Fehmi KORU
Necip Fazıl’ın çıkardığı ‘Büyük Doğu’ dergilerinin hiç değişmez bazı yazarları vardı. Birinde ‘Eski Diplomat’ imzası kullanılırdı, diğerine atılan imza ‘Dedektif X Bir’di. İlkinde dış politika konuları ele alınırken, ötekinde merak uyandıracak derin konulara girilirdi.
Büyük Doğu bugünlerde çıkıyor olsaydı, ‘Eski Diplomat’ başta ABD ile ‘1915 olayları’ olmak üzere ikili ve çoklu ilişkileri işler, ‘Dedektif X Bir’ ise dijital para vurguncuları üzerine çok yönlü değerlendirmeler yapardı.
Her iki imzanın da Necip Fazıl’ın müstear isimleri olduğunu üslup belli ederdi.
Günümüzde yazarların bu iki imzanın özelliklerini şahsında birleştirmesi gerekiyor.
Nedenini açıklayayım.
Boğaziçi Küresel devrede
İktidarı zor durumda bırakacak haberler muhalif basında çıktığı, konular muhalifler tarafından sakız gibi çiğnenmeye başlandığı her zaman ve durumda, aynı konuya farklı bir yaklaşım getiren, açıklama mahiyetinde dokunuşları muteber köşelerde görüyoruz. O tür dokunuşların kaynağını ilk elde yukarılarda bir yerlerde aramıştım.
Yanıldığımı TRT 1’de karşıma çıkan beş dakikalık ‘Doğrusu Ne?’ programı yüzüme vurdu.
O programı, TRT için, birilerinin ‘Pelikancılar’ adını taktıkları, kendilerinin sıkça kullandıkları İngilizce adlarıyla ‘Bosphorus Global’ diye de anılan, ‘kamu yararına çalışan dernek’ statüsü tanınmış, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ın da ziyaretiyle sevindirdiği Boğaziçi Küresel İlişkiler Derneği hazırlamakta.
Sanıyorum, bazı köşelere veri yardımı da aynı kaynaktan gidiyor.
Kaynak şu sıralarda biraz yavaştan alıyor galiba.
İktidar cephesi Mısır’da Muhammed Mursi’yi deviren askeri darbeden bu yana yürüttüğü dış politika çizgisinden sert bir dönüşün eşiğinde. Mısır’da askeri darbeyle iş başına gelmiş Abdülfettah el-Sisi hala cumhurbaşkanı, Türkiye bu yüzden onu tanımıyor ve ‘Rabia’ işaretiyle zihinlere çakılmış karşı tavrından vazgeçmiyordu.
Ülkelerinde ve Arap coğrafyasında Mısır’daki yönetime muhalefetlerini sürdüremeyen kişilerin büyük bölümü Türkiye’yi mesken tutmuş, içlerinden gazeteci kimliği taşıyanlar İstanbul merkezli bir medya örgütlenmesine gitmişlerdi.
Mısır’ı hedef alan tam 13 Arapça TV kanalı İstanbul’dan yayın yapmaktaydı.
Bunlara “Yavaş olun bakalım” talimatı verildi. Birkaç kanal yayınını durdurdu, geri kalanların ise siyasetten uzak durmayı yeğledikleri anlaşılıyor.
Önümüzdeki ay Mısır ile karşılıklı resmi ziyaretlere tanık olunacak.
Mısır’dan sonra Suudi Arabistan ve Libya
Yeni çizgi Mısır’a açılımla da sınırlı değil. Sırada, araya son olarak Cemal Kaşıkçı cinayeti girmiş olan Suudi Arabistan var.
İktidar ile aynı frekansta bulunduğu düşünülen medya Türkiye ile Katar’ın Mısır-Suudi Arabistan cephesine karşı yekvücut olduğunu sanıyor. Oysa önce Katar kendisine ambargo uygulayan başını Suudi Arabistan’ın çektiği diğer Körfez ülkeleriyle yakınlaşma adımları attı; daha dün Katar Şeyhi Suud dışişleri bakanını kabul etti ve onun getirdiği Riyad’ı ziyaret davetine olumlu cevap verdi.
Türkiye ile arasındaki ortak politik tavrı ilk bozan Katar oldu.
Şimdi sıra Türkiye’de.
Arab News gazetesi birinci sayfa haberinin başlığı..
Cumhurbaşkanı sözcüsü Dr. İbrahim Kalın iki gündür açıklamalarıyla Suud medyasının gündeminde. Arab News, dün, birinci sayfasından Türkiye’nin “Suudi Arabistan ile bağlarını yenileme arayışında olduğu” haberini onun ağzından duyurdu.
Başlığın hemen altındaki spot şuydu: “Erdoğan’ın danışmanı Kaşıkçı cinayetiyle ilgili mahkeme kararına Ankara’nın saygılı olduğunu söylüyor.”
Habere göre, Suudi Arabistan’ın resmen uyguladığı Türk malları boykotu yüzünden iki ülke arasındaki ticaret hacmi yüzde 98 azalmış. İbrahim Kalın, boykotun kaldırılacağı umudunu dile getirirken “Suudi Arabistan ile daha olumlu bir gündem üzerine ilişkiyi yenilemek için yollar arayışındayız” demiş.
Kaşıkçı konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suudi Arabistan’daki yargılamayı kabul ettiğini de söylemiş Kalın.
Gazete açıklamanın o bölümünü şöyle aktarıyor: “Suud yargısı konuya baktı. Duruşmalar yapıldı. Karar verildi ve biz o karara saygılıyız.”
Cumhurbaşkanlığı sözcüsünün bu görüşlerini aktarırken gazete kaynak belirtmediği için beni bir merak aldı: Nerede, kime açıklamış bu görüşlerini İbrahim Kalın?
İngilizce Arab News’i yayımlayan medya grubunun Arapça gazetesi ‘Şark’ul Avsat’ta o bilgiyi buldum: İbrahim Kalın Reuters ajansına konuşmuş…
Derhal Reuters’in haberlerini didikledim.
Reuters muhabiri Dr. Kalın’la 1915 olaylarıyla ilgili ABD’nin tavrı üzerine 25 Nisan Pazar günü kapsamlı bir görüşme yapmış, ajans da bunu birkaç bölüm halinde abonelerine duyurmuş.
Mısır ve Suudi Arabistan ile yakınlaşma arayışının yer aldığı bölüme şu başlığı uygun görmüş ajans: “Türkiye’nin Kahire ile oluşturacağı daha iyi bağlar Libya’daki barış çabalarına kuvvetli bir katkı sağlayabilir.”
[Libya konusunda çoğunluğu Suriye’den derlenmiş grupların sürdürdüğü çatışmaların sonuna yaklaşılmış görünüyor. Yeni kurulan hükümet Ankara’yla da iyi geçinerek bunu sağlamanın peşinde. “Libya’dan bütün yabancı güçler çekilmeli” genel başlığıyla ifade edilen bir politika izliyor yeni Libya hükümeti. ABD’nin Libya büyükelçisi Richard B. Norland, Şark’ul Avsat’a verdiği kapsamlı mülakatta (24 Nisan), “Suriyeli milislerin Libya’dan çekilmesini görüşmeye Türkiye’nin hazır olduğunu” söylemekte.]
ABD’nin Libya büyükelçisi Norland’ın Şark’ul Avsat’ta çıkan mülakatı..
Gelişmelerden habersiz olunca
Bu yazıyı, iktidar cephesinin itibar ettiği bir gazetenin muteber yazarının bugün yazdığı şu satırları okuyunca kaleme alma ihtiyacı duydum:
“Biz Batı’nın ve ABD’nin sallabaşı değiliz. Çıkarlarımız neyi gerektiriyorsa onu yapalım. Yapıyoruz da. Silah ve diğer askerî araçlar temininde Rusya ve Çin’e yönelebiliriz. Sonra ABD istediği kadar bağırıp çağırsın. Biz en zor olanı yaptık son 10 senede. Batı’nın değil kendi çıkarlarımızı koruduk. Mısır’da Mursi’yi desteklemek, Libya’da Sarrac’dan yana olmak, Mavi Vatan’ı savunmak vb. Türkiye bugün 14-15 ülkede etkindik. Katar’ı Araplara yedirmemiştir. Askerî olarak gereken desteği vermiştir. / Zaten bunları yapınca Batı’ya gereken mesaj da verilmiş fazlasıyla oluyor.” (İfade ve imla tamamen yazara aittir.)
Havanın değiştiği, Türkiye’nin dış politikasını yeni bir zemine oturttuğu henüz herkese söylenmemiş, Boğaziçi’nden gazetelere servis yapanlar da bu yazarı ihmal etmiş olmalı.
‘Eski bir diplomat’ ile ‘Dedektif X Bir’ arası bir yazı oldu bu.
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025