Mahmut ÖVÜR
Türkiye toplumu Leyla Zana ismiyle 1991 seçimlerinde tanıştı. Zana, Meclis'teki yemin törenine başında sarı kırmızı yeşil bandanayla çıkmış, yeminini ettikten sonra da Kürtçe barış mesajı vermişti.
Zamanlaması, biçimi tartışılsa da bu çıkış aslında Türkiye'nin Meclis düzeyinde Kürt siyasi hareketleriyle ilk yüzleşmesiydi.
O günden sonra Kürt sorunu, Türkiye siyasetinin önemli ve etkileyici bir unsuru oldu.
Ama ağır bir bedel karşılığında...
Dönemin genelkurmay başkanın deyimiyle başlatılan "düşük yoğunluklu savaş"la binlerce köy boşaltıldı, binlerce faili meçhul cinayet işlendi ve aralarında Leyla Zana'nın da olduğu Kürt milletvekilleri 1994'te Meclis'ten derdest edilerek cezaevine konuldu.
Zana 10 yıl cezaevinde yattıktan sonra 2004'te tahliye oldu. Dünya çapında, Türkiyeli bir Kürt kadını olarak tanınan Zana, Sakarov Barış Ödülü aldı, Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterildi.
Ve 2011'de ilk seçildiği tarihten tam 20 yıl sonra Meclis'e dönmek için yeniden aday oldu. Şimdi Diyarbakır'da bağımsız aday olarak seçilmek için çalışıyor.
Birkaç gün önce yeni yayına başlayan İMC televizyonunda ilk kez gazetecilerle bir araya geldi.
Moderatörlüğünü gazeteci Ertuğrul Mavioğlu'nun yaptığı programda Leyla Zana, yeni Anayasa'dan birlikte yaşamaya, Kürtlerin statüsünün ne olacağından türban meselesine, birçok konuda görüşlerini açıkladı.
Zana seçim sürecinde sert dil kullanan siyasi aktörlerin aksine daha yumuşak ve netti: "Kürtlerin statü" beklentisinin ne olduğu sorulduğunda şunları söyledi:
"Açık söylüyorum, biz hükümete değil, devlete ortak olmak istiyoruz. İlla bu olacak diye de bakmıyoruz. Ama sonuna kadar zorlayacağız. Niye bırakıp gidelim. Ortak yaşamı hep savunduk savunacağız da... Barış umudu var. Bir kere Kürtler siyasi olarak iradesini ortaya koymuş. Birlikte yaşamak istediğini ifade etmiş. Bu çok açık..."
Zana, 12 Haziran sonrasının en önemli adımının yeni anayasa olduğunu şu sözlerle dile getiriyor:
"Yeni bir anayasayı çok önemsiyoruz... Kürtler bu anayasanın neresinde olacak? Bunu bilmiyoruz. Ama bu önemli... Evrensel ölçülerde hiçbir etnik yapıya vurgu yapmayan bir anayasa da olabilir, her türlü etnik yapıya vurgu yapan bir anayasa da olabilir. İkisi de mümkün..."
Seçim sürecinde PKK ve BDP hattının AK Parti'yi "düşman" ilan etmeleri de çok tartışılıyor. Zana, "AK Parti ve dindarlar, Kürt hareketini anlama noktasına geldi, bunu görmek gerekmiyor mu?" sorusuna şu cevabı veriyor:
"Biz görüyoruz. AB sürecinde bunu çok işledik. Bizzat Avrupa Parlamentosu'nda bunun savunmasını yaptım. 'Desteklenmelidir' dedim. Baskı değil katkı istedim. AK Parti'ye verilen destek TC tarihinde hiçbir hükümete nasip olmamıştır. Bu desteğe baktığımızda ve AK Parti'nin yapması gerekenleri yan yana koyduğumuzda yaptıkları eksik kalıyor. Demiyoruz 'hiçbir şey yapmadı.' Elbette çok şey yapıldı. AB kapsamında birçok şey değişti, müfredat değişti. Bazen geziyorum evet ulaşım çok kolaylaştı ama keşke bu yolları açarken barış yolunu da açabilseydiniz diyorum."
Son 20 yılda Türkiye devleti hiç değişmedi mi? Zana devletteki değişimi Susurluk'la başlatıyor:
"Türkiye eski Türkiye değil. Devlet de değişti. Ben devletin değişimini 1996'larda gördüm. Susurluk olayı ile birlikte ilk defa Türkiye toplumu sistemi sorguladı. Sistemin sorgulanması ufak tefek değişimleri de getirdi. Devlet vatandaş tarafından kutsanmıştı."
Demokratik özerklik eksenli tartışmalarda hep Kürt siyasi hareketlerinin talepleri yükselttiği ileri sürülüyor. Peki, Leyla Zana ne diyor? İşte cevabı:
"Kürtler çok statik bakmıyor. Yeter ki bir irade ortaya çıksın, 'Evet ben, bu sorunu Kürtlerle konuşarak çözeceğim' densin. Bunu çok açık ve net ifade ediyoruz. Bizim öyle statik, özerklik talebimiz yok. Kürtler konuşmaya, sorunu demokratik zeminde çözmeye hazır ama devletin neye hazır olduğunu veya olmadığını bilmiyoruz."
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019