Halil BERKTAY
24 dizisi ile bazı solcular makro planda çok zıt yerlerde duruyor olabilir. Ama “terör tehlikesi”ne uç örnekler seçmek ile haksız diyemeyeceğimiz şiddete tarihten uç örnekler seçmek, aynı yere varıyor.Bugün “haklı şiddet”i teorileştiren ve programlayan bütün akım ve örgütler, İttihatçıların Ermeni, Hitler’in Yahudi kurbanları kadar çaresiz mi acaba ? PKK da çaresiz mi örneğin; bıçak kemiğe dayanınca patlak veren spontane bir halk isyanı mı bu; hiç mi başka opsiyonu yok da, Hobbes’un emrettiği veçhile “kayıtsız şartsız biat” etmemek için “halk savaşı”na “mecbur” kalmış, kalıyor ?
Zaten hep bunlar söyleniyor, (a) yıllardır; (b) özellikle PKK’nın barış umudu ve şansını hem de defalarca piç ettiği (evet, aynen böyle, piç ettiği), 12 Eylül ’10 referandumundan 12 Haziran ’11 genel seçimine, oradan Meclis boykotuna, oradan (ilk başta güya askerleri uçakların yaktığı iddia edilirken bir dizi başka tevilli ikrardan geçip her nasılsa bir “zafer”e dönüşen) Çukurca baskını ve sonrasına giden süreç boyunca. Kürtlerin başka çaresi yok (PKK = Kürtler oluyor tabii): silâhlı mücadele zorunlu; “tarihsel asimetri”yi de unutmayalım; boyun mu eğsinler yani; görevimiz, mazlum ve mağdurum yanında yer alıp kendini yalnız hissetmemesini sağlamak. – Birkaç ay önce Yıldırım Türker’in benzer yorumlarına destek veren Levent Yılmaz’ın şimdi de bütün yaptığı, bağlamı günümüzden geçmişe taşıyıp olayları biraz değiştirmek ve soyutlamak. Bu zeminde, daha “bilimsel” bir havadaysa da aslında aynı argümanları tekrarlıyor.
Tarih ile bugünü aynı ve kesintisiz gibi düşünürseniz, evet, bu mantığı benimseyebilir ve üzerine “haklı şiddet”in kabul edilebilirliğini de oturtabilirsiniz; yapan da “haklı”dır, himaye eden de – ve 24 dizisi gibi bu da çağdaş, güncel siyasal ahlâkımızın çökmesine, ifsâd edilmesine varır.
Belki de meslekî bir deformasyondur bu; tarihçiler her şeyi zaman boyutuyla, zaman içinde değişken olarak görürler (Marc Bloch : “değişimin bilimi” olarak tarih) ve dolayısıyla ayrı ayrı, spesifik tarihsellikleri vurgularlar. Geçmiş veya tarih “yabancı bir ülke”dir bizim için. Buna karşılık antropologlar insanların davranış örüntülerinde zaman dışı/ötesi bir evrensellik görmeye daha yatkın olabilir mi ? Böylece ortaya, geçmişi ve bugünü kaynaşmış tek bir “insaniyet” mi çıkıyor ?
Tarihe başvuruş tarzlarımız taban tabana zıt nitekim. Levent Yılmaz, günümüzde “haklı şiddet” fikrini koruyabilmek için tarihten eski “haklılık” örneklerine başvuruyor. Bense “haklı şiddet” konusunda tamaksini göstermek için, neyin değiştiği açısından tarihe başvurdum. “Haklı şiddet” fikrinin dinî köklerini hatırlattım ki, (şiddeti dışarıya ve uygun, meşru hedeflere yöneltmedeki) ideolojik araçsallığı netleşsin. 1960’lardan bu yana neden ve nasıl küçülüp yozlaştığını inceledim ki, 20. yüzyıldaki somut tarihselliğini ve aynı zamanda bu tarihselliğin sona erişini kavrayalım. Ve çağdaş politikada bu kapıyı daha fazla zorlamayalım artık.
Şunu göstermeye çalıştım (biraz tekrar pahasına) : özellikle Solun yeğlediği modern bir kavram olarak “haklı şiddet”in 20. yüzyılda kendine yer yapabilmesi, (i) sosyalist devrim fikrinin; (ii) anti-faşist mücadelenin; (iii) anti-emperyalist kurtuluş savaşlarının çakıştığı bir konjonktürle ilgiliydi. Bu konjonktür artık yok. Buna karşılık demokrasi için, demokrasi içinde mücadele olanakları kıyaslanamayacak kadar geniş. Bu koşullarda, (her ne kadar, bilimsel bir zorunluluk yerine ahlâkî bir tercih olarak sunulsa da) sosyalizmde (yani, yeni özgürlük ve adalet mücadelelerini sosyalizm kavramı ve mirasından türetip öyle adlandırmada) israr gerçekçi olmadığı gibi, “haklı savaş” veya “haklı şiddet” israrının da artık tutunması ve kimseyi ikna etmesi mümkün değil. Dahası, dost ve sempatizanlarınca eskisi gibi arka çıkılması, savunulması dahi mümkün değil. Bunu anlamamanın, faraza Kürt özgürlük mücadelesi açısından, sanıldığı gibi pozitif değil, ancak negatif ve hem de çok negatif bir etkisi olabilir.
Umarım ki PKK, (kendi hatâsı sonucu) içine düşmüş olduğu zor durumda, gerçeklerle “onurlu, biat etmeyen” bir inatlaşmayı değil, zararın neresinden dönülse kârdır mantığını yeğler. Aksi halde, 20. yüzyılın ikinci yarısında “haklı şiddet”i bitmiş olduğu halde bitirmeyen akım ve örgütlerin başına gelen çürüme, yozlaşma ve parçalanma sürecini, şimdi hayli geniş gözüken tabanına karşın PKK’nın da yaşaması kaçınılmazdır. Yaşamasına yaşar da, bedelini Kürt-Türk hepimiz ödeyeceğimizden korkarım.
Özetle, “haklı şiddet” bugünle ilgili bir meseledir. Bir kendiliğindenlik değil, bir teori, plan ve program meselesidir. Bu noktada beş büyük soru gündeme geliyor. (1) Devlete karşı, “dikey” olarak dahi “haklı şiddet”in zemini kaldı mı ? (2) Haklı şiddet gerekçesiyle silâha sarılan ve kullanan bir örgütün, başka, silâhsız örgüt ve kişilerle “yatay” ilişkileri ne olur ? (3) “Haklı şiddet” o örgütün içine nasıl vurur ve kendi kendini nelere maruz bırakır ? (4) “Haklı şiddet” o örgütün temsil etme iddiasında olduğu tabana, uğrunda ayaklandığını iddia ettiği halka, kendi insanlarına nasıl bir bedel yansıtır ? (5) Sonuçta, çağdaşsiyasal parti ve akımlar, elli, yüz, iki yüz yıl önce değil, bugün ve “yataylık” anlamında “yan yana” oldukları bir örgütün “haklı şiddet” iddiasına, süregelen silâhlılık haline nasıl bakmalıdır ?
Bu sorulardan, hiçbir totem, hiçbir şamanistik “vecd ve istiğrak tekniği” ile, hiçbir baykuş veya bizon suretine bürünerek, hiçbir Kutsal Zamana kaçıp sığınamaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024