Fehmi KORU
Bir yazıdan hareketle doğru bilinen yanlışlar ya da çakma bilgi çöplüğü olan ülkemiz…
29.07.2018
1619
Yazı şöyle başlıyor:
“CIA eski direktörü Graham Fuller, İslamsız Dünya kitabında diyor ki,
‘ABD’nin dünya hâkimiyeti önündeki tek engel Sünni Müslümanlardır.
Vahhabilerle ortak çalışıyoruz, Şiileri kullanıyoruz.
Sünni iktidarın yıkılması, Sünniliğin kalesi olan Türkiye’nin yıkılması ile mümkündür.”
Araya *** konulmuş, uzun yazının girişinin hemen devamında da şu satırları okuyoruz:
“Bilmediğimiz bir şey değil…
İngilizler, Osmanlıyı bunlarla parçaladı.
Ve asırlardır, Sünni Anadolu Müslümanlarıyla savaşları hiç azalmadı.
Osmanlıdan sonra, Kur’ân-ı kerim, Hadis-i şerif ve ilmihal kitaplarını okumak devlet eliyle yasaklandı (!)
Âlimler darağacına çekildi…
Ezan-ı şerif, zorla Türkçe okutulmaya başladı.
Sonra bu yasaklar kırıldı…
Ama oyun ve tuzakların ardı arkası gelmedi.”
Aslı astarı olmayan ifşaat
Vay canına.
Vaktiyle ‘CIA direktörlüğü’ yapmış biri bu denli açık sözlü olacak ve büyük bir planı hiç lafını eğip bükmeden bu açıklıkla kendisi deşifre edecek…
Ne kadar heyecanlandığımı tahmin edemezsiniz.
‘İslamsız Dünya’ kitabının bende İngilizcesi var, e-kitap olarak… Okurken farkına varmadığım bu ifşaatın kitabın kaçıncı sayfasında yer aldığını öğrenmem o yüzden kolay…
Ancak aa o ne, o iki cümlede yer alan belirli sözcükleri defalarca aratmam bir sonuç vermiyor… Kitabın İngilizcesinde öyle iki cümle bulunmuyor…
E, ne yapabilirim?
Bu defa kitabın Türkçesine başvuruyorum, yine bir e-kitap olarak…
Onda da yok böyle bir ifşaat.
Yok. Sadece bu açıklıkla değil, üstü kapalı bile yok buna benzer ifadeler…
İşin aslı, kendisinden söz edilen ansiklopedi maddelerinde Fuller için ‘CIA direktörü’ sıfatı da kullanılmıyor. Kabil’de (Afganistan) yaptığı istasyon şefliği CIA’de aktif en yüksek makamı. Bir de CIA içerisindeki ‘Ulusal İstihbarat Konseyi’ adlı birimin başkan yardımcısı imiş eskiden…
Fuller Türkçe de bilen, Türkiye’de ve Türkçe konuşulan coğrafyanın bazı ülkelerinde de görev yapmış bir CIA mensubu.
Türkçe dışında bir yığın (Arapça ve Farsça da dahil) dil biliyor. Hatta meraklısına yabancı dillerin nasıl kolayca öğrenilebileceğini anlatan bir kitabı da var.
Bunlar bildiklerimiz.
Ancak bu yazının girişinde yer alan o müthiş ifşaat yazarın sözünü ettiği kitapta yok.
Daha da önemlisi, kitap bir ifşaat kitabı da değil.
“Şunu kullandık, bundan sonra şunu yapacağız” türünden açıklamalarla istihbarat birimlerinde çalışmış üst düzey birilerinin anılarında karşılaşılabiliyor.
Oysa ‘İslamsız Dünya’ bir anı kitabı değil.
Aynı alıntı başka yazılarda da var
Dikkat ettiyseniz alıntı yaptığım yazarın adını vermedim, vermiyorum.
Sebebi şu: Ondan önce de başkaları kelimesi kelimesini aynı cümlelerle ve aynı kitaba atıfta bulunarak olmayan ‘ifşaatı’kullanmışlar. Bir kişi de değil, çok kişi…
Yazarın bütün yaptığı kendisinden önce aynı alıntıyı yazılarında kullananlara güvenmek; “Kitaba bakayım, okurlarıma hangi sayfada yer aldığını da belirterek muhtemel araştırmacıların yolunu kısaltayım” dememek…
Bu konularda titizim. Çünkü, benimle ilgili de, bana ait olmayan, gerçek-dışı bir çok çakma bilgi gerçekmiş gibi çoğaltılıp duruyor.
Bir gün bile uğramadığım bir kentte (İngiltere/Exeter) eğitim aldığımla başlayıp gidiyor tezviratlar. En son biri, İngiltere’ye ayak basmamış kayınpederimin Kraliçe tarafından sarayın istihbarat odasında ağırlandığını bile yazabildi.
Gülüp geçiyoruz, ama insanlar bu ve bunlara benzer yaveleri okuyor, onlardan kanaat sahibi oluyor.
Herhalde okurlarından biri yazara yaptığı yanlışı hatırlatmıştır ve düzeltme yapar düşüncesiyle bir sonraki yazısını bekledim.
Bugünü.
Altına not düştüğünü görünce ümitlendim de… Ancak not, yazarımızın seyahat halinde olduğu için yazısını kısa tutmak zorunda kaldığı özrüymüş. Okurları onun üç gün önce yazdığını hala doğru biliyor.
Önemli mi?
Elbette önemli. Çünkü olmayan ifşaatı gerçek sanmak alıntıyı yapan yazarın tezini güçlendiriyor; o alıntı olmasa ona yer veren yazıların çoğunun tezi de havada kalıyor. Yazılar Fuller‘ın o cümlesini gerçek bilmek üzerine oturtuluyor genellikle.
Üzücü bir durum. Yazar adına da üzücü, okurlar adına da…
Eminim, benim okuduğum yazıyı okuyanların çoğu, o alıntıyı gerçek sanıp birbirlerine “Gördün mü, adam her şeyi ifşa edivermiş; Sünni iktidarı yıkmak için Sünniliğin kalesi olan Türkiye’nin yıkılması gerekiyormuş; şimdi bunu yapıyorlar işte” diyorlardır.
Fuller’in AK Parti’yi öven kitabı var
Graham Fuller en son ülkemiz gündemine 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında hakkında çıkarılan yakalama kararıyla girmişti. Darbe günü Büyükada’da düzenlenen bir seminere katıldığı, ardından kendisini Amerikalıların özel bir uçakla kaçırdığı doğruluğu şüpheli haberi üzerine…
Daha önce ise, Türkiye’yi ve onu yönetmekte olan AK Parti’yi öven 2008 tarihli ‘Yeni Türkiye Cumhuriyeti: Yükselen Bölgesel Aktör’ diye dilimize çevrilen kitabı yüzünden AK Parti karşıtları tarafından tefe konulmaktaydı Fuller…
Şu paragraf o kitaptan:
“Gelecek ne getirirse getirsin, bir şey kesindir: O eski, öngörülebilir ve sadık Amerikan müttefiki olan Türkiye artık tarihe karışmıştır. (…) Her ne kadar bu süreç, Washington’un ‘müttefik’ bir Türkiye’ye sahip olduğu o eski güzel günleri aramasına sebep olabilirse de, yeni Türkiye aslında gerek kendi çıkarlarına ve gerekse bölgenin genel istikrarına muhtemelen daha iyi hizmet edebilir. Eminim ki münevver Amerikan gözlemciler, demokratik süreci güçlendirip derinleştirmiş, sorunlu ve çalkantılı Orta Doğu bölgesinde bir istikrar abidesi olan böyle bir yeni Türkiye’nin varlığını takdir edeceklerdir.” (s. 321+325).
Zaten ben de bu cümleleri ihtiva eden kitabı okuduğum için yeni ifşaatın peşine “Acaba?”sorusunu sorarak düştüm.
Vardığım sonucu size de sunuyorum.
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025