Mahmut ÖVÜR
Eski Türkiye'de, her on yılda bir yapılan darbelerden, vesayetçi kurumlardan, "bugün git yarın gel" diyen bürokrasiden, temel atılıp açılamayan fabrikalardan, patates deposuna dönüştürülmek istenen tünellerden, yoksulluktan, bitmeyen kuyruklardan, ucube demokrasiden hep şikayet ediliyordu.
Ama hiç bitmeyen şikayet konusu, eğitim ve beyin göçüydü.
Hala eğitim şikayet konusu ama şunu da kabul etmek gerekir ki, son 10-15 yılda özellikle eğitim altyapısında önemli mesafeler alındı ve beyin göçünde de ciddi bir geri dönüş yaşandı. Dünyanın önemli üniversitelerine giden bilim insanlarımızın bir kısmı ülkeye geri döndü.
Önceki gece, Sabri Ülker Araştırma Merkezi'nin düzenlediği bir etkinlikte bu bilim insanlarımızdan birkaçıyla bir araya geldik.
Medya mensuplarının ağırlıkta olduğu gecenin önemli isimleri arasında Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, Yönetim Kurulu Üyesi Ali Ülker, Sabri Ülker Vakfı Başkanı eski adalet bakanlarından Oltan Sungurlu, Alev Coşkun ve Global İletişim Başkanı Zuhal Şeker vardı.
Ama esas ilgi odağı bilim insanlarıydı.
Onları bir araya getiren de Sabri Ülker Vakfı'nın iki yıl önce Harvard T.H Chan Kamu Sağlığı Fakültesi bünyesinde hayata geçirdikleri araştırma merkeziydi.
Merkezin başında Türkiye kamuoyunun da yakından tanıdığı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgilvardı.
İnsan sağlığı için önemli araştırmalara kaynak aktaran merkezin desteğiyle Prof. Dr.
Hotamışlıgil'in öğrencileri Doç. Dr. Furkan Burak, Yrd. Doç. Dr. Ebru Erbay ve Doç.
Dr. Erkan Yılmaz, "metabolizma alanında sır perdelerini aralayan" ve bilim dünyasındaheyecan yaratan buluşlara imza attılar.
Beslenmeyle ilgili bu buluşların insanlık için ne kadar önemli olduğu şu tespit anlatıyor:
"Bugün obeziteden ölenlerin sayısı kanser ve kalp krizinden ölenlerden çok çok fazla."
15 Temmuz ve beyin göçü
Gecede sadece bilimsel buluşlar değil Türkiye'nin son dönem gündemi, 15 Temmuz darbe girişimi ve üniversitelerdeki görevden almalar, uzaklaştırmalar da konuşuldu.
Acaba bu durum yeniden bir beyin göçüne neden olur muydu?
Soruyu Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil'e sordum. İçten ve samimi bir cevap verdi:
"Ben bütün dünyanın nabzını tutan bir insan değilim. Benim görüşüme göre Türkiye çok büyük bir travmadan geçti.
Bu hakikaten öyle kolay atlatılacak bir durum değil. Korkunç bir olay. Bunun kelimelere sığan bir tarafı yok. Ve bunun akabinde sıra dışı şeyler olması da normaldir. Ama artık normale dönmek gerekiyor."
Yani tehlike atlatıldı mı diyorsunuz?
"Ben siyasetten anlamam. Benim tek derdim Türkiye... Memleketimiz ne zaman zarar görür ve biz nasıl bu zarara engel olabiliriz ona bakıyorum. En büyük endişem de bu karışıklık ortamında Türkiye'nin son on senesinde çok emek ve para sarf ettiği, üzerine yatırım yaptığı ve başarılı olarak ülkeye çektiği bilim insanlarının geri gitmesi. Bir de büyük paralar harcayarak kurduğu bilim altyapısının ziyan olması. Buna izin vermemeliyiz."
Hotamışlıgil "Türkiye artık eskisi gibi değil" diyor ve ekliyordu:
"Bu kadar başarıyı elde etmişken, momentumu yakalamışken bunu kaybetmememizlazım. Çünkü gençler çok kırılgan yani gençler çocuk gibi güven ortamına ihtiyaçları var. Görevden uzaklaştırma meselelerini ince eleyip sık dokumalıyız. Ayrıca bazı Avrupalımerkezlerin bu ortamı fırsat bilip çocukların peşine düştüğünü de biliyorum."
Bir bilim insanın bu samimi uyarıları dikkate alınmalı.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019