Fehmi KORU
AK Parti’nin önemli isimlerinden -genel başkan vekili- Numan Kurtulmuş’un, dün öğleden sonra, “Nihayetinde bir savaşa giriyoruz” dediğini işittiğimde aklımdan “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan nerede?” sorusu geçti.
Sırbistan’daymış…
Bütün dünya bugün Türkiye’nin Suriye’ye operasyon hazırlığını Donald Trump’ın kimi şaşırtıcı kimi küstah twitter mesajlarının eşliğinde tartışırken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülke dışında bulunmasının ne anlam taşıdığını düşünmeden edemedim.
Müdahale yapılacak kararlılığına bağladım bu durumu…
Önceki gece (Pazar) Trump’la telefon görüşmesi yapmış Cumhurbaşkanı; ne konuştularsa, ABD başkanı askerlerini Suriye’nin kuzeyinden çekmeye ve Türkiye’ye yol açmaya karar vermiş; kararını ilgililere de tebliğ etmiş… (Saat farkı yüzünden bizde gece iken Washington’da henüz mesai bitmemiş oluyor.) Belli bir bölgeden Amerikan askerleri çekilmeye de başlamış…
Senaryonun ilk bölümü
İyi de, biraz önce ajansların fotoğraflı olarak duyurduğu, Suriye’nin Simelka sınır kapısından PYD/YPG militanlarına ulaştırılmak üzere silah yüklü 80 TIR’ın geçmesi haberini nasıl yorumlayacağız?
Amerikan askerleri Suriye’nin kuzeyinden çekilmeye başladığına göre, PYD/YPG militanları, daha önceden gelmiş yüzlerce TIR’dan teslim aldıklarıyla birlikte bu yeni 80 TIR’lık konvoydaki silahları kime karşı kullanacaklar?
Washington’un galiba önceden yazılmış bir dizi senaryosu var.
Dizinin ilk bölümünün senaryosunun ana hatları şöyle: Kendisine gelen telefondan etkilenen Trump asker çekme kararını derhal uygulamaya koyuyor… Pentagon benzer bir karar yılbaşında alındığında Trump’a geri adım attırmıştı. (Dizi zaten o güne flash-back yapılarak başlıyor.) Bu defa sessiz kalıyor Pentagon, ama sessizce 80 TIR’ı daha sınırdan geçirerek takviye yapıyor… Bu arada Trump’ın ne kadar dostu-düşmanı varsa hepsi Türkiye’nin Suriye’ye girmesiyle sonuçlanacak asker çekme kararına sert açıklamalarla itiraz ediyorlar… AB, tek tek Avrupa ülkeleri, BM Türkiye’ye “Yapma, etme” açıklamaları gönderiyorlar… Dünya medyasında bütün gün hiç de hoş olmayan sıfatlar eşliğinde Türkiye konuşulup tartışılıyor…
Dizinin dünle ilgili bölümü böyle. Senaristler gün gün her şeyi kayda geçirmişlerdir, ancak ilk bölümün sinopsisi bana göre bu.
Rahatsızlık duymadığımı söyleyemem.
Ya dizinin bundan sonraki bölümlerinin birinde, aklı evvel biri olduğu defalarca sınanmış ve onaylanmış Trump’ın, kendisini eleştirenleri yatıştırmak amacıyla yayımladığı ve kendisinden “Eşsiz bir bilge insan” diye söz ettiği Twitter mesajında yer alan “Çizgimin dışına çıkarsa Türkiye, Türk ekonomisini mahvederim” tehdidini hayata geçirmesi de yer alıyorsa?
O ‘çizgi’nin ne olduğunu Trump’ın kendisinden başka bilen var mı?
Neden rahatsız olduğumu herhalde anlamışsınızdır.
Tarihte ne oldu?
Biraz daha açayım:
Neredeyse üç yıl önce, geçmişin bizi de ilgilendiren karmaşık olaylarından birinin yakın zamanlarda bulunan bir belgeyle gün ışığına çıkmasından söz etmiştim.
İsterseniz okuduğum Daily Telegraph gazetesinden gazeteci James Barr’ın kaleme aldığı ‘A Line in the Sand’ (Kumda Çizgi) adlı Ortadoğu’nun İngilizler eliyle yeniden oluşturulduğu dönemi anlatan 454 sayfalık kitabın ilgili bölümünü aktarayım:

Kitabın en başlarında daha önce sorulsa da cevabı alınamayan bir soru karşılığını buluyor.
Şu soru: “Filistin’de kendi devletlerini kurmak üzere örgütlenmiş Yahudi teröristlerin İngiliz yönetimini sona erdirmek üzere sahneledikleri eylemleri kim finanse ediyor, onlara silâhları kim sağlıyordu?”
Barr’ın ‘Yahudi terörist örgüt’ diye andığı Hagana örgütü idi; örgütün en görkemli eylemi de, 22 Temmuz 1946’da İngilizler’in Filistin’de karargâh olarak kullandıkları King David Oteli’nin bombalanması…
Değişik milliyetlerden 91 kişi hayatını kaybetmişti o eylemde…
Hagana örgütünü kim finanse ediyor, militanlarına silâhları kim veriyordu?
Yazar, 2007 yılında, daha önce günyüzü görmemiş bir belgeyle karşılaşır; daha doğrusu yukarıdaki soruya cevap teşkil eden birkaç cümleyle…
İngiliz istihbarat örgütü MI5’ın bir görevlisi 1945 yılında Ortadoğu’yu dolaşmış, dönüşte dış istihbarat birimi MI6’ten bazı ajanlarla da görüşmüş ve izlenimlerini bir rapor haline getirmiş…
Raporda dikkat çeken cümleler şunlar:
“Teröristler Fransızlardan destek alıyor gibi. (..) Biz ‘çok gizli’ bazı kaynaklardan Fransız görevlilerin bölgede Hagana’ya gizlice silâh sattığını öğrendik; ayrıca Filistin’de huzursuzluk çıkarma niyetleriyle ilgili raporlara da ulaştık.”
Bilindiği gibi, Birinci Dünya Savaşı sırasında, İngiltere Fransa ile el ele vererek sonunda Osmanlı Devleti’nin tarihe karışmasını getirecek bir işbirliği ile Ortadoğu’yu birlikte yeniden dizayn etmişlerdi.
‘Sykes-Picot anlaşması’…
İngiliz ajanın raporunu yazdığı sırada (yıl 1945) Fransa Nazi işgali altındaydı ve İngiliz askerleri Fransa’nın işgalden kurtulması için Almanlar ile savaşıyordu…
“Biz” diyor Barr, “Fransa kurtulsun diye savaşır ve ölürken güya müttefikimiz olan Fransızlar İngiliz askerleri ve görevlilerini Filistin’de öldürsünler diye Yahudi teröristlere gizlice arka çıkıyorlardı.”
Bu kadar…
Ne diyorsunuz?
Önemli olan sonuçtur
Geçmiş bugünleri anlamak için önemlidir: Dün Fransız İngiliz’e bunu yapar, İngiliz zaten istediği sonuca (Filistin’de İsrail devleti kurulmasına) yol açacağını bildiği için yapılana göz yumar.
Yukarıda alıntıladığım satırlar bunu anlatıyor.
Tarih okuyanlar böyle ortamlarda ava giderken avlanma ihtimalinden rahatsızlık duyarlar.
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025