Fehmi KORU
Neredeyse iki haftadır ABD başkanı Donald Trump’ın söyleyip yazdıklarını ânı ânına takip edip notlar aldığım için olacak, daha önce gözümden kaçmış bir şeyi sonunda fark edebildim: Amerika’yı ve bir dereceye kadar dünyayı parmağında oynatan Trump’ta zaman mefhumu yok…
Önce “Türkler ile Kürtler yüzlerce yıldır savaşıyorlar” dedi. Orada kalmadı, “Kürtler ile Suriye’de müttefiktik, ama Birinci Dünya Savaşı’nda, Normandiya’da yanımızda yoktular” diye devam etti.

Önceki gün, İtalya cumhurbaşkanı Sergio Mattarella’yı kabulü sırasında, “ABD ile İtalya ortak kültürel ve siyasi mirasla birbirine bağlıdırlar” sözünü “Kadim Roma’ya kadar dayanan binlerce yıllık bir tarihimiz var” diye tamamladı. ‘Kadim Roma’ dediği MS 476 yılında ömrünü tamamlamış bir imparatorluk; yani ABD’nin kuruluşundan tam 1300 yıl önce. [Trump misafirinin adını Mr. Mozzarella diye de teleffuz etti; tercümeyi yapan kadının telaşı o sırada yüzüne vuruyordu.]

Bugün de, Ankara’da varılan mutabakat sonrasında sevincini belli etmek için attığı Twitte, “Uygarlık için muhteşem bir gün. (..) İnsanlar bu anlaşmaya varmak için yıllardır uğraşıyorlar” ifadelerine yer verdi.
Başında bulunduğu ülkenin hangi yıl kurulduğunu bilmediğini varsayamayacağımıza, misafiri devlet adamına karşı ‘Kadim Roma’ demesinden İtalya’yı değil Roma İmparatorluğu’nu kast ettiği açık olduğuna göre, -tabii ondan önceki kafa karışıklıklarını da hesaba katarsak- biraz önce sizinle de paylaştığım sonuç kendiliğinden ortaya çıkar: Trump’ta zaman mefhumu yok…
‘Uygarlık için muhteşem bir gün’ nasıl olabilirdi?
Dün varılan mutabakatın ‘uygarlık için muhteşem bir gün’ övgüsünü hak etmesi için bir sebep bulunmuyor.
‘Uygarlık için muhteşem bir iş’ tespiti, iki haftadır savaşla çözüme kavuşturulmaya çalışılan uluslararası soruna, daha en baştan tek bir kişinin burnu bile kanamadan çözüm bulunmuş olsaydı o durumda kullanılabilirdi.
İki hafta boyunca yaşananlar yaşanmadan…
Nasıl mı?
IŞİD’le mücadele edilirken yanında bulduğu ve yürüttükleri teröre karşı savaşta ittifak kurdukları Kürt örgütlerin, o mücadele bittiğinde, ABD ile yakın dostluktan yararlanarak kendi ajandalarını gerçekleştirmek için çaba göstereceklerini hesap etmeliydi Washington.
Hatta henüz IŞİD’le ortak mücadele devam ederken, NATO’da müttefiklik ilişkisi içerisinde bulunduğu Türkiye’nin hassasiyetlerini de kollayan bir yol izleyip, bu bölgeden çekilmesi gerektiğinde, NATO müttefiği ülkenin sınır güvenliğini kendisi düşünüp savaşta müttefiği olan gruplara Ankara’da dün varılan mutabakattan çok daha ileri bir çözümü kendisi telkin edebilirdi pekala ABD.
Dostlar gerçekten dost iseler birbirlerini böyle kollarlar.
ABD, şu iki hafta içerisinde, NATO’da müttefiği Türkiye’ye de, IŞİD mücadelesinde müttefikmiş gibi davrandığı -ama sonrasında “Onlar da melek değiller” diye kullanıp kenara attığı- gruplara da dost gibi davranmadı.
Biraz açayım:
Bölgeden askerlerini hesapsız kitapsız çektiğinde nasıl bir gelişme yaşanacağını bilmiyor olamaz ABD.
Türkiye’ye bir yandan askerlerini çekerek müdahale için ‘yeşil ışık’ yakarken, diğer yandan gerektiğinde kullanmak üzere dosyada bulundurma amacıyla gönderildiği belli olan saygısız üslupla yazılmış mektupla “Sakın ha” demesinin yol açacağı süreci de mutlaka hesap etmiştir.
İşadamı mantığıyla Trump da etmiştir, o etmediyse yanındakiler uyarmış olacakları için öğrenmiştir.
Fakat öyle davranmadı Trump.
Ne yaptı?
Yaptığının sonuçlarını bütün dünya gördü.
Her şey olup bittikten, kanlar döküldükten ve bu arada iki hafta boyunca, Türk tarihinde daha önce görülmemiş yoğunlukta en ağır yalanlarla bezenmiş saldırılara bütün dünyada maruz bırakıldıktan sonra, Trump’ın, yardımcısı Mike Pence’i Ankara’ya göndererek kotardığı mutabakatın hiçbir anlamı yok.
Geride bıraktığmız iki haftanın görünen ve görünmeyen faturası herkes için çok ağır. Hatta Trump’ın başkanı olduğu Amerika için bile ağır…
Kaybedenler listesinin en başında Amerika ile Trump’ın adları bulunuyor.
Bize gelince…
Ciddi sorunlarla cebelleşmek zorunda olan bir ülkeyiz; ancak ne hikmetse en başarısız olduğumuz konu da sorun çözmek…
Sorunların çözümü için kolay yollar da vardır, zor yollar da; biz hemen her zaman sadece zor olanı değil sorunu daha da çetrefil hale getirecek çözümü tercih ediyoruz.
Tabii sorunlarımızı çözemiyor, daha da büyütüyoruz.
Savaşla çözüme ulaşılmaz, hele günümüzde hiç ulaşılmıyor.
Ulaştığını sananlar o savaş sayesinde bir kazanıyorlarsa aynı savaş yüzünden pek çok kaybediyorlar…
ABD yönetimi dün ne yaptı? Üç adamını Ankara’ya göndererek sonuç aldı.
Türkiye de kendi bölgesinde bunu yapabilecek hale gelmeli ve bunun yolu da savaştan geçmiyor.
Aslında Türkiye bir zamanlar AK Parti sayesinde az kaldı o hale gelmek üzereydi de…
Umarım, bu olay herkese ders olur.
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025