Fehmi KORU
Bir süredir iktidar partileri sözcülerinin dillerinden düşmeyen ‘beka’ sözcüğü ile ilgili yazılmadık pek bir şey kalmadı. Tartışanlardan kimi, görevi gereği, ülkemizin başbaşa kaldığı bir dizi iç ve dış sorunu birbiri ardına sıralayıp neden ‘Cumhur İttifakı’ tarafından belirlenmiş adaylara oy vermemiz gerektiğini büyük bir itinayla gündeme taşıdı. Kimi de, bencileyin, ‘beka sorunu’ gibi ancak gerçek anlamda tehdit altına düşüldüğünde kullanılabilecek ciddiyette bir kavramı seçime gidilen bir ortamda uluorta kullanmanın yanlışlığına vurgu yaptı.
Sonuçta, yanında veya karşısında yer tutarak ele alanlar, konuyu ciddi ciddi tartıştılar.
Tartıştık.
Beka sorunu HDP ile ilgiliymiş
Galiba yanlış yapmışız. Daha doğrusu, konuyu yanlış anlamış, o yüzden de yanlış yönlere çekmişiz.
Meğer ‘beka sorunu’ denilen şey HDP’nin varlığı imiş… “Beka sorunu var” diyenler, “İster CHP’ye, ister İYİ Parti’ye, isterseniz Saadet Partisi’ne oy verin, bizim adaylarımızdan başkasına vereceğiniz oylar HDP’nin kâr hanesine yazılır, HDP’nin kârlı çıkması ise teröre destek anlamı taşır” demek isterlemiş…
Bunu neden ilk ifadelerinde açık etmediler bilemiyorum, ama son zamanlarda AK Parti tarafından itibar edilen köşelerde yazılanlar tam tamına bu denklemi kurmamıza imkan tanımaktalar. [Bir örnek yazı bugünün tarihini taşıyor.]
HDP’nin cumhurbaşkanı olarak çıkardığı ve halktan hiç de azımsanmayacak bir oy almış Selahattin Demirtaş’ın uzun süredir cezaevinde misafir edilmesi, HDP’den seçilmiş bazı milletvekillerinin mahkeme mahkeme dolaşmaları ve tutuklu yargılanmaları da herhalde aynı sebepten… HDP’li belediyelerin çoğunun ‘kayyım’ eliyle yönetildiğini de unutmuş değilim.
‘Beka sorunu’ yüzünden oluyormuş bütün bu olanlar…
Türkiye’nin ‘terör’ diye bir sorunu bulunduğu ve bunun binlerce cana mal olduğu bir gerçek. Terörle mücadeleye ayrılan enerji ve imkanların ülkenin kalkınmasını baltalayacak boyutlarda olduğuna da hiç kuşku yok. Türk Silahlı Kuvvetleri ile güvenlik güçlerinin neredeyse bütün mesaisi terörle mücadeleye ayrılıyor. Sınır ötesi askeri harekatlar bile yine teröre yönelik tedbirlerle ilgili.
Bu tabloyu tersine çevirebilsek, terörü bir çırpıda kökünden yok edebilsek ve ülkenin bütün enerjisi ile imkanlarını çok daha verimli alanlarda değerlendirebilsek herhalde bu yüzyılın en büyük kalkınma mucizesini Türkiye gerçekleştirebilir.
Olabilir bir şey midir bu?
Dünyada Türkiye’nin neredeyse 40 yıldır baş etmeye çalıştığı türden etnik kökenli teröre muhatap olmuş başka ülkeler de var. Geçmişte de vardı, bugün de öyle ülkeler bulunuyor.
Etnik kökenli teröre geçmişte muhatap olmuş ve kanlı olaylar yaşanmış bazı ülkeler sonunda bu işin üstesinden geldiler. Halen aynı türden teröre maruz kalanlar arasında da yine benzeri bir başarıyı yakalamak için gayret gösteren ülkeler olduğu da biliniyor.
Terör gerçekten de buna maruz kalan ve can-mal-itibar kaybına uğrayan ülkeler için bir ‘beka sorunu’ teşkil ediyor.
Ülkenin adı İngiltere olsa da ediyor, Sri Lanka olsa da…
HDP’ye veya onun gibi bir partiye olan ihtiyaç
Acaba terör belasına müptela ülkelerden sorunu çözmüş olanlar bunu nasıl sağladılar? Halen terörü yok etmek için gayret eden ülkeler hangi yöntem/ler ile bu beladan kurtulmayı umuyorlar?
Çok yolu-yöntemi var da terörden kurtulmanın, hemen hepsinin reçetesinde bizdeki HDP türü bir partiden yararlanmak mutlaka bulunuyor.
Öyle partilere siyasi sistem içerisinde yer aldıkları ülkelerde de kızılıyor, kitleler varlıklarından rahatsızlık duyuyorlar, ancak siyaset onlardan yararlanmanın yollarını arıyor ve bulanlar çözüme de yaklaşıyorlar.
Türkiye de o yolu denedi. Denedi, ama beceremedi. İlk denemelerin başarısızlıkla sonuçlandığı başka ülkeler de var; yeniden denediler ve bir çoğu başarıyı öyle buldu. Bizde de terörün bütünüyle ortadan kaldırıldığı günler mutlaka gelecek.
O günlerde HDP gibi bir partiye belki ihtiyaç olmaz, ama belki de esas ihtiyacın o sırada duyulması da mümkündür. Sırf böyle bir ihtimal düşünülerek bile, siyasetin kanalını açık tutmak gerekir.
Kızabiliriz. Rahatsızlık duyabilir ve tahammül sınırlarımız zorlanabilir. Ancak siyaset bunu normal kuralları içerisinde yumuşatıp uygun bir hale sokmanın da sanatıdır. Esas HDP’lilerin işinin zor olduğunu, onların iki taraflı baskılar altında bulunduğunu görmeliyiz.
“Ülkemizin beka sorunu var” görüşünü sıklıkla tekrarlayan ve bunu HDP ile ilgili dile getirenlerin de bu gerçeği bilmesinde yarar var.
Siyaset ortamı nefessiz kaldığında ülkede ‘beka sorunu’ kendini daha güçlü hissettirir; bunu da asla unutmayalım.
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025