Fehmi KORU
Dilimize ‘Bağde harabül Basra’ olarak geçmiş deyim cümlesinin karşılığı ‘Basra harap olduktan sonra’ demek... Deyim ‘iş işten geçtikten sonra’ anlamına geliyor... Deyimi kalıp olarak alın ve‘Basra’ yerine Suriye’nin herhangi bir kentinin adını yazın: Şam, Halep, Hama, Humus...
Bunların hiçbiri artık eski güzelliklerinde değiller...
Reuters ajansının son geçtiği fotoğraflardan birinde, yıkılmış binalar önünde yürüyen küçük çocuklu kadınlar ile onları kollayan erkekler görülüyor... Fotoğrafı çeken, kareye, üzerinde ‘300 çocuk iki yıldır eğitimsiz’ yazan bir tabela da sığdırmış...
Suriye’de üç yıldır bir insanlık dramı yaşanıyor. Ülkeyi yönetenler kendi halkına silâh çekmekten, yaşadıkları kentleri yerle bir etmekten, üzerlerine bombalar yağdırmaktan çekinmiyor... Çocuklar ve kadınların da aralarında bulunduğu 160 bin kişi hayatını kaybetti şimdiye kadar; ülke nüfusunun yaklaşık dörtte biri ‘mülteci’ statüsünde...
Felâket tahammül edilemez boyutlarda. Kimyasal silâh kullanıldığında şöyle bir hareketlenir gibi olmuştu dünyanın ilgisi, sonra ilgi kayboldu. Şam yakınlarındaki Yermuk’un halkı, Baas güçlerince uygulanan kuşatma yüzünden, açlık ve susuzlukla karşı karşıya; kuşatmayı yarmayı, oraya insani yardım ulaştırmayı düşünen bir yana, Beşşar Esad’ı insafa davet eden bile çıkmıyor...
55 bin fotoğraf denklemi değiştirir diye düşünenleri hayal kırıklığına uğratacak biçimde geçiyor‘Cenevre-2’... Esad rejimini temsil edenler küstah tavırlarıyla herkese meydan okuyor...
Oradan bir sonuç çıkmayacağının bilinciyle... Nasıl olsa masanın karşı tarafında oturan Rusya onları koruyup kollayacaktır; buna güveniyorlar...
Eh, Ruslar da kendilerinden beklendiği gibi davranıyorlar işte.
Dünyanın gözü önünde iğrenç bir oyun oynanıyor...
‘Cenevre-2’ye gidilmesinin sebebi, Suriye’yi medeniyetin dışına iten vahşetin sona ermesi değil mi? O kadar insanın ölümüne, milyonların sığıntı haline dönüşmesine ve dünyanın en eski yerleşim yerlerinden olan kentlerin harap hale gelmesine sebep olanlar orada ne arıyor peki? Bir tek Beşşar Esad yok ‘Suriye’ delegasyonu arasında; diğerleri onunla kader birliği etmiş, cürümlerinin ortağı kişiler...
Topla hepsini, götür Lahey’deki Adalet Divanı önüne...
Nasıl bir sonuç çıkabilir böyle bir toplantıdan, zâlime zaman kazandırmak dışında?
Amerikan yönetimi, İngilizler, Fransızlar, Almanlar, ara sıra gözlerine çarpan vahşet görüntüleriyle rahatsızlıklarını belli eden halklarına dönüp, “İşte görüyorsunuz, elimizden geleni yapıyoruz” diyebilmek için oradalar...
Vahşeti sona erdirmek gibi bir dertleri olsaydı, ‘Cenevre-2’den çok önce, biraraya gelir ve kan gölüne yeni kan taşımaktan Rusya’yı caydırma çabasına girerlerdi. Suriye’deki Baas rejiminin öndegelenleriyle paylaşılacak bir koz yok çünkü; denklemi kilitleyen Rusya ve kilidi açmanın yolu da zâlimlerle mazlumları aynı masa etrafında biraraya getirmekten geçmiyor.
Şu soğuk kış günlerinde çadırlarda yaşayan mülteciler de, asırlar boyu yaşadıkları toprakları terk edemedikleri için üzerlerine her an bomba yağması tehdidi altında hayatlarını sürdürenler de‘Cenevre-2’ye bakıp dövünüyorlardır.
Libya için bir günde verilen kararı, Saddam’ı devirmek için bölgeye koşanları hatırlayarak...
Ahmet Davutoğlu’nun işi ne kadar zor...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Dünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor?
27.07.2025 - ABD’yi sarsan skandal Trump’ı köşeye sıkıştırdı
25.07.2025 - Lübnanlaşma.. Cezaevleri.. Ve, ABD’de Tarzan zorda…
24.07.2025 - İsrail’in ne yapmak istediğini biliyor muyuz?
23.07.2025 - ‘Terörsüz Türkiye’ başarılı olsun isteniyorsa…
21.07.2025 - Eski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders
19.07.2025 - ‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma…
17.07.2025 - ‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor
15.07.2025 - Silahları yakma töreni ve tarihi konuşma ardından…
13.07.2025 - Bir Körfez ülkesinden kısa gözlemler…
11.07.2025
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Mehmet Bayram
Bakın Miroğlu eğer birileri tarafından tetikci değil ve özel göreviniz yoksa Ben bir Türk olarak KCK nın halkın kendi kendini meçlisler aracılığıyla denetlediği yönettiği bir sistem olduğunu okuduklarım ve yaşananlardan anlıyorum.Bu durumda sistemi rahatsız ettiği için kirli yollara başvurarak tıpkı ergenekon olayı gibi asıl suçları ortaya çıkarmak değil AKP nin kendi muhaliflerini susturmanın aracı durumuna getirdiğini ve tıpkı bu olayda yani KCK da sizin gibilerin çabalarıyla oraya gidiyor.