Fehmi KORU
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ABD’nin Türkiye’ye ‘yaptırım’ uygulamasıyla ilgili konuşmama kararını dün bozdu ve iki ülke arasındaki tarihsel sıcak ilişkiler ile kendi dönemlerindeki yardımlaşmaları hatırlattıktan sonra “Sayın Trump çok büyük oyuna gelmiştir” tespitinde bulundu.
Hiç umudum yok, ama yine de yaptığı açıklamanın Washington’daki karar vericiler tarafından dikkatle okunmasında yarar görüyorum.
Umudumun azlığı, Donald Trump‘ın en dikkat çekici örneğini teşkil ettiği ‘popülist’ diye adlandırılan lider tipinin özellikleri yüzünden…
Trump ve benzerleri -kendi tarihimizden de biliyoruz- etrafına akıllı ve bilgilileri toplamak, sağduyu sahiplerine kulak vermek, geçmişten ibret almak gibi özelliklerden uzak kişiler…
Şu sıralar uzun yıllar New York Times‘ta kitap eleştirileri yapmış Michiko Kakutani‘nin ‘Death of Truth: Notes on Falsehood in the Age of Trump’ (Gerçeğin Ölümü: Trump Çağında Gerçekdışılık Üzerine Notlar) adlı yeni çıkan kitabını gözden geçiriyorum.
Herhalde Külliye’de kurulmakta olan kütüphaneye getirtip didik didik ettirmişlerdir Pulitzer armağanlı yazarın kitabını. Kiminle, nasıl bir tiple muhatap olunduğunu anlamak için bu kitap en uygun yol arkadaşı çünkü.
Yazar, kitabının pek çok yerinde Trump ile tarihin iyi bilinen bir şahsiyetini karşılaştırıyor: Adolf Hitler‘i…
Kendisiyle yapılmış bir mülakatta (Rolling Stones dergisinin son sayısında) Harukami‘ye bu bir soru olarak yöneltiliyor. Cevabının bir bölümünü aktarayım:
“İki karakter arasında -bulaşıcı narsisizm, mübalağacılığa düşkünlük, yalancılık, baskı uygulama ve insanları kullanma gibi- benzerlikler var. Hitler’in iktidara gelişi ile Trump’ın yükselişi arasında da paralellikler kurulabilir. Yalancılığını ölçüsüz bir propaganda makinasına dönüştürmesinden dinleyicilerinin korku ve saplantılarını, başka politikacıların karşısına çıkma konusundaki ödlekçe başarısızlıklarını Makyavel tarzı manipüle edişine kadar…”
Acımasız cümleler bunlar; ancak tipi anlamaya yarayan tespitlerle dolu bir kitap ‘Gerçeğin Ölümü’…
Yukarıda “Kendi tarihimizden de biliyoruz” dememin sebebi, günümüzde karşımıza Donald Trump kimliğiyle çıkan tipin -bir çok özellikleri farklı olsa da ülkeye yaşattıkları sebebiyle benzeşen yönleri de bulunan- geçmişteki bir yerli tipi andırmasıdır.
Pek çoklarımızın ‘kahraman’ gözüyle baktığı, zamanında en kalabalık hayran kitlesine sahip olmuş Enver Paşa…
Onu da bana düşündüren İlber Ortaylı‘nın bu Pazar günü için Hürriyet‘teki yazısını Enver Paşa‘ya ayırması oldu.
Bütün rütbelerini sınıf arkadaşlarından önce kazanmış, daha 27 yaşındayken kendisinden ‘Hürriyet kahramanı’ diye bahsedilir olmuş, askeri başarılarıyla devletin bütün nişan ve madalyaları kendisine tevcih edilmiş bir komutan ve siyaset adamıydı Enver Paşa.
“Enver Paşa’nın hayatındaki hata” diye başladığı paragrafı şöyle tamamlıyor İlber Ortaylı:
“Enver Paşa’nın hayatındaki hata, üstün görünenin içindeki zaafı görüp tenkitçi gözle arayıp bulamamasıdır. O zamanki Osmanlı Türk ordusunun genç komuta grubu içinde Kazım (Karabekir), Esad Paşa, Fevzi Paşa, Ali Fuad ve tabii Mustafa Kemal Bey gibi değerli kurmaylardaki bu tutum Enver’le onların arasında 1914’ten itibaren bir açıklık yaratacaktır.”
Üç paşalar –Enver, Cemal ve Talat– kurdukları İttihat ve Terakki Partisi ile devleti ele geçirecek, ülkeyi yenilip topraklarının çoğunu kaybetmeyle sonuçlanacak büyük savaşa sokacak, savaş sonrasında yabancı diyarlara gitmek zorunda kalacaklardı. İkisi –Cemal ve Talat paşalar- Ermeni suikastçılar tarafından öldürülecek, Enver Paşa ise henüz 42 yaşındayken Tacikistan’da Rus askerlerinin açtığı ateşle şehit düşecekti.
Benzerlik nerede?
Murat Bardakçı belge zengini ‘Enver’ kitabının girişinde Harp Okulu’nda ondan iki sınıf ileride olmuş Şerif Köprülü‘nün 1922’de çıkmış ‘Harb-i Umumi Bidayetinde Üçüncü Ordu, Sarıkamış İhata Manevrası ve Meydan Muharebesi’ başlıklı kitabından Enver Paşa‘nın karakter tahlilini aktarır.
Okuyalım:
“…Hiçbir gün ‘Acaba benim düşünceme muhalif olan şu hüküm doğru olamaz mı?’ dememiştir, diyemezdi. Bu sebeple fikir ve ilim terbiyesi sınırlı bir daireden dışarı çıkamamıştır. Enver, ‘idefiks’ ile örülmüş, tıpkı sert bir ceviz gibi, çetin ve küçük bir dimağ sahibi olarak kaldı. Gözü birşeyden yılmaz, emsalsiz bir şahsi cesarete sahip, önemli meselelerde kendi nefsinden başka kimseye itimat edemez, müstesna ruhlu bir ucubedir.
…Enver’e göre şu işin çözümü yalnız bir şekildedir, o şekil de Enver’in aklına esen şekildir. (…)
…En mühim bir nokta da Enver’in ruhi kimliğidir. Hakikaten, inkılap tarihimizde bu kadar mühim bir mevki işgal eden, memleketi -Berlin’den Selanik’e koşarak- 31 Mart trajedisinden çekip kurtaran ve şöyle eden, böyle eden bu genç cesur ve fedakar Enver bir hain, bir cahil mi idi?…
Enver, hain değildir. Yalnız, büyük kumandanlık bahsinde kuvvetleri düzgün kullanmak denen mühim faziletten hissesini hiçbir şekilde alamamıştır. Biz buna sokak Türkçesi ile hain adam deriz.
…Enver cahildir. Diğer manasiyle Enver başkumandan olduğu zaman, hakiki bir başkumandanın maiyetinde ikinci kurmay subay olabilecek yaşta idi. Akıl, ancak dâhi yaratılmış nadirler için yaşta değil baştadır, halbuki Enver dâhi değildir.
Öyle ise Enver nedir?
Enver bir hayaller hastası, bir şöhret hırslısıdır. Fakat en farkettirici ve ayırıcı özelliği, bir ihtilal tiryakisi olmasıdır. Allah onu hiç birşeyden korkmaz, herşeyi kendine maledip idaresi altına almaya, herkesi küçük görmeye mahkum bir hilkatte yaratmıştır. Herşey, hatta memleketin hayatı bile, Enver’in nazarında bir hiçtir.” (M Bardakçı, Enver, s. 25).
Trump‘ın hasletleri yönünden bir Enver Paşa olmadığı kesin, ancak karakterlerin zaaf haritasında bazı benzerlikler olduğu da ortada.
Bakalım, Trump, yanıltıldığı yolundaki Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ın uyarısı üzerinde düşünüp kendisine farklı bir yol seçecek mi?
Ben umudumun olmadığını söyledim, siz ne düşünürsünüz, seçer mi?
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025