Mahmut ÖVÜR
Uzun süredir farklı biçimlerde içeriden ve dışarıdan Türkiye'ye yönelik çok yönlü saldırılara tanık oluyoruz. Ankara'daki kanlı terör saldırısı bunun son örneği.
Muhalefet ve bir kısım "öfkeli" aydın bu saldırıların tek nedeni olarak AK Parti'nin izlediği Suriye politikasını gösteriyor.
Kuşkusuz bu politikanın da etkisi var ama asıl neden Türkiye'nin bölgesel etkinliği... Bunu görmek için Irak Kürdistan'ında olup bitenlere bakmak yeterli.
Bir süredir bölgesel hükümetin de ortağı olan Goran Hareketi, "maaş" ödemelerini gerekçe göstererek halkı KDP'ye ve Barzani'ye karşı ayaklanmaya çağırdı. (Türkiye bu konuyu da gündemine almalı)
KDP binalarının basıldı, birçoğu ateşe verildi ve olaylarda 3 kişi yaşamını yitirdi. İşin en ilginç yanı ise Türkiye'de terör eylemleriyle "halk savaşı" başlatan PKK da bu eylemlere destek verdi. Bu protestoları destekleyen bir güç daha var; İran...
Şimdi şu soruyu soralım: Türkiye'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı yürütülen kara kampanyayla Irak Kürdistan Bölgesel Yönetim Başkanı Mesud Barzani'ye karşı kampanyanın aynı zamana denk düşmesi tesadüf müydü?
Şu manzaraya bakın, Barzani'ye karşı bir yıl önce başlatılan ve bugün sokaklara taşan kampanyanın içeriği ve hedefi de aynıydı: "Seni başkan yaptırmayacağız" ve başkanı halk değil meclis seçsin.
Peki bu talepler sadece bir iç siyaset talebi miydi? Değildi çünkü asıl istenen Türkiye'nin Irak Kürdistan bölgesiyle bağının kopartılmasıydı. DAEŞ'in Erbil ve Şengal'e saldırısı da, PKK'nın Barzani'ye meydan okuması da, bu bağı koparmayı hedefliyordu.
Tabii dahası var; Türkiye'de Gülen Cemaati'nin hükümeti yıkmak için devreye soktuğu 17-25 Aralık darbesinin odağına yerleştirilen Halk Bankası olayı da, o olaydan birkaç ay önce ABD Kongresi'nin 47 üyesinin Halk Bankası'nı şikâyet etmeleri de bu ilişkiyle ilgiliydi.
Bu kirli saldırılara ve Irak hükümetinin karşı çıkmasına rağmen Barzani, Türkiye'yle uzun yıllara uzanan bir petrol anlaşması yapmaktan vazgeçmedi ve yaptı. İşte Türkiye'yle Barzani'nin bu ilişkisi birilerini rahatsız etti. Çünkü Türkiye-Barzani ilişkisi, sadece ticari ilişkiler üzerine kurulu değildi. Aynı zamanda bölgeyi de yakından ilgilendirecek yeni bir birlikteliğin, 21. yüzyıldaki Türk-Kürt İttifakı'nın ilk adımıydı.
Bu sadece PKK'yı, bölge ülkelerini değil, küresel güç odaklarını da rahatsız etti.Cumhurbaşkanı Erdoğan'la Başkan Barzani'yi hedefe koyan da buydu.
Şimdi gelin bu noktada birkaç kez yazdığım, -önceki gün de sevgili Hilal Kaplan tekrar yazdı- Paralelci işadamı Süleyman Hamit Müftigil'in daha Ekim 2013'te Sözcü gazetesi muhabirine söylediklerini hatırlayalım.
Daha o zaman çözüm sürecinin biteceğini işaret eden Müftigil, bugün HDP, o günlerde BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın Washington'daki konferansa katıldığını ve yeni bir dönemin başlayacağını belirterek şöyle diyordu:
"Bu kongre sonrası İmralı (Öcalan) bertaraf edilecek, artık tekrar silahlı ve çatışmalı bir dönem geliyor, Barzani de bertaraf edilecek, Erdoğan da bertaraf edilecek."
Ne öngörülü bir işadamı! Acaba Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Barzani "diktatör" oldukları ve yanlış dış politika izledikleri için mi hedefe kondu yoksa bu coğrafyadaki halkların çıkarını savundukları için mi?
Hadi içeridekiler çok demokrat(!) ve "diktatörlüğü" dert ediniyor, peki darbeci Sisi'den rahatsız olmayanlara ne oluyor?
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- İnce’nin şansı var mı?
6.08.2020 - En hakiki sahte siyasetçiler çağı
28.05.2019 - Yattaki sır isim: Abdullah Gül
6.05.2019 - Beşiktaş Kulübü’nde İmamoğlu kavgası
3.05.2019 - İmamoğlu’na o locayı kim ayarladı?
2.05.2019 - “AB’de HDP’ye siyaset hakkı vermezler”
28.04.2019 - Gel de şüphelenme
21.04.2019 - YSK İstanbul seçiminin yenilenmesine karar verirse
19.04.2019 - Kurul başkanları o kadar insanı nasıl buldu?
18.04.2019 - CHP yönetimi neden susuyor?
13.04.2019
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Hrac Madooglu
20 bin Yahudi vatandasimiz kaldi Sayin yazar. Onlar da milletvekili olmak istemez. Yahudi dusmanligi bu kadar azmisken bu ulkede vekil olduklari anda hedef tahtasi olurlar. Rum vatandas da kalmadi. 1500 Rum vatandas var 80 milyonluk Turkiyede. 1500 kisiden milletvekili cikarmak zor is. Ermeni adaylardan AK Parti ve CHP adaylari dostlar alisveriste gorsun hesabiyla listelerde. CHP irkci zihniyetinden vaz gecmis degil, AK Parti de hem dinci hem de isine geldiginde irkciligi da kullanan bir parti. Zaten bu ulkede gayrimuslum hic olmazsa daha iyi olur aslinda. Hem gayrimuslum dusmani buyuk cogunluk rahat eder, hem Ermeni, Yahudi vatandas golgesinden korkarak, dalkavukluk yaparak yasamaktan kurtulur. Bu ulke Ermeni, Yahudi, Rum vatandaslarin yasayabilecegi bir ulke degil bugunku haliyle.