Mahmut ÖVÜR
Çözüm süreciyle birlikte önümüzdeki günlerde yeni anayasa tartışmaları yeniden alevlenecek. İyi de olacak çünkü şiddetin devreden çıktığı bir Türkiye, daha rahat ve özgüvenle sivil bir anayasa yapabilecek.
Şimdi öne çıkan ve biraz da gerilim yaratan başkanlık tartışmaları biraz da muhalefet ve aydınların bahanesiyle büyük engel gibi görünüyor.
Oysa önemli olan bu değil anayasanın ruhu ve dili...
Bu konuda Türkiye toplumunun siyasetin çok önünde olduğunu söylemek hiç de abartı olmaz.
Bu yılın başında Hukukçular Derneği'nin hazırladığı bir çalışma yayınlandı: "Türkiye Kamuoyunun Anayasa Yapım Sürecine Bakışı" isimli bu çalışmada ilginç veriler var.
Halkın büyük çoğunluğu yani yüzde 76'sı referandumla bir anayasa istiyor ve bu anayasa önündeki en büyük engel olarak da (yüzde 45.7'si) siyasi partilerin anlaşamamasını görüyor.
Yani halk, terör sorununu bile (yüzde 16.9) siyasiler kadar engel görmüyor.
Halkın yeni anayasada en çok yer almasını istediği unsur sıralaması da şöyle: İlk sırada yüzde 18.6 ile insan hakları ve adalet var. İkinci sırada ise yüzde 13.7 ile her konuda daha fazla özgürlük var. Üçüncü sırada da yüzde 12.7 ile eşitlik yer alıyor.
Peki, anayasada yer almaması gereken en önemli unsur ne?
Türkiye toplumunun cevabı kulaklara küpe olacak nitelikte. İki şey öne çıkıyor: Yüzde 16.6 ırkçılık, yüzde 12.9'la özgürlüklerin kısıtlanmaması.
Önümüzdeki sürecin en çok tartışılacak konularından biri de yerel yönetimlerin güçlendirilmesi. Konu Kürt meselesinin demokrasiyle çözümü için de, Türkiye'nin verimli yönetimi için de çok gerekli.
Türkiye toplumu yerel yönetimlerin güçlendirilmesine büyük destek veriyor. Toplam yüzde 85.9. Bu ciddi bir destek. Ama daha ilginci "İllerde vali ve belediye başkanları tek bir birimde toplanmalı ve seçimle göreve gelmeli" seçeneğine, yüzde 60'ı "katılıyorum", yüzde 19.5'i "kısmen katılıyorum" diyor.
Araştırmayı yapan uzmanlar bu sonucu şöyle yorumluyor:
"Türk toplumu, yerel düzeyde doğrudan katılım hususuna önem vermekte ve kendini yönetme konusunda daha fazla talepte bulunmaktadır."
Türkiye toplumu her defasında özgürleşmeyi tercih ederek bölünme paranoyasına hiç prim vermedi. Bu yüz yıl önce de böyleydi.
Bugün tartıştıklarımıza bir bakın, bir de dönüp 1921 Anayasası'nın 11. maddesine bakın. Bu madde bugün tartıştığımız yerel yönetimler meselesinin yaklaşık yüzyıl önce nasıl ele alındığını gösteriyor.
"Vilayet mahalli işlerde manevi şahsiyete ve özerkliğe sahiptir. Dış ve iç siyaset, şer'i, adli ve askeri işler, uluslararası iktisadi ilişkiler ve hükümetin genel vergileri ile birden fazla vilayeti ilgilendiren hususlar istisna olmak üzere, Büyük Millet Meclisi tarafından konacak kanunlar gereğince vakıflar, medreseler, eğitim, sağlık, iktisat, tarım, bayındırlık ve sosyal yardım işlerinin düzenlenmesi ve idaresi vilayet şûralarının yetkisi içindedir."
Umarım kendi halkına bu kadar güvenen özgürlükçü atalarımızın kemiklerini daha fazla sızlatmayız.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019