Enver SEZGİN
Silopi’de 14 Aralık 2015 tarihinde ilan edilen sokağa çıkma yasağının kısmen kaldırılmasından sonra çatışmaların yarattığı yıkım tüm çıplaklığıyla gün yüzüne çıktı. Özellikle Başak, Barbaros, Cudi, Yafes veNur mahallelerinde yaşayanlar savaşın acımasız etkisini fazlasıyla yaşadılar/ yaşıyorlar. Üç yüze yakın ev ve işyeri kullanılamaz duruma gelmiş. Altmıştan fazla elektrik trafosu patlamış; su şebekelerinin hasar görmesi nedeniyle sokaklar birer balçık denizine dönüşmüş. Sağlık hizmetleri yapılamıyor. Sokağa çıkma yasağının kaldırıldığı saatlerde bile yollarda az sayıda insanla karşılaşırsınız. Buralara korku hâkim. Pek çok kişi bir odadan diğerine gitmeye bile çekinir hâle gelmiş. İlçeden göç edenlerin sayısı binlerle ifade edilmektedir. Üstelik daha pek çok kişi başka diyarlara gitmenin hesabını yapmaktadırlar. Oysa gittikleri yerde onları iyi bir gelecek beklemiyor. Silopi’den Antalya’ya göç eden üç ailenin iki göz bir evde yaşadıklarını biliyorum. Eğer buna yaşamak deniyorsa tabii. Bu üç aile, bir ay önce evlerini ve eşyalarını geride bırakıp buldukları ilk araçla önce Mardin’e, oradan da bu kente gelmişler. Çaresiz ve umutsuzlar.
Sur, Cizre gibi ilçelerde de durum bundan farklı değil. İnsanlar geleceklerine dair endişe içindedirler. Akmayan sular, toplanmayan çöpler, okula gidemeyen binlerce çocuk. Çocukların hayalleri ellerinden alındı.
Ortaya çıkan manzara, ısrarla savunulan “Devrimci Halk Savaşı”na hizmet etti mi? Toplumu zorlamaya, yerleşim birimlerini savaş meydanına çevirmeye hiç gerek yoktu. Çok yazık.
Öte yandan devlet güçlerinin ağır silahlar kullanarak bu işi “kökünden” halletmeye yönelik çabaları olumlu bir sonuç vermez. Salt güvenlik politikaları izlemek, sorunlara namlunun ucundan bakan anlayışlar, düşmanlıklar yaratır; yıkıma davetiye çıkartır. Devlet, güçleri bir süre sonra çatışmaların devam ettiği ilçe merkezlerine hâkimiyet kurabilir. Her mahalleye bir karakol da inşa edilebilir. Peki, ya sonra? Silah hiçbir sorunu çözmüyor/ çözemez.
Genelkurmay Başkanlığı, hemen her gün bilmem kaç kişinin etkisiz hâle getirildiğini açıklıyor. Televizyon kanalları, gazeteler çatışmalarda hayatını kaybeden güvenlik güçlerinin sayısını veriyor. Buralarda tam anlamıyla bir savaş yaşanıyor. Bu savaşın gerisinde ise sivil halkın yaşadığı büyük bir trajedi var.
Bir kere salahlar patladı mı nerede duracağını kestirmek mümkün olmuyor. Böyle bir durumda, şiddet politikanın önüne geçer. Saflar keskinleşir. Söylenen sözlerin önemi azalır. Yasal siyaset zayıflar, şiddet kutsallaştırılır. Öfke galebe çalar. Barışı savunmak iyice zorlaşır. Oysa sözkonusu olan Kürt meselesidir ve ancak siyaseten çözülebilir.
Ne yazık ki, bu yıkım üzerinden birtakım siyasi hesaplar yapılıyor. “Devrimci Halk Savaşı”ndan söz edenler ile PKK’yi yok edeceklerini söyleyenler sonu gelmez maceranın peşinde sürükleniyorlar. Arada kalan sivil halk ise eziyet çekmeye devam ediyor.
Sormak lazım: Aylardır devam eden kahrolası savaş bu halka nasıl ve ne gibi bir yarar sağlamıştır?
Bu durumdan kim neden memnun olsun?
Önce 80, daha sonra ise her şeye rağmen 59 milletvekilliği ile parlamentoya güçlü bir biçimde giren HDP devreden çıkartılarak; yasal siyasetin önüne geçilerek, Kürt meselesinin çözümü gerçekleştirilebilir mi?
Şu son savaş bize bunun böyle olmadığını çıplak bir biçimde gösterdi. Abluka altındaki ilçelerde zorluklar içinde yaşayanlar ise bunu çok daha net olarak gördüler/ görüyorlar.
Yakın tarihte yaşananlar bize bir kez daha gösterdi ki, Kürtlerin haklarını elde edebilecekleri zemin demokratik siyasettir.
Velev ki, devleti yönetenler olumsuz bir tutum alsalar bile bu yolda ısrarcı olunmalıdır.
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2016
13.04.2016
2.02.2016
16.02.2016
9.02.2016
26.01.2016
13.01.2016
30.12.2015
23.12.2015
8.02.2015