Mahmut ÖVÜR
Türkiye'nin önemli bir talihsizliği de geçmişiyle yüzleşmeyi bir türlü becerememesi. Ne tam anlamıyla darbelerle yüzleşebildi, ne o darbelere giden süreçlerde olup bitenlerle... Onlarca katliam ve cinayet işleyenler belki de aramızda elini kolunu sallayarak hâlâ dolaşıyor. Ecevit'e suikasttan Doğan Öz'e, milliyetçi Gün Sazak'tan sol Kemalist Uğur Mumcu'ya, Madımak'tan Hrant Dink'e uzanan onlarca katliam ve cinayetin dosyası ya sulandırıldı ya da kapatıldı.
Şu günlerde Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın hangi amaca hizmet ettiği bilinmeyen 40 yıl önceki fotoğrafları sergilenirken, ne yazık ki onun 90'ların sonunda yakından ilgilendiği, Öcalan'ın Suriye'den ayrılması ve silahların bırakılması için yürütülen girişimlerin akamete uğratılması üzerinde hiç durulmadı.
Dahası var, dönemin Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu'na Kıbrıs'ta düzenlenen suikastın üzerine de kimseler gitmedi, gidemedi. Özellikle bu konuya yeniden döneceğim ama şu temel sorunun cevabını hep merak ettim.
Peki, bütün bunlar olup biterken devleti yönetenler ne yapıyordu? Birileri ülkeye tuzak kurup, iç kaos yaratırken, sağla solu birbiriyle çatıştırırken, aydınlara ve topluma suikastlar düzenleyerek birbirine düşürürken devlet neredeydi? Siyaset neden uzlaşmıyordu?
Bu konuları hiç mi konuşmayacağız veya bu süreçlerle ilgili hiç mi belge bilgi yok? Ne yazık ki bugüne kadar hiç kimse konuşmadı. En çok darbelere maruz kalan rahmetli Süleyman Demirel bile geriye bir şey bırakmadan göçüp gitti. Rahmetli Turgut Özal, kendisine 1988'de ANAP Kongresi'nde Kartal Demirağ tarafından yapılan suikastla ilgili biraz ipucu verdi ama sonra o da sustu.
Önceki gün eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un "Kozmik Büro" ile ilgili operasyona ilişkin sırrını tam da bu nedenle gündeme taşıdım. FETÖ'nün o operasyonuyla ilgili kafalarda oluşan çok soru var. Devletin en mahrem kurumuna yönelen bir operasyondan söz ediyoruz. Bu yüzden önemli bir kırılma noktası.
Başbuğ, bu konuda dönemin devlet yetkilileriyle ilgili yakın çevresine önemli şeyler anlatıyor ve bunları yazacağını söylüyor. Bu çok önemli ve bir ilk sanıyorum. Önceki gün ilk ipuçlarını yazdım. Şu tespitlerinin de önemli olduğunu düşünüyorum.
Başbuğ, çevresine o operasyon sırasında operasyonu durdurmak için hem Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e hem de Başbakan Erdoğan'a gittiğini söylüyor. Cumhurbaşkanı Gül'den aldığı; "Paşam devletin savcılarına güvenmiyor musun?" cevabının yarattığı hayal kırıklığıyla Başbakan Erdoğan'a gider ve kendisini şaşırtan şu cevabı alır: "Keşke daha önce bana gelseydiniz. En güvendiğiniz asker arkadaşlarınızı fotokopinin başına koyun ve asla belgelerin asıllarını vermeyin."
Başbuğ, çevresine, gece sabahlara kadar 21 fotokopi makinesiyle çalıştıklarını, 8.5 milyon belgenin 25 gün boyunca kamyonlarla taşındığını anlatıyor ve asıl içini acıtanın ise devlet adına yasadışı örgütlerde çalışan 813 elemanın o bilgiler alındıktan sonra tasfiye edilmesi olduğunu söylüyor.
Bunlar, siyaset kulislerinde konuşulan şeyler. Artık toplumun da bunları bilmesinde yarar var. Kimin nerede durduğu bilinmeli. Kulislerde terfiler konusunda da Başbuğ'un kendi çevresini şaşırtan şeyler söylediği biliniyor. Hele 15 Temmuz'da Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda şehit edilen Ömer Halisdemir'in gözünü kırpmadan alnından vurduğu FETÖ'cü Tuğgeneral Semih Terzi'nin terfisiyle ilgili söyledikleri.
Başbuğ'un bu konuda bildiklerini açıkça anlatmasında yarar var. Bekliyoruz.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019