Fehmi KORU
Her ne kadar üzerinde ‘adalet’ yazan pankartlı yürüyüşte ‘CHP’ kimliğinin vurgusu asgariye indirilmiş olsa da, 9 Temmuz günü bir mitingle Maltepe’de sona ermesi beklenen eylem, CHP için bir ‘fırsat’…
Üzerindeki uyuşukluğu atmak.. yakın-uzak çevrelerin ilgisini çekmek.. kendisinden her gün söz ettirerek tabanda kaybolmaya yüz tutmuş umutları diriltmek..
Evet bütün bunlar için büyük bir fırsat ‘uzun yürüyüş’…
Nitekim, 20 gündür yürüyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun eylemi bütün bunlara zemin teşkil etti.
Yürüyüş ‘adalet’ sözcüğünü öne çıkarınca…
Fırsat bu, tamam ama, bu fırsatı CHP nasıl elde etti peki?
Aynı soruyu şöyle de sorabilirim: O pankartın üzerinde ‘adalet’ dışında herhangi bir sözcük yazıyor olsaydı, aynı eylem şimdiki kadar ilgi çeker miydi?
Hayır, zerre kadar ilgi çekmez, yürüyüş de birkaç gün içerisinde tavsardı.
Ülkemizde bugün ‘adalet’ sözcüğü telâffuz edildiğinde zihinlere derhal üşüşen bir dizi yanlış gelişme ve o gelişmelere eşlik eden çok sayıda sorunlu uygulama var.
Toplumda karşılığı bulunduğu için yürüyüş ilgi çekiyor.
AK Parti kadrolarının da bu gerçeği görmeleri gerekiyor.
Yürüyüş başlayalı 20 günü geçti; AK Parti’den çıkan eleştirel değerlendirmelere bakıldığında, iktidar partisi çevrelerinin bu gerçeği tam olarak fark edemedikleri görülebiliyor.
Onlar, CHP’yi mazisiyle vurma, yürüyenler ile 15 Temmuz hain darbe girişimi arasında ilişki kurma, eylemi PKK ve FETÖ isimleri eşliğinde mahkum etme çabasındalar.
Etkili olamadıkları meydanda.
Nedeni de belli: Ülkemizde her iki insandan birinin ve hemen her ailenin yolu mahkemelerden geçiyor; fertlerinden en az birinin yargı ile işi bulunmayan pek az aile var. İnsanlar ‘adalet’ sözcüğünü işittiklerinde derhal kulak verecek kadar konuyu kendilerine yakın görüyorlar.
Yolu mahkemelerden –henüz– geçmemiş olanlar bile konunun öneminin farkındalar.
CHP insanları doğru bir yerden yakalamış durumda.
İşte AK Parti’nin –henüz– anlamadığı da bu: ‘Adalet’ kavramının bireyler için önemi…
Oysa kendi tabanı –hatta çekirdek kadrosu– bile, geçmişte kendilerine yapılmış haksızlıklar yüzünden, ‘adalet’ konusunda hassas Adalet ve Kalkınma Partisi‘nin…
Siyaset fırsatları değerlendirme sanatıdır da aynı zamanda; CHP yakaladığı bu fırsatı iyi kullanıyor.
AK Parti farklı değerlendirdi
Peki yürüyüş AK Parti için de bir ‘fırsata’ dönüştürülemez miydi?
Elbette dönüştürülebilirdi; tabii yürüyüş başladığında duruma doğru bir teşhis konulabilse ve toplumda sıkıntılara sebep olmuş yanlışlıkların giderilmesi yolunda birkaç adım atılabilseydi.
AK Parti bunu yapmak yerine, önceleri konuyu CHP’nin bir milletvekilini ceza almaktan kurtarma manevrası olarak gördü; bunun yanlışlığı ortaya çıkınca da yürüyüşü kendi varlığını tehdit eden bir ‘kumpas’ olarak değerlendirdi.
Öyle değerlendirmeye devam ettiği için de, dikkatini bütünüyle eylemin o sonuca ulaşmaması üzerinde yoğunlaştırdı.
Bir siyasi parti için bütün mesele iktidarını devam ettirme olduğunda sorunlar çıkması kaçınılmazdır. AK Parti son 5-6 yıldır bu kıskaca kendisini soktu. Daha önceleri ülkenin önünü açtığı ve kendisine yeni toplumsal destekler kazandırdığı görülmüş kuruluş felsefesine uygun icraatlara imza atan AK Parti, son zamanlarda yalnızca iktidarını daha uzun yıllar sürdürmeye yarayacak davranışlar sergiliyor.
İktidarda kalıyor, ama ne pahasına…
Halbuki, ‘adalet’ kavramını ön plana çıkaran muhalif eylem, ‘uzun yürüyüş’, kendisini soktuğu kıskaçtan AK Parti’nin çıkışını sağlayabilecek bir uyarı fişeği yerine geçebilirdi.
Daha kendinden emin davranabilse ve ‘demokratik hukuk devleti’ ilkesi etrafında adımlar atabilseydi.
OHAL’li yönetimden vazgeçerek işe başlayabilirdi pekala.
Mahkemelerin anayasada yazılı olduğu üzere ‘bağımsız’ kimliğe bürünmesini sağlayacak ve bazı kesimlerde var olduğu açıkça görülen ‘mağduriyet’ hissini ortadan kaldıracak tasarruflarda bulunabilirdi.
Bunun bütün mekanizmalarını derhal devreye sokup sonuç almasını da sağlayarak…
Fırsat kaçmış mıdır?
Kaçmak üzere.
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025