Mahmut ÖVÜR
IŞİD üzerinden nasıl bir oyun oynandığını belki ileride daha iyi göreceğiz ama şimdiden görünen şu: IŞİD, önce rotasını Erbil'e çevirerek Irak Kürt yönetimiyle Türkiye'nin arasını açan bir rol oynadı. İlişkiler kopmasa da ivme kaybetti.
Sonra da rotasını enteresan biçimde Suriye Kürtlerinin yaşadığı Kobani'ye çevirerek bu kez de Türkiye ile PKK- PYD hattı arasına moda deyimle "nifak" sokmayı hedefledi.
İki gündür sınırımızda yaşananların nedeni bu. Amaç da, IŞİD, Suriye Kürtlerine saldıracak, Kürtler de Türkiye sınırını geçmek isteyecek ama Türkiye almayacak. Böylece çözüm süreci çökecek, Türkiye de Kürtlerle karşı karşıya kalacak.
Bu tezgâhı görmek için sadece son 24 saatte sosyal medyadan pompalanan algı operasyonlarına bakmak yeterli. Neler söylenmedi ki... Özellikle bazı Kürt ve sol çevrelerce "Türkiye, Suriyeli Araplara sınırını açtı ama Kürtlere açmayacak.
Çözüm süreci bitti" gibi kötü niyetlerini ve beklentilerini açığa vuran bir propaganda yürütüldü. "Çözüm Süreci"nin dışarıdaki güç odaklarını neden rahatsız ettiğini biliyoruz ama içeridekiler neden bu kadar çözüm süreci düşmanlığı yapıyor doğrusu anlaşılır gibi değil. Ama hükmet bu tezgâha da geçit vermedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, Azerbaycan'a yaptığı ikinci dış gezisi sürerken Bakü'den şöyle sesleniyordu:
"Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da Suriye'den veya herhangi bir ülkeden ölüm karşısında sığınacak bir yer olarak Anadolu'yu gören kardeşlerimiz sınırımıza geldiğinde, etnik ve mezhebi ayrım gözetmeden hepsini aldık, alıyoruz ve alacağız. Şu anda da bu girişler başladı.
Tabii ani bir gelişme olduğu için süratle arkadaşlarımız organize olmaya çalışıyor. Bu kardeşlerimiz, en kısa sürede yerleştirilecek ve ihtiyaçları karşılanacak, Suriyeli kardeşlerimize kucak açmak tarihi bir görev. Bize sığınan herkese yardım elini uzatacağız."
Türkiye'nin yürüttüğü çözüm süreci aslında sadece içerideki Kürtleri değil, bölgede yaşayan tüm Kürtleri de kapsama alanına alan tarihi bir süreç.
Tam da bu nedenle özellikle küresel güç odaklarını rahatsız ettiği biliniyor.
Bu yüzden Türkiye'nin sınırımızın öte yakasında yaşayan Kürtlere yönelik bir saldırıya ilgisiz kalması, görmezlikten gelmesi düşünülemez. Herkesin bu kritik süreci dikkatle izlemesinde yarar var.
Orhan Doğan Barış Ödülü
Türkiye onu, Kürt meselesinin en sert yaşandığı 90'larda seçilmiş bir milletvekili olarak gözaltına alınmasıyla tanıdı. Meclis'in önünde polisin kafasına bastırarak arabaya soktuğu o fotoğrafı, hiç unutulmadı unutulmayacak da.
Orhan Doğan'dan, Kürt meselesini en zor zamanlarda sakin ve barışçı bir dille anlatmaya çalışan bir siyasetçiden söz ediyorum. Bugün hayat bulan "çözüm süreci"ni görmesini isterdim. Onun barışçı kimliğini yaşatmak adına Türkiye Barış Meclisi her yıl bir ödül veriyor. Bu yıl da ödül bir barışsevere gidecek. Ancak ödül gecesinin önemli bir konuğu var. Balkanlar'da yaşanan acıların tanığı olan bir barışsever: Hırvat Profesör Zarko Puhovski.
Zagreb'de 1988'de kurulan Yugoslav Demokratik İnisiyatifi'nin kurucuları arasında yer alan Puhovski, Yugoslavya'nın katliamlar ve savaşlarla parçalanması öncesinde her bölgede şahlanan milliyetçiliğe karşı sol çıkışıyla tanınan bir isim. Puhovski, yarın akşam İstanbul'da Lütfi Kırdar Anadolu Auditoriumu'nda Balkanlar'daki barış mücadelesindeki deneyimlerini paylaşacak.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019