Mahmut ÖVÜR
Türkiye'deki siyasal sistemin değişmesi talebi yeni değil, son 40 yılın meselesi ama ilk defa gerçekleşme şansı yakalandı. İçinden geçtiğimiz kavganın bam teli burası.
Bunu da 15 Temmuz'daki o büyük ve anlamlı halk direnişine borçluyuz.
Dikkat edin, bu yüzden, 21. yüzyılın bu halk direnişini görmezden gelmek, etkisini azaltmak için akla hayale gelmeyen şeyler yapıldı. Hem dışarıdakiler hem içeridekiler bunun için çok çaba harcadı.
Hatırlayın uzun süre ABD ve AB yönetimleri resmen sustu. Bırakın o kanlı darbe girişimini kınamayı, gerçekleşmedi diye üzüntüsünü açıkça dile getirenler bile oldu.
Hâlâ, Alman istihbarat başkanı gibi aynı algıyı sürdürenler var.
Referandum yaklaştıkça daha da pervasızlaştılar.
Kimi AB ülkesi terör örgütlerinin silahlı afişlerindeki rezilliğe göz yumuyor, kimi açık açık Türkiye düşmanlığı yapıyor, kimi de Almanya'nın Bild gazetesi gibi Atatürk'e sığınarak "hayır" manşeti atıyor.
AB değerlerinin simgesi bir kurum olan Avrupa Parlamentosu da bu kirli kuşatmada yerini alıyor ve Daily Sabah'ı yasaklayarak kervana basın ayıbıyla katılıyor. Peki, bütün bunların derdi sahiden demokrasi ve insan hakları mı? Öyle olmadığını an azından AB içindeki demokrat damarın temsilcilerinin konuşmalarından biliyoruz.
Ayrıca son yıllarda yaptıkları da ortada;
ABD ve AB'nin nasıl kırmızı çizgilerinden vazgeçtiklerini, Suriye'de Irak'ta katliamlar karşısında nasıl sustuklarını, mültecilere karşı insanlık dışı davranışlarını yaşayarak gördük. Sisi gibi bir darbeciyi kırmızı halıyla karşılayanların insan hakları kaygısı olabilir mi?
Bir tek dertleri var, itiraz eden, "eşit ilişki" arayan ve dünya için "adalet" isteyen Türkiye'yi durdurmak. Açıkça, referandumda bunun tescillenmesinden korkuyorlar.
Çünkü referandum onların aradığı zayıf hükümetlere yol açan, IMF'lere boyun eğen ve bırakın tek parti dönemini hiçbir dönem gerçek anlamda demokrasi üretmeyen vesayetçi sistemi değiştirecek, yerine halkın iradesinin hâkim olduğu yeni bir sistem getirecek.
Bunu da ilk defa millet yapacak ve kendi oyuyla yapacak. 1950 seçimlerinden sonra Şanlıurfalı bir vatandaşın söyledikleri siyasette çok konuşulmuştu: "Urfa'da sandığa bir kağıt parçası attım, Ankara'da iktidar değişti!" Şimdi de bir oyla hayatımızı rehin alan vesayetçi sistemi değiştirme şansı yakaladık. Bu şansın kıymetini bilelim.
İçerideki ve dışarıdaki vesayetçilerin timsah gözyaşlarına bakmayın, tek parti dönemini geçtim, bu halkın son 67 yılda bu ucube sistem sayesinde yaşamadığı şey kalmadı.
Bu sistem, halka darbeleri, kaosu, karakollara kadar inen işkenceleri, faili meçhul cinayetleri, farklılıkların yok sayılmasını, yoksulluğu ve devlet kapılarında sürünmeyi yaşatmadı mı? Düne kadar dindarları, Kürtleri, Alevileri bu sistem yok saymadı mı?
Artık, herkesin demokrasi içinde kendisi olduğu, darbeyle, muhtırayla, 367 gibi hokkabazlıklarla, motellerde oy pazarlıklarıyla ve şiddetle siyaset yapma döneminin sona erdiği yeni bir sistem geliyor.
Bu tarihi dönüşüm de, vesayetçiler gibi silah zoruyla, tankla, topla değil, oyla geliyor.
Bu bile başlı başına bir devrim değil mi?
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019