Fehmi KORU
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), daha önce bir dairesinin Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğuyla ilgili kararı Türkiye tarafından uygulanmayınca, aynı konuyu ‘büyük daire’ olarak görüşmüş.
Çıkan yeni kararın 150 sayfalık kapsamlı bir metni bulunduğunu AK Parti sözcüsünden öğrendik.
Karara göre Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması gerekiyor.
Daha önceki daire kararı da aynı yöndeydi; açılmış farklı bir dava gerekçe gösterilerek tutukluluk hali sonlandırılmadı. Demirtaş 2016 yılı kasım ayından beri cezaevinde.
Yeni kararın bir kez daha aynı yönteme başvurulmasını imkansız kılacak biçimde kaleme alındığı anlaşılıyor.
Öyle de olsa, istenirse yine bir yol bulunarak, tutukluluk halinin devamı sağlanmak istenebilir.
Şimdi iktidarın önündeki soru şu: HDP’de eş-genel başkanlık yapmış, 2007 sonrasında her dönem seçilip milletvekili olarak TBMM’de yer almış, partisinin adayı olarak iki kez cumhurbaşkanlığı seçimine katılmış (2014’te yüzde 9.77, 2018’de 8.40 oranında oy aldı) Selahattin Demirtaş, AİHM kararına rağmen, cezaevinde tutulmaya devam edilmeli mi?
Bu soruya iktidar cephesinde “Edilmeli” cevabının verilmesini isteyecekler olduğunu biliyoruz.
MHP’nin lideri ve başka sözcüleri Demirtaş’ın serbest bırakılması ne zaman gündeme gelse, yalnız Demirtaş’ı değil konuyu gündeme taşıyanları da ‘terörist’ olarak ilan eden görüşler açıkladılar.
Devlet Bahçeli’nin iki hafta önce kamuoyuyla paylaştığı görüş okunmaya değer:
“10 Aralık İnsan Hakları Günü münasebetiyle, yine bildik aydın müsveddeleri, kiralık kalem, sözde gazeteci ve kimliksiz akademisyenlerden mürekkep 805 çürük şahıs sipariş bir zillet bildirisine ortaklaşa imza atmışlardır. İhanet masasının başında mama kuyruğuna girmişlerdir. Özellikle siyasileri içeren bir af çıkarılmasını, Anayasa ve AİHM kararlarına rağmen sözde tutsaklıkları sürdürülen muhalif aydınların, siyasetçilerin özgürlüklerine kavuşturulmasını dile getirmişlerdir. Nasıl olsa dilin kemiği, bölücülerin karakter ve keyfiyeti yoktur. Bölücülük pervasızdır, pişkindir, pisliktir. Bölücülük medyada, üniversitede, belediyede, Meclis’tedir.”
Rutini biliyoruz: İktidarın büyük ortağı (AK Parti) şartlar öyle gerektirdiği için ne zaman ‘reform’ kavramı etrafında yeni düzenlemelerden yana tavır almaya hazırlansa, iktidarın küçük ortağı (MHP) yukarıdaki açıklamada ifadesini bulan görüşlerle bu tavrın yanlışlığını vurguluyor…
Ardından ‘reform’ unutulmaya terk ediliyor…
Sonuncusu bir ay önce olmak üzere bu rutin son yıllarda bir kaç kez tekrarlandı.
İktidar bu kez nasıl davranır?
Anayasa (m. 90) AİHM kararlarını iç hukukun üstünde saydığı ve AİHM büyük dairesi yeni kararını farklı yorumlara izin vermeyecek ve karara uymuş görünürken tutukluluğun devamını mümkün kılacak farklı yöntemlere başvurulmasını da önleyecek keskinlikte kaleme aldığı için serbest bırakma dışında bir yol bulunmuyor.
İlk izlenimler, AİHM yargıçlarının daha önce görmezden geldikleri konunun ‘siyasi’ yönüne de bu defa ağırlık verdikleri yönünde. Burada da kalmayıp TBMM’nin CHP’nin de katılımıyla aldığı milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldıran kararını da, uygulama yönünden sorguluyor AİHM. [“Neden yalnızca muhalefet partilerinin (HDP ve CHP’nin) milletvekilleri cezaevlerine gönderiliyor?” sorusu yer alıyor AİHM kararında.]
Demirtaş için verilen bu karar, büyük ihtimalle, avukatları tarafından cezaevlerinde bulunan diğer siyasi kişilikleri de kapsayacak biçimde yorumlanacak, bu yönde başvurular yapılacaktır.
Türkiye, en başından itibaren, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine taraf olmuş, Avrupa Konseyi üyeliğini kazanmış bir ülke olarak AİHM’ni de tanımış, 1987 yılında AİHM’ne bireysel başvuru yolunu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına da açmıştı. Demirtaş’ın kullandığı işte o hak.
AİHM’ni de içine alan anayasal güvence (m. 90) varlığını sürdürdüğü müddetçe hükümetin yapabileceği bir şey bulunmuyor.
Tabii anayasada değişiklik yapma yolu açık.
[Turgut Özal, başbakanlığı döneminde, Türkiye’yi Avrupa Birliği (AB) üyesi olma yolunda adımlar atarken, 1987 yılında hükümetin AİHM’ne bireysel başvuru hakkını tanıyacağını ilan etmişti. Tanıma işlemini tamamlamak için Strasbourg’a gidildi. Orada AB üyesi olabilecek bir ülkenin başbakanı olarak ağırlandı ve Konsey’de bir konuşma yaptı Özal. Ziyaret dönüşü Özal’ın mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Yakın tanığıyım.]
İşin daha ilginç yönü, AK Parti’nin ülkeyi gerçek anlamda AB’ye tam üye yapma hedefinde kararlı olduğu yıllarda gösterdiği samimi çabalar sonucu, AİHM, ilk bireysel başvuru hakkını Türk Anayasa Mahkemesi’ne devretmişti. 2010 yılında yapılan halkoylamasıyla kabul edilen anayasa değişikliği sonrası, daha önce yalnızca AİHM’ne yapılabilen bireysel başvurular, Anayasa Mahkemesi’ne de yapılmaya başlandı.
Anayasa Mahkemesi bu hakkı kaybedebilir.
Ülkemiz AİHM’nin kararlarına uymayı taahhüt ettiği halde Demirtaş ile ilgili kararı uygulamazsa ne olur?
Normal şartlarda olacak şudur: Kararın tebliğ edilmesi sonrasında Demirtaş’ın avukatları mahkemeye başvurur ve AİHM kararının uygulanmasını talep eder. Mahkeme de anayasanın açık hükmünü göz önünde tutarak AİHM’nin kararı gereği Demirtaş’ı serbest bırakır.
Mahkemenin eski kararında direnmesi veya başka bir dava gerekçe gösterilerek yeniden tutuklama yoluna gidilmesi mümkün değildir.
Buna rağmen tutukluluk halinin devam ettirilmesi Avrupa Konseyi’nin devreye girmesini gerektirir.
Avrupa Konseyi’nin devreye girmesi Türkiye’nin Avrupa kurumlarından ayrılmak zorunda kalacağı bir süreci başlatabilir.
Olabilecek iki yöntem var: Ya anayasa değişebilir, ya da anayasa değişmeden Türkiye Avrupa kurumlarından -dolayısıyla AİHM yargısına açık olmaktan- uzaklaşabilir.
Değer mi?
Buna hükümet karar verecek.
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025