’ye vurduğunu görüyoruz.
Taraf gazetesinin dünkü manşetlerinden biri şöyleydi: “Bahçeli iktidarı hediye etti”. Gerçekten de öyle. 7 Haziran Seçimlerinden hemen sonra takındığı uzlaşmaz tutum, her türlü koalisyon formülüne sırtını çevirmesi ve sertlik yanlısı politikası ile AK Parti’ye iktidarın yolunu açmıştır. Kürt meselesinin çözümüne karşı çıkmış; çözüm sürecine düşmanlık yapmıştır. Altı milyon oy almış bir partiyi “yok” sayarak çağdışı bir siyasetin ısrarcısı olmuştur. Milliyetçi Hareket Partisi ve Devlet Bahçeli, bizzat kendi siyasetinin kurbanı olmuştur. MHP mevcut politikası ile uzun süre devam edemez, büyüyemez.
Cumhuriyet Halk Partisi ise yerinde saymış; Kılıçdaroğlu’nun tüm çabalarına rağmen beklenen büyümeyi sağlayamamıştır. Topluma güven verememiş; İnandırıcı olamamıştır.
Taraf gazetesinin bir başka haber başlığı ise şu: “HDP’ye PKK kaybettirdi”. Çok doğru.
PKK, savaşı şehirlere taşıyarak büyük bir hatanın içine girmiş; bu tutumu halkın tepkisini çekmiştir. Yanlış bir iş yaparak, HDP’yi aşağıya doğru itmiştir. En önemlisi bir önceki seçimlerde alınan altı milyon oyu küçümsemiş; Seçmenin verdiği mesajı okuma gereği bile duymamıştır. Şehirlerde gerçekleştirilen “öz yönetim” ilanı bu partinin aleyhine işlemiştir. Öte yandan sokaklarda kazılan hendeklerin her biri adeta HDP siyaseti için birer engel hâline gelmiştir. Böylelikle en azından seçmenin bir bölümünü bezdirmiş, partilerinden uzaklaşmasını sağlamıştır. Sonuç ortadadır.
Kürdistan’ın hemen her ilinde kayıp yaşayan bu parti, İstanbul, İzmir, Mersin, Antalya gibi illerde ise oy erozyonuna uğramıştır.
Demek ki Kürtler, artık silahların gölgesinde ve şiddet sarmalının içinde yaşamak istemiyor.
Demek ki, silahlı eylemlerin sona erdirilmesini talep ediyor. Haklarını elde etmeleri için verilen/ verilecek mücadelede “yasal siyaseti” yeterli görüyor.
Halkların Demokratik Partisi’nin, 7 Haziran Seçimlerinde elde ettiği büyük başarı onu destekleyen geniş kitlenin moralini yükseltmiş; geleceğe dair umutları artırmıştı. Beklenen ise bu oy oranını en azından korumasıydı. Olmadı. Olmamasının en önemli sebebi kuşkusuz bu “son çatışmaların” yarattığı yıkım ve şehirlerdeki şiddet eylemleridir. Ancak sadece bu durum, HDP’nin bir milyon oyu kaybetmesini açıklamayabilir. Parti yönetimi, “ortada büyük bir zafer var” diyerek durumu geçiştiremez. Bir milyon seçmen bu partiye önemli bir uyarıda bulundu. Uyarıyı dikkate alıp almaması ise yöneticilerin bileceği bir iştir.
HDP’nin bundan sonra yapacağı şey, şiddete karşı kesin ve net bir tavır almasıdır. Bu illaki PKK ile karşı karşıya gelmesi demek değildir. Zaten bu doğru da olmaz. HDP’nin yapması gereken, seçmenine söz verdiği gibi yasal siyasetin güçlendirilmesi için çaba göstermesi ve her türlü haksızlığa ve zorbalığa karşı “siyasetin” yeterli olduğu gerçeğini ısrarla vurgulamasıdır.
Son söz iktidar partisi için: AKP, analistleri, anket firmalarını, yorumcuları yanıltarak büyük bir oy patlaması gerçekleştirerek tek başına iktidar olmayı başardı.
Kurulacak hükümetin önünde çözülmesi gereken Yeni Anayasa ve Kürt meselesi gibi sorunlar duruyor. Tecrübe bize bu devasa problemlerin tek bir partinin çözemeyeceğini gösterdi. Bunun için bir büyük uzlaşma gerekmektedir. Ne yazık ki, böyle bir uzlaşmayı engelleyebilecek olan en önemli unsur toplumda var olan kutuplaşma ve onun yarattığı gergin ortamdır.
Yeni hükümet, toplumdaki bu karşıtlığı ve gerginliği aşağıya çekecek adımlar atacak mı?
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2016
13.04.2016
2.02.2016
16.02.2016
9.02.2016
26.01.2016
13.01.2016
30.12.2015
23.12.2015
8.02.2015